23 Ocak 2014 Perşembe

Emporio Mancini

 İlk yarının son 2 haftasında oynanan Trabzonspor ve Kayseri Erciyes maçlarının ardından biraz umutlanmıştım açıkçası. Hatta kendi kendime ‘’Yaav adama çok mu haksızlık ettim acaba?’’ diye düşünmüştüm Mancini’yle ilgili olarak. Ama bu akşam bir kez daha anladım ki, ilk devre boyunca kendisi hakkında yaptığım bitmek tükenmek bilmeyen eleştirilerimde yerden göğe kadar haklıymışım. İddia ediyorum, değil Galatasaray Türkiye’ye bugüne kadar gelmiş en kötü 3-5 teknik direktörden biri Roberto Mancini. Ondan olsa olsa takım elbise katalog mankeni olur başka da bir halt olmaz! Dolayısıyla da bu Emporio Armani beyefendisiyle 20 senede çalışsak biz, bir arpa boyu mesafe kat edemeyiz!
  Dervişin bile fikri olmasa da zikri olurmuş. Ancak gelir görün ki, bu adamın fikri de yok zikri de…
 Bir teknik direktör düşünün ki, elinde 3 tane adam akıllı stoper olmayan takımı ısrarla 3-5-2 oynatmak istesin... Bir teknik direktör düşünün ki, elinde doğru düzgün sol açık olmayan takımı ısrarla 3-5-2 oynatmak istesin... Bir teknik direktör düşünün ki, ön libero Melo’dan,  ön libero Ceyhun’dan ve de sol bek Hakan Balta’dan stoper yaratmaya kalksın... Bir teknik direktör düşünün ki, her maça ayrı bir kadroyla, her maça ayrı bir sistemle çıksın... Bu nedir yaa? Kafa mı buluyorsun arkadaş sen bizimle??  
  Adam göreve geleli 4 ay oldu, hala ne taktik belirleyebildi, ne sistem, ne de ideal 11… Yazık günah! Cidden yazık günah!
  Madem Mancini’nin kafasında 3-5-2 var, hadi Chelsea’ya karşı da bugünküne benzer bir yapıyla çıksın oynasın da görelim bakalım… İnsanın en başta kendisinin inanmadığı bir şeyi doğru diye insanlara empoze etmeye çalışması neyin nesi anlamak gerçekten mümkün değil!
  Sen kalk, son 3 sezonda orta sahamızın neredeyse %50’sini tek başına oluşturmuş olan Melo’yu, Selçuk İnanla mükemmel bir uyum yakalamış olan Melo’yu, o bölgeden alıp stopere monte etmenin yollarını ara... Pes arkadaş! Vallahi de pes, billahi de pes! Sanki elimizde Yaya Toure, Matuidi falan var da Melo’yu tereddütsüz bir şekilde oradan alabiliyoruz! Bir kere Selçuk-Melo ikilisini durduk yere bozmaya kalkmak takıma yapılan bir ihanettir!
  Mancini 2.devrede Melo’yu stoper oynatsın, Melo 17 haftayı en az 3 kırmızı kartla bitirmezse şayet ben bir daha yazı falan yazmayacağım! Bu kada kesin konuşuyorum! Akıl var mantık var, kart görme potansiyeli bu kadar yüksek olan, böylesine agresif oynayan bir oyuncu son adam olarak oynatılır mı hiç yaaa???
  Kafama takılan bir diğer unsur da şu; arkadaş sen madem ille de 3-5-2 oynayacağım ben diyosun, o zaman neden ısrarla sağ bek, sol bek aldırıyorsun yönetime? Git 2 tane doğru düzgün stoper aldır, sen de rahatla, biz de rahatlayalım… Orta 5’linin sağı için Salih’i, solu için de Telles’i düşünüyorsan zaten seni hala teknik direktör diye orda tutanlara da yazıklar olsun!
  Drogba için de birkaç şey söylemek istiyorum: Haftalardır takıma katkısı 0, zararı ise onlarca. Evet, Drogba şu an Galatasaray Takımı’na ciddi anlamda zarar veriyor. Bunca zamandır gerek kariyerinin, gerekse de kendisine olan sevgimin hatrına sabrediyordum. Ancak bu akşamki performansı bardağı taşıran son damla oldu. Umut Bulut bile o kısıtlı yetenekleriyle, oynadığı maçlarda Drogba’da daha fazla çırpınıyor takımına bir şeyler verebilmek için. Dolayısıyla da Drogba bu vurdumduymaz tavırları ve sadece ‘’kendine’’odaklı futbol tarzıyla Galatasaray’da oynayamaz, oynamamalıdır da. Sanırım kendisi kafasında bitirmiş Galatasaray’ı. Sezon sonu MLS’den alacağı milyonlar bence şu an daha cazip geliyor ona. Hal böyleyken de sırf ismi ‘’Drogba’’ diye bir oyuncuya ısrarla forma vermenin diğer oyuncuların gözünde nasıl bir adalet olgusu oluşturacağını tekrar bir gözden geçirmek lazım bence…
   Bugün ilk kez Galatasaray forması giymiş olan Umut Gündoğan ve Salih Dursun hakkında da bir şeyler söylemek gerekir sanırım. Açıkçası Umut çok rahattı. Sanki yıllardır Galatasaray'da oynuyormuş gibi bir görüntü çizdi. Elbet eksikleri var. Özellikle pasları biraz kısa atıyor. Açıkçası stili bu şekildeyse bizim takımdan çok adam sakatlar. Fakat genel anlamda top tekniği, çabukluğu ve rahatlığıyla rotasyonun önemli parçalarından biri olabilir.
   Salih Dursun Umut'a oranla biraz tutuk gibiydi. Özellikle oyuna dahil olduğu ilk bölümde biraz bocalamadı değil. Ama çok normal tabi bunlar. Her genç futbolcunun İstanbul takımlarına transfer olduğunda ilk başlarda yaşadığı şeyler. Zaten dakikalar ilerledikçe o da yavaş yavaş attı üzerinden o tutukluğu. Ancak gerçekçi olmak gerekirse, şu an ki seviyesiyle Eboue'yi kesmesi bu oyuncumuza ciddi bir haksızlık olur. Belki yabancı kontenjanından ötürü önem seviyesi yüksek olmayan maçlarda böyle bir şey yapılabilir ancak zorluk derecesi yüksek olan maçlarda bu takımın 1.sağ beki her zaman hiç tartışmasız Eboue olmalıdır.
   Son olarak, bu aralar üzerimizde karabulutlar dolaşıyor. Önce Bruma, bugün de Aydın Yılmaz. Aydın'ı en çok eleştiren insan belki de benimdir bu ülke de. Hatta birkaç yıl önce neden hala Galatasaray Takımı'nda yer aldığına dair bir yazı bile almıştım kaleme. Ancak ne olursa olsun, maçı anlatan Sabri Ugan'ın da belirtmiş olduğu gibi ''Her şeyin başı sağlık'' Aydın'a buradan geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum ve en yakın zamanda bu süreci atlatmasını temenni ediyorum...

                                                             e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR