Başlangıçlar her zaman önemlidir. Özellikle de futbolda.
Hele ki, ligin ilk yarısını liderin 8 puan gerisinde kapamışsanız ve ikinci
devrede puan kaybına tahammülünüz kalmamışsa... Ancak ne var ki, başınızda
Mancini gibi sadece kağıt üstünde ‘’teknik direktör’’ ünvanına sahip bir şahıs
varsa, sizin için işler tahminlerinizden çok daha farklı işleyebilir. Mesela bu
akşam olduğu gibi...
Bugün takımımız sezonun
belki de en önemli maçına çıktı. Çünkü yaşanacak puan kaybı Fenerbahçe’yi
hepten havaya sokacak, aradaki farkın çift haneli rakamlara çıkması da
şampiyonluk kelimesini her telaffuz edişimizde realistlikten ciddi anlamda
uzaklaşmış bir anlam içerecekti. Zaten bundan sonra öyle olacak muhtemelen.
Çarşamba günü
söylemiştim, ‘’Bir teknik direktör düşünün ki, elinde 3 tane stoper olmadan
3-5-2 oynamaya kalksın. Bir teknik direktör düşünün ki, elinde sol açık olmadam
3-5-2 oynamaya kalksın.’’ diye. Huylu huyundan vazgeçmez derlerdi de
inanmazdım. Cidden de öyleymiş. Bir insan bu kadar mı inatçı olur? Pes diyorum
başka da bir şey demiyorum!
Ben hayatımda
öngörüsü bu kadar düşük bir başka insan tanımadım. Daha maç başlamadan
çıkardığı 11’i gördüğümde ‘’Bu maç sabaha kadar da oynansa bu Galatasaray bu
kadro ile kazanamaz.’’ demiştim. Bunu ben bile kestirirken, 4 aydır bu takımın
başında olan, 1 aydır takımla kamp yapan, her gün idmanlarda çalışan kişi nasıl
olur da böylesine kötü bir onbirden galibiyet bekler…
Adam takımın başına geçeli tam 4 ay oldu
ancak hala ne ideal 11 belirleyebildi ne de bu takımdan maksimum verimi
alabileceği dizilişi. İşte Galatasaray'ımız Fatih Terim gibi bir efsaneden
sonra ne yazık ki böylesine aciz insanların eline teslim edildi! Yazıklar
olsun! Cidden yazıklar olsun! Bize bunu layık görenlere ben hakkımı hiçbir
şekilde helal etmiyorum. Aranızda benle aynı üzüntüyü yaşayanlar varsa, onlar
da etmesinler!
Macini’nin bu akşam
sahaya çıkardığı onbirin tek açıklaması Galatasarayla alay etmektir! Hiç kimse
bana hikaye anlatmaya kalkmasın lütfen. Evet, bu akşam Galatasaray’ın 109
yıllık tarihinde ilk kez bir teknik direktör Galatasaray ismiyle ve
değerleriyle alay etmeye kalkmış, bu amacında da başarılı olmuştur! Ancak daha
acısı, gerek başkanımız gerekse de yönetim kurulumuz bu durumdan zerre
rahatsızlık duymamışlar ve adı Galatasaray’dan kati suretle büyük olamayacak
bu şahsın, 109 yıllık markamıza yaptığı bu rezil davranışa kayıtsız kalmışlardır!
Ne yazık ki, Galatasaray Yönetim Kurulu’nda
futboldan anlayan bir Allah’ın kulu yok şu an. Bu başı boşluk da, elinoğlunun
gelip burada takımımızla kafa bulmasını, kendini eğlendirmesini müspet kılıyor işte!
Yapılan onca
transferden sonra hala Sabri forma giyiyorsa ilk 11’de, ne söyleyelim ya da
neyi konuşalım? Mesela ‘’Salih Dursun ne için transfer edildi
o zaman?’’ sorusu geldi hemen aklıma. Ama eminim yaptıklarıyla söylemleri asla
birbirini tutmayan Mancini, bu konuda da mantıklı bir açıklama yapamaz bana.
Sürekli olarak
takımdan gitmeleri gerektiğini dile getirdiğin Amrabat, Dany ve Riera’yı neden hala
oynatıyorsun diye sormazlar mı adama? Bu oyunculara forma verdiğin her
karşılaşma, ‘’Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’’ düşüncesine bürümeyecek mi
insanları? Onu da geçtim, adamları umutlandırmaz mı, ‘’Hoca demek ki bizi
kafasında tam olarak silmemiş’’ diye. İşte sen bu kadar düşünce yoksunu bir
insansın Roberto Mancini!
Tabi Mancini kadar
yönetim kurulumuz da aciz ve basiretsiz! Öyle ki, transfer ettikleri oyunculara
lisans çıkaramayacak kadar beceri yoksunu insanlar bunlar. Ben Alex Telles ya
da Hajrovic olsam ‘’Kafa mı buluyorsunuz kardeşim siz benimle?’’ sorusunu
sorardım bu beyefendilere. Dünya’nın hiçbir ülkesinde, hiçbir ligde böyle bir
komedi yaşanmış mıdır acaba? Sen çuvalla para ödeyip transfer ettiğin oyuncuları
oynatama, kötü giden maçta kurtarıcı olarak takımdan gitmesini dört gözle
beklediğin Amrabat’a bel bağla! Vay anasını beee… Ne hallere düşürdüler koskoca
Galatasaray’ı…
Roberto Mancini bu
akşam Fenerbahçe’nin şampiyonluk yolundaki avantajını daha da fazlalaştırmak,
Galatasaray’ın da zaten az olan umutlarını tamamen yok etmek için elinden
geleni yapmış, bu doğrultuda da istediğini fazlasıyla elde etmiştir! Herhalde
kariyer hedefleri arasında Fenerbahçe teknik direktörlüğü de var! Yoksa bu
akşam yaşananların gerçek olması pek mümkün olamazdı.
Tek stoperle ve sol
açıksız 3-5-2 oynamaya çalışan, daha fenası da bunda ciddi anlamda ısrarcı olan
bir teknik direktörle bu takım hiçbir başarı yakalayamaz. Olur da yakalar ise bu
sefer gerçekten ‘’tesadüf’’tür!
Bu akşamki rezaletin
ve kepazeliğin tek sorumlusu olan Roberto Mancini’den birilerinin acilen hesap sorması
gerekmektedir. Bunu yapacak mercii de Galatasaray Yönetim Kurulu’dur. Ancak ne
var ki, yukarıda da belirtmiş olduğum gibi futbolun f’sini bilmeyen,
hayatlarında topa ayak vurmamış bu şahıslardan böyle bir hareket beklemek hayalcilik olur elbet.
Son olarak, Fenerbahçe’ye
2013-2014 sezonu şampiyonluğu adına Ersun Yanal’dan bile fazla katkıda bulunmuş olan Roberto Mancini’yi en kısa zamanda elinde bavullarıyla birlikte Atatürk
Havaalanı-Dış Hatlar Terminali'nde görmeyi temenni ederek bu akşamlık noktayı koyuyorum.
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR