İlk yarının son 2 haftasında oynanan Trabzonspor ve Kayseri
Erciyes maçlarının ardından biraz umutlanmıştım açıkçası. Hatta kendi kendime ‘’Yaav
adama çok mu haksızlık ettim acaba?’’ diye düşünmüştüm Mancini’yle ilgili
olarak. Ama bu akşam bir kez daha anladım ki, ilk devre boyunca kendisi
hakkında yaptığım bitmek tükenmek bilmeyen eleştirilerimde yerden göğe kadar
haklıymışım. İddia ediyorum, değil Galatasaray Türkiye’ye bugüne kadar gelmiş
en kötü 3-5 teknik direktörden biri Roberto Mancini. Ondan olsa olsa takım
elbise katalog mankeni olur başka da bir halt olmaz! Dolayısıyla da bu Emporio
Armani beyefendisiyle 20 senede çalışsak biz, bir arpa boyu mesafe kat
edemeyiz!
Dervişin bile fikri
olmasa da zikri olurmuş. Ancak gelir görün ki, bu adamın fikri de yok zikri de…
Bir teknik direktör
düşünün ki, elinde 3 tane adam akıllı stoper olmayan takımı ısrarla 3-5-2
oynatmak istesin... Bir teknik direktör düşünün ki, elinde doğru düzgün sol
açık olmayan takımı ısrarla 3-5-2 oynatmak istesin... Bir teknik direktör
düşünün ki, ön libero Melo’dan, ön libero
Ceyhun’dan ve de sol bek Hakan Balta’dan stoper yaratmaya kalksın... Bir
teknik direktör düşünün ki, her maça ayrı bir kadroyla, her maça ayrı bir
sistemle çıksın... Bu nedir yaa? Kafa mı buluyorsun arkadaş sen bizimle??
Adam göreve geleli 4
ay oldu, hala ne taktik belirleyebildi, ne sistem, ne de ideal 11… Yazık günah!
Cidden yazık günah!
Madem Mancini’nin
kafasında 3-5-2 var, hadi Chelsea’ya karşı da bugünküne benzer bir yapıyla
çıksın oynasın da görelim bakalım… İnsanın en başta kendisinin inanmadığı bir
şeyi doğru diye insanlara empoze etmeye çalışması neyin nesi anlamak gerçekten
mümkün değil!
Sen kalk, son 3
sezonda orta sahamızın neredeyse %50’sini tek başına oluşturmuş olan Melo’yu,
Selçuk İnanla mükemmel bir uyum yakalamış olan Melo’yu, o bölgeden alıp stopere
monte etmenin yollarını ara... Pes arkadaş! Vallahi de pes, billahi de pes!
Sanki elimizde Yaya Toure, Matuidi falan var da Melo’yu tereddütsüz bir şekilde
oradan alabiliyoruz! Bir kere Selçuk-Melo ikilisini durduk yere bozmaya kalkmak
takıma yapılan bir ihanettir!
Mancini 2.devrede
Melo’yu stoper oynatsın, Melo 17 haftayı en az 3 kırmızı kartla bitirmezse şayet
ben bir daha yazı falan yazmayacağım! Bu kada kesin konuşuyorum! Akıl var mantık var, kart görme potansiyeli bu
kadar yüksek olan, böylesine agresif oynayan bir oyuncu son adam olarak
oynatılır mı hiç yaaa???
Kafama takılan bir diğer unsur da şu; arkadaş sen
madem ille de 3-5-2 oynayacağım ben diyosun, o zaman neden ısrarla sağ bek, sol bek
aldırıyorsun yönetime? Git 2 tane doğru düzgün stoper aldır, sen de rahatla, biz
de rahatlayalım… Orta 5’linin sağı için Salih’i, solu için de Telles’i
düşünüyorsan zaten seni hala teknik direktör diye orda tutanlara da yazıklar
olsun!
Drogba
için de birkaç şey söylemek istiyorum: Haftalardır takıma katkısı 0, zararı ise
onlarca. Evet, Drogba şu an Galatasaray Takımı’na ciddi anlamda zarar veriyor.
Bunca zamandır gerek kariyerinin, gerekse de kendisine olan sevgimin hatrına
sabrediyordum. Ancak bu akşamki performansı bardağı taşıran son damla oldu.
Umut Bulut bile o kısıtlı yetenekleriyle, oynadığı maçlarda Drogba’da daha
fazla çırpınıyor takımına bir şeyler verebilmek için. Dolayısıyla da Drogba bu
vurdumduymaz tavırları ve sadece ‘’kendine’’odaklı futbol tarzıyla Galatasaray’da
oynayamaz, oynamamalıdır da. Sanırım kendisi kafasında bitirmiş Galatasaray’ı.
Sezon sonu MLS’den alacağı milyonlar bence şu an daha cazip geliyor ona. Hal
böyleyken de sırf ismi ‘’Drogba’’ diye bir oyuncuya ısrarla forma vermenin diğer
oyuncuların gözünde nasıl bir adalet olgusu oluşturacağını tekrar bir gözden
geçirmek lazım bence…
Bugün ilk kez Galatasaray forması giymiş olan Umut Gündoğan ve Salih Dursun hakkında da bir şeyler söylemek gerekir sanırım. Açıkçası Umut çok rahattı. Sanki yıllardır Galatasaray'da oynuyormuş gibi bir görüntü çizdi. Elbet eksikleri var. Özellikle pasları biraz kısa atıyor. Açıkçası stili bu şekildeyse bizim takımdan çok adam sakatlar. Fakat genel anlamda top tekniği, çabukluğu ve rahatlığıyla rotasyonun önemli parçalarından biri olabilir.
Salih Dursun Umut'a oranla biraz tutuk gibiydi. Özellikle oyuna dahil olduğu ilk bölümde biraz bocalamadı değil. Ama çok normal tabi bunlar. Her genç futbolcunun İstanbul takımlarına transfer olduğunda ilk başlarda yaşadığı şeyler. Zaten dakikalar ilerledikçe o da yavaş yavaş attı üzerinden o tutukluğu. Ancak gerçekçi olmak gerekirse, şu an ki seviyesiyle Eboue'yi kesmesi bu oyuncumuza ciddi bir haksızlık olur. Belki yabancı kontenjanından ötürü önem seviyesi yüksek olmayan maçlarda böyle bir şey yapılabilir ancak zorluk derecesi yüksek olan maçlarda bu takımın 1.sağ beki her zaman hiç tartışmasız Eboue olmalıdır.
Son olarak, bu aralar üzerimizde karabulutlar dolaşıyor. Önce Bruma, bugün de Aydın Yılmaz. Aydın'ı en çok eleştiren insan belki de benimdir bu ülke de. Hatta birkaç yıl önce neden hala Galatasaray Takımı'nda yer aldığına dair bir yazı bile almıştım kaleme. Ancak ne olursa olsun, maçı anlatan Sabri Ugan'ın da belirtmiş olduğu gibi ''Her şeyin başı sağlık'' Aydın'a buradan geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum ve en yakın zamanda bu süreci atlatmasını temenni ediyorum...
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR