Futbol aslında çok
basit bir oyun. Anlayana ve bilene tabi. Macera aramak isteyen için ise bazen
içinden çıkılamaz hale gelen bir karmaşa. Tıpkı Başakşehir karşılaşmasında
Tudor’un başına geldiği gibi!
1 hafta evvel
Adanaspor karşısında 4-4-2 dizilişiyle mücadele edip, son dönemlerini en iyi
futbolunu oynayarak elde ettiğimiz 4 gollü galibiyetin ardından ‘’Sanırım Tudor
en sonunda doğruyu buldu.’’ demiştim. Ne yazık ki yanılmışım…
Merak ettiğim tek
bir soru var sadece: artık esamesi okunmayan 3-5-2 ya da 3-4-3 dizilişlerini,
dünya üzerinde Chelsea ve Juventus dışında oynayan bir başka takım var mı?
Cevabı yine kendim vereyim: Yok!
3’lü defansın her
anlamda ortaya çıkış noktası olan İtalyan futbolu bile her anlamda dibe vurmuş
ve bu ligin temsilcileri dahi Juventus istisnası dışında bu sistemi çoktan çöpe
atmışken, Tudor hangi aklın ya da mantığın hizmetiyle Galatasaray’a ısrarla
bunu oynatmaya çalışıyor?
Daha önce de
söylemiştim, 3’lü defans oynayabilmeniz için elinizde 3 tane tabiri caizse ‘’taş
gibi’’ stoper, bunun yanında da sağ ve sol kanatta sürekli olarak 70-80 metre
gidip gelecek Dani Alves, Roberto Carlos, Javier Zanetti, Darijo Srna gibi
kenar oyuncuları olmak zorundadır. Peki siz söyleyin, Galatasaray’ın 3 tane ‘’taş
gibi’’ stoperi ya da bahsettiğim tarzda kenar oyuncuları var mı?
Galatasaray’ın
mevcut kadro yapısıyla 3’lü defans üzerinde ısrar etmek intihar etmektir! Bu
kadar net söylüyorum bunu. Bu Galatasaray hiçbir maçta, hiçbir rakibe karşı 3’lü
defans oy-na-ya-maz! Başakşehir karşısında alınan tarihi mağlubiyet bunu artık
sağır sultana bile duyurur niteliktedir!
Gelelim bir başka
konuya. Yine Tudor’a sormak istiyorum: Senin futbolculuk kariyerin Sneijder ya
da Podolski’den daha mı büyüktü de kendince bu iki isim üzerinden bir şeyleri ispat
etme çabasına girişiyorsun?
Şu Galatasaray’da
ilk on bir yapılacağı zaman, tahtaya yazılacak ilk isim Muslera olur. İkinci
sırada Sneijder gelir, üçüncü isim de Podolski olur. Geri kalan 8 boşluğa
istediğini koyarsın, istediğini oynatırsın, istediğini de kesersin… Ama bu üç
ismi hiçbir şekilde kesemezsin!
Hafta boyunca öve
öve bitiremediği Josue’nin Başakşehir karşısındaki performansını gördükten
sonra acaba ne düşünmüştür Tudor? Adama gülerler be! Vallahi de gülerler,
billahi de gülerler! Sen dünya çapında iki yıldız De Jong ve Sneijder’i
kulübede oturtacaksın, sonra da Josue’den ön libero, Yasin’den de 10 numara
yaratmaya kalkacaksın. Sadece gülerler adama…
Riekerink’i
eleştirmekten dilimizde tüy bitmişti artık. Oyuna müdahale edemiyor, ettiği
zaman da yanlış işler yapıyor diye. Ancak görüyorum ki bu konuda Tudor’un da
ondan eksiği yok fazlası var! Öylesine rezil bir ilk yarının ardından, üstüne
üstlük 2 farklı geride kapadığınız bir ilk yarının ardından hala daha oyuna
müdahale etmiyorsa bir teknik direktör, onun futbol bilgisini ciddi anlamda
sorgularım ben!
Galatasaray’ın rakip
kaleye tek bir isabetli şut dahi gönderemediği oyun şablonunu, 65 dakika
boyunca sadece izlemekle yetindi Tudor.
Skor 3-0 olduktan sonra lütfetti de Sneijder’le Podolski’yi oyuna alma
zahmetinde bulundu…
Galatasaray-Başakşehir
karşılaşmasında ortaya çıkan en önemli sonuç, Tudor’un Galatasaray’ın yıldız
futbolcularının isimleri altında ezildiği ve bunu kendine kompleks edindiğidir!
Ortaya çıkan bu
başarısız tablonun en büyük sorumlusu yönetim hakkında ise konuşmak istemiyorum
artık. Çünkü biz ne söylersek söyleyelim, ne yazarsak yazalım, ne kadar
eleştirirsek eleştirelim, kendileri sadece ‘’Yarabbi şükür’’ deyip geçecekler.
Bu kadar utanmaz, bu kadar arsız, bu kadar pişkin bir Galatasaray başkanı ve
ona bağlı yönetim kurulu görmedim ben!
Evet sevgili Galatasaraylılar; Dursun Özbek önderliğindeki ikinci sezonumuz da bir öncekinde olduğu gibi
başarısızlıklar ve rezaletler içerisinde tamamlanmak üzere. Allah 3.sünden
saklasın diyeceğim ama Dursun Özbek başımızda olduğu sürece nice 3’ler, 13’ler
bizi bekler… Tez zamanda bu adamdan kurtulmak dileğiyle…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR