Geldik bir sezonun daha sonuna. Acısıyla-tatlısıyla,
başarılarla-başarısızlıklarla, Fatih Terim’le-Roberto Mancini’yle, Bruma’yla-Alex
Telles’le 2013-2014 sezonunu da geride bırakmış olduk. Normal şartlar altında bakarsak başarılı sayılabilecek bir sezon, son 2 sezonla mukayese
edersek fiyasko! Hangisi doğru bakış açısı, o da kişiden kişiye değişir. Ancak
sonuç itibariyle ligi 2.sırada bitirip Şampiyonlar Ligi’ne 3.kez üst üste
doğrudan katılma hakkı kazanmış, Türkiye Kupası’nın 9 yıl aradan sonra müzesine
götürmüş, Şampiyonlar Ligi’nde de Juventus’u ekarte edip son 16 ‘yı görmüş bir
Galatasaray var ortada. Mancini’yle bile bu saydıklarımı başarabildiyse bu takım,
Fatih Hoca kalmış ya da Mancini yerine daha iyi bir teknik direktör getirilmiş
olsa, muhtemelen çok daha büyük başarılar yaşayacağımız, 4.yıldızı takacağımız
bir sezon olacaktı. Ne diyelim, kısmet değilmiş…
Ligin son maçına da,
29 haftadır olduğu gibi yine anlamsız bir saha dizilişiyle çıktı Mancini. Sol
bek Hakan Balta stoperde, sağ bek Sabri sol bekte, stoper Semih’te sağ bekte…
Yekta’nın sağ açık oluşuna ise alıştık artık…
Hangi akla hizmet bu kadar oyuncusunun mevkiisini değiştirir bir teknik
direktör, anlam vermek imkansız. Zaten son yıllarda bunu bir Mustafa Denizli
yaptı, onun da Beşiktaş’taki 2.sezonu nasıl sonuçlandı çok iyi hatırlıyoruz,
bir de bizim ‘’kağıtçı’’
Bütün bu
olumsuzluklara ve kağıtçıya rağmen son haftalarda takım olmayı, savaşmayı,
geriye düştüğü maçlarda yılmamayı öğrenen bir Galatasaray çıktı ortaya. Belki
ligin 2.yarısının başlarında olsak şimdi, bazı şeyler daha farklı olabilirdi…
Kayseri
Erciyes takımının hiçbir iddiasının olmayışı, bu akşam işimizi kolaylaştıran en
önemli etkendi şüphesiz. Bu doğrultuda da 90 dakika boyunca sahanın tek hakimiydi
takımımız. Burak ve Sneijder sezonun genelinde olduğu gibi gol kaçırma yarışına
girmeseler, belki de tarihi bir fark çıkacaktı ortaya. İkisi de akıl almaz
goller kaçırdılar çünkü. Hem de çuvalla…
Gelecek sezon ‘’vurduğunu
gol yapacak’’ bir santrafor transfer edilmezse şayet yine bir çok maçın sonunda
duvarlara vururuz başımızı. Hep birlikte gördük ki, bu takım bu sezon kötü
oynadığı karşılaşmalarda bile en az 2-3 tane %100’lük fırsatı harcadı çünkü.
Her zaman söylediğim gibi Fener’in santraforlarından bir tanesi bile bizde olsaydı,
puan tablosunda çok şeyler değişirdi!
Burak bu akşam
biraz becerikli olabilse, belki de zoru başarıp çok eleştirildiği şu sezonu da gol
kralı olarak tamamlayacaktı. Ama son vuruşları kötü bile değildi bugün. Amatör
kümede dahi yapılmayacak gol vuruşları yaptı maç boyunca. Allah’tan ilk
golümüzde Sneijder topu ağzının içine soktu artık da, atmak zorunda kaldı!
Ligin ilk devresi boyunca herhalde Chedjou’yu
benim kadar kimse eleştirmemiştir. Hatta bir ara ‘’Bank Asya stoperi’’ diye
lakap takmıştım kendisine. Ancak 2.devreyle birlikte formunda ciddi bir
yükseliş meydana geldi. Hatta bir dönem arka arkaya goller atmaya falan başlamıştı
ki, kağıtçının gazabına uğradı. 7-8 hafta 18’e dahi giremedi. Sonra son 3-4
karşılaşmada geri döndü takıma. O karşılaşmaların hepsinde de oyuna damga vuran
isim oldu. Özellikle geçen haftaki Trabzonspor ve bu akşamki Kayseri Erciyes
maçlarında 10 üzerinden 8’lik, 9’luk oynadı bence. Eğer hep böyle olacaksa
gelecek sezonda bizimle birlikte olmasını isterim. Ancak sadece birkaç maçlık
istisnai bir durumsa, o zaman bizden uzak Allah’a yakın olsun! Sezar’ın
hakkı Sezar’a derler ya, belirtmek istediğim bir özelliği var ki, son 8-10
yılda Galatasaray’a gelmiş olan ayakları en iyi stoper. Dany’de dahil buna. En kötü
oynadığı maçlarda bile tek bir pas hatasını ya da kritik bir top kaybını
hatırlamıyorum.
Burak ve Umutla
bulduğumuz 2 gol, sonrasında yine sezon genelinde olduğu gibi ortada pozisyon
yokken kendi kendimize rakibe hediye ettiğimiz komik bir gol, gecenin
skorunu tayin etti. En başta da söylemiş olduğum gibi bu karşılaşmanın hakkı en az 5-1,
6-1 gibi farklı bir galibiyetti. Ancak Beşiktaş’ın da beraberliğe razı olduğu akşamda
2-1 fazlasıyla gördü işimizi.
Şimdi önümüzde koca
bir transfer dönemi var. En başta acilen teknik direktör transferi yapmak lazım
bana sorarsanız. Ancak muhtemelen Ünal Aysal yola ‘’kağıtçı’’yla devam
edecektir. Umarım gelecek sezon bu söylediklerimden dolayı utanırım ancak ben
Mancini’nin Galatasarayla 1 tam sezonu tamamlayabileceğine ne yazık ki
inanmıyorum. Sezon içerisinde 2-3 maç
arka arkaya yaşanacak puan kayıpları Mancini’nin sonu olur diyorum ben. İnşallah
yanılırım... Çünkü böyle bir durumda olan Galatasarayımız’a olur ve koca bir
sezonumuz daha çöpe gittiğiyle kalır... Ayrıca Fenerbahçe’nin 4.yıldızı bizden
önce takması de hepimizi çok üzer…
Beklemek ve görmek en doğrusu sanırım.
Evet sevgili
Galatasaraylılar, böylelikle bir sezonun daha sonuna gelmiş bulunmaktayız.
Sezon başladığında vatani görevim nedeniyle Ağrı/Doğubeyazıt’taydım. 5.haftayla
birlikte sizlerin arasına geri döndüm. Yeniden merhaba dediğim Beşiktaş
derbisi, ‘’İmparator’’ Fatih Hocam’ın vedası oldu ne yazık ki. Sonrasında ise Mancini geçti dümene. Zaten bu konulardaki gerekli analizleri yukarıda yaptık.
O yüzden aynı şeyleri papağan gibi tekrarlamanın manası yok.
Şimdi veda zamanı.
Hüznüyle mutluluğuyla geride kalan şu 8 aylık süreçte yazılarımı takip eden,
tespitlerimde bana hak veren-vermeyen, üslubumu beğenen-eleştiren herkese
sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 5 yıl önce kaleme dökmeye başladığım
düşüncelerim sizlerle can buldu, sizlerle büyüdü ve olgunlaştı. Sizler okudukça
ben daha çok heveslendim, heveslendikçe daha iyi yazar hale geldim. Desteklerinizle,
motivasyonunuzla beni hep mutlu ettiniz. Allah kısmet ederse 2014-2015 sezonunda
da ben yine bu sayfalarda sizlerle olacağım. O zamana kadar hepiniz sağlıcakla
kalın. Görüşmek üzere…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR