Başlığı görünce belki şaşıranlar ya da neyin vedası diye
düşünenler olacaktır. Ama bunu yazımın sonunda açıklayacağım. Ne de olsa her
zaman olduğu gibi bugün de önceliğimiz Galatasaray.
Herhalde büyük bir
çoğunluğumuz dün akşam Mersin İdman Yurdu’nu ağırlayan takımımızdan rahat bir
galibiyet bekliyorduk. İki Rel Madrid maçının arasına sıkışan bu karşılaşmada
her ne olursa olsun herhangi bir sıkıntı yaşamayı düşünmüyorduk yani. Fakat gelin
görün ki, ilk 45 dakikada işler hiç de beklediğimiz gibi gitmedi.
Henüz ikinci
dakikada Muslera-Gökhan Zan anlaşmazlığı sonucu Burhan 6 pas üzerinde bomboş
bir kafa vuruşu yaparak takımını 1-0 öne geçirdi. Tabi bu gol doğal olarak TT
Arena Tribünleri’nde soğuk bir duş etkisi yarattı.
Golden sonraki
bölümde de arka arkaya gelen Mersin İdman Yurdu pozisyonları vardı. Öylesine
net fırsatlar yakaladılar ki, farkın artmamasını sadece Muslera’yla
açıklayabiliriz.
30.dakikada gelişen yine
bir Mersin İdman Yurdu tehlikesinde Dany’nin golün sahibi Burhan’ı düşürmesini
bariz gol şansı olarak nitelendiren Süleyman Abay, bu oyuncumuza kırmızı kart
göstererek takımımızı sahada 10 kişi bıraktı. Maça neredeyse mağlup başladıktan
sonra üstüne bir de Dany’i kaybetmek ister istemez yedek kulübemizi ve
taraftarımızı ciddi anlamda strese soktu. Durum böyle olunca da gerginlik
seviyesi gittikçe artan bir sinir harbi yaşanmaya başladı.
İlk yarının son
dakikasında Hamit’in yaptığı bir faul sonucu çileden çıkan Fatih Hoca’nın topu
yere vurmasıyla başlayan olaylar sinsilesi Süleyman Abay, yardımcıları ve
karşılaşmanın gözlemcileriyle tartışıp onlara pek hoş olmayan sözler sarf
etmesi sonucu kendini 2 hafta aradan sonra yeniden tribünde bulmasıyla son
bulmuş oldu.
Açıkçası Fatih Terim
gibi bir tecrübe abidesinden, hele hele henüz
1,5 ay önce benzeri bir sorun yaşamışken daha dikkatli ve soğukkanlı
olmasını beklerdim. Şampiyonluğa sayılı haftaların kaldığı şu günlerde saha
içersinde ne yaşanırsa yaşansın özellikle yedek kulübemizin sinirlerine hakim
olması ve oyuncularımızı psikolojik olarak rahatlatması gerektiğini
düşünenlerdenim.
İkinci 45 dakikada
Orduspor karşılaşmasının bir kopyasını izler gibiydik. Fatih Terim’in ardından
sırasıyla Hasan Şaş ve Ümit Davala’da saçma sapan şekillerde tribüne yollanıp
sinir sistemimizin tahammül sınırlarıyla ciddi anlamda oynanırken, bize bir
nebze olsun teselli imkanı tanıyan tek şey 10 kişilik takımımızın sarfettiği
insan üstü efordu.
61’de Süleyman Abay
ilk kez lehimize bir düdük çalarak Drogba’nın ceza sahası içinde düşürülüşünü
penaltı olarak değerlendirdi. Topun başına geçen Melo’da takımına beraberliği
getirdi.
1-1’den sonra
baskımız iyice arttı. Tek kale bir maç oynanmaya başlamıştı artık.
70.dakikada Sabri’nin
bel hizasında attığı sert pasa ayağını koyan Drogba şansının da yardımıyla
ilginç bir gole imza atarak Türk Telekom Arena’da yeri yerinden oynattı.
15 dakika sonra bir
kez daha sahneye çıktı Drogba. Hamit’in kullandığı sebest vuruşta yaptığı
mükemmel kafa vuruşuyla bu maç burada biter dedi. Yıldız oyuncumuzun gol
sevinci ise hepimize hoş bir tebessüm ettirdi.
İşte kolay geçmesi
beklenen ancak ilk devresinde yaşananlarla oldukça zora giren bu karşılaşmayı
Allah’a şükür kazasız belasız tamamlamış olduk. Gerçi muhtemelen kulübümüz ve
teknik heyetimiz ciddi anlamda cezalar alacaktır. Fatih Hoca’nın en az 3-4
karşılaşmayı daha tribünden izlemek zorunda kalacağını hatta belki de bu sezon
bir daha çimlere ayak basamayacağını, maç içersinde sahaya giren 2 taraftarımız
yüzünden de son 2 sezonda hiç ceza almayan kulübümüzün Elazığspor karşılaşmasını
bayan taraftarlarımız önünde oynamak zorunda kalabileceğini düşünüyorum.
Eveeet sıra geldi
benim için en zor ana. Yani yazımın başında da belirtmiş olduğum bugünün esas
konusuna . Sevgili dostlarım, üzülerek söylüyorum ki bu sezon sizler için
yazdığım son yazımdır bu. Nedeni ise vatan borcu... Allah bir mani vermezse
belki 5, belki de 12 ay sürecek vatani görevimi yerine getirmek için Cuma günü birliğime
teslim olacağım…
Son 6 maçımızı
izleme şansım olur mu bilemiyorum. Aileme, sevdiklerime ve sizlere duyacağım
özlemin yanında takımımızdan uzak kalacak olmak da benim gibi bir Galatasaray
sevdalısı için oldukça zor olacak elbet... Ancak ben inanıyorum ki, ben şahit
olamasam da her şey çok güzel olacak. Geçen sezon olduğu gibi bu sezon da
şampiyonluk kutlamaları Türk Telekom Arena’da yaşanacak. Tüm bu güzellikler
olup biterken benim özlemle dolu kalbim
de sarı-kırmızı için çarpmaya devam edecek...
Bu sezon da 28 hafta
boyunca beni yalnız bırakmayan, yazılarımı okuyan, desteğini esirgemeyen
herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Hakkınızı helal edin, her şey gönlünüzce
olsun… En yakın zamanda tekrar kavuşmak dileğiyle…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR