3 Mayıs 2017 Çarşamba

Biraz Geç Olmadı Mı?

  Bütün Galatasaraylılar için yüreği sarı kırmızıyla çarpan tüm Galatasaray sevdalıları için hayal kırıklıklarıyla dolu üst üste ikinci sezonun da son dönemecine girdik artık. Tabi 112 yıllık anlı şanlı tarihinde olduğu gibi son 5 yılı da başarılarla dolu olan kulübümüzün, Dursun Özbek’in üstün çabaları sayesinde 2 yılda düştüğü durum içler acısı! Ancak bundan daha acı olan, Galatasaray kongre üyelerinden bu duruma en ufak bir tepkinin olmayışı. Fakat bu çok normal. Çünkü hayattaki tek amaçları Galatasaray Spor Kulübü’nün onlara sunduğu sosyal olanaklardan yararlanmak olan sözde Galatasaraylı bu şahsiyetlerin, kendi çıkarlarına ters bir durum oluşmadığı sürece olup bitenlere tepki göstermeleri beklenemez. Onlar kendi keyiflerine, yemelerine, içmelerine bakıyorlar çünkü…
  Geçtiğimiz hafta dramatik bir şekilde kaybettiğimiz Fenerbahçe karşılaşmasının ardından özellikle hiçbir şey yazmadım. Kendimce protesto etmek istedim belki de bir şeyleri. Çünkü bazı durumları ben kendi adıma kabullenemiyorum artık. Her defasında Fenerbahçe’nin hiçbir şey oynamadan, bizim sayısız gol pozisyonunu değerlendiremediğimiz karşılaşmalarda, kalemize tek isabetli şut çekip onda da golü bularak bizi yenip gitmelerini bir Galatasaray taraftarı olarak ben kabullenemiyorum!
  Böyle bir mağlubiyet 1 kere yaşanır, tesadüf dersin. 2 kere yaşanır, hadi yine tesadüf dersin. Ancak her defasında aynı şey oluyorsa bu ne tesadüftür, ne de şans... Buna olsa olsa beceriksizlik denir! Çünkü sen bir dünya pozisyona girip hiç birini gole çeviremiyorsan, buna karşılık adamlar senin kalene 1 kere, 2 kere gelip seni mağlup etmeyi başarıyorsa, bunun adı beceriksizliktir!
  İşte yine Galatasaray’ın son derece beceriksiz olduğu bir akşamda, 90 dakika boyunca sahada hiçbir varlık gösteremeyen Fenerbahçe takımı bizi mağlup ederek, sıralamada bir üst basamağımızdaki yerini iyice sağlamlaştırmış oldu. Sezon başında neredeyse alay ettiğimiz Fenerbahçe’nin ligin bitimine 4 hafta kala 4 puan farkla önümüzde oluşu, Dursun Özbek yönetiminin bir başka büyük başarısıdır! Devre arasında yolları ayırmadıkları Riekerink’i 3 hafta sonra kovarak, Tudor’la birlikte yine bir geçiş dönemine sebebiyet vermiş oldular. Bu dönemde de üst üste kaybedilen puanlar Galatasaray’a şampiyonluk yarışında havlu attırdığı gibi sıralamada da 4.lüğe kadar gerilemesine neden oldu.
  Gelelim bu haftaya: Hamza Hamzaoğlu’nun görevden ayrılmasından sonra büyük bir düşüş yaşayarak neredeyse küme düşme potasına yaklaşan Bursaspor karşısında doğal olarak favoriydik. Ancak Bursaspor’un sahadan bu kadar silineceğini de tahmin etmemiştim.
  Geçen hafta alınan mağlubiyete rağmen Fenerbahçe karşısında oldukça üstün bir futbol sergileyen takımımız, aynı oyunu Bursa’da da üzerine koyarak sürdürdü. Tabi bunda Bursaspor’un hiçbir şey yapamayışının etkisi de büyüktü.
  Maça adeta golle başladık. Henüz 4.dakikada sol taraftan çalımlarla ceza sahasına sokulan Bruma’nın ortaya çıkardığı top, Bursaspor’lu Ertuğrul’un ayağından sekerek ağlarla buluştu. Bu golle öne geçmiş olduk.
  Henüz 1 dakika sonra Yasin’le 2.gole çok yaklaştık. Bruma’nın pasıyla sağ çaprazdan ceza sahasına giren Yasin, bir anda kaleci Harun’la karşı karşıya kaldı. Harun’un üzerinden yaptığı aşırtma vuruş ağlara gidiyordu ki son anda Aziz Behich kale çizgisi üzerinde kayarak çıkardı.
  Devrenin tamamında oyunun mutlak hakimiydi Galatasaray. Bursaspor’lu oyuncular doğru düzgün ceza sahamıza bile yaklaşamadılar. Buna karşılık Bruma önderliğinde ardı ardına ataklarımız söz konusuydu.
  Devrenin son dakikasında günün yıldızı Bruma bir kez daha çıktı sahneye. Yine sol kanatta buluştuğu topla içeri doğru kat etti. 2 rakibini eksilttikten sonra Podolski’yle verkaça girdi ve penaltı noktası üzerinde Harun’la karşı karşıya kaldı. Yaptığı vuruşta Harun’un müdahalesine rağmen top filelerle buluşarak 2.Galatasaray golü olarak tabelaya yazıldı.
  Devre 2-0 bitti ama rahatlıkla 4-0, 5-0 da bitebilirdi. Bu doğrultuda da ikinci 45 dakikada farkın artacağı belliydi.
  57.dakikada sağ çaprazdan kazandığımız serbest vuruşta topun başına gelen Sneijder, arka direğe güzel ortaladı. Aynı güzellikte kafayı vuran Ahmet Çalık hem aradaki farkı 3’e çıkardı, hem de Galatasaray formasıyla ilk kez gol sevinci yaşamış oldu.
  Aradan yalnızca 3 dakika geçmişti ki bu kez Podolski çıktı sahneye. Tolga Ciğerci’nin bir anda kaptığı topta, rakip savunmanın dengesiz yakalanmasını iyi değerlendiren Sneijder, verdiği şık pasla Podolski’yi Harun’la karşı karşıya bıraktı. Bu tarz pozisyonları asla affetmeyen Alman yıldızımız skoru 4-0 yaptı.
   4-0’dan sonraki bölümde de golle sonuçlandıramadığımız bir çok pozisyon vardı. Özellikle Bruma jeneriklik bir gole imza atabilirdi. Ancak ne yazık ki 4 rakibinden sıyrıldıktan sonraki son vuruşu acemice oldu…
  Kapanışı yapmak son haftaların suskun ismi Yasin Öztekin’e kısmet oldu. Özellikle sezonun ilk yarısında takımın en golcü ismi olan Yasin, uzun süreli suskunluğuna nihayet son verdi. Bursaspor ceza sahası içinde buluştuğu topta ısrarını sürdüren ve topu kaybetmeyen Yasin, dar açıya rağmen mükemmel bir gol vuruşu yaparak gecenin skorunu ilan etti.
  Son 2 haftada ortaya koyduğumuz futbol olumlu sinyaller verse de, Dursun Özbek başkan olduğu sürece ben Galatasaray’ın mücadele edeceği hiçbir kulvarda başarılı olabileceğine inanmıyorum! Bu sene artık geçti. Ancak yeni sezonda da şu an ki tablodan daha iyisini yapabileceğimize pek ihtimal vermiyorum. Çünkü 2 sezonda 5.teknik direktörle çalışan mevcut yönetim kurulunun, bundan sonra alınacak başarısız sonuçlarda artık kendisini değiştirmesi gerekmektedir. Dursun Özbek’de bunu hiçbir şekilde yapmayacağına göre, 1 sezon daha Galatasaraylılar için çile ve sabırla dolu bir şekilde geçecek gibi görünüyor…

                                                                                         e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR