25 Ocak 2015 Pazar

Tek Devre Yetti

  Perşembe akşamı kupa maçında Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor karşısında aldığımız sürpriz mağlubiyet, bugün için ölçü olamazdı şüphesiz. Eksiklerimizin oluşu belki bir takım soru işaretleri oluşturuyordu ancak rakip Rizespor’da aynı dertten muzdaripti. Öyle ki, iki takımda karşılaşmaya as olmayan 2 stoperiyle başladı.
  Burak Yılmaz’ın yokluğunda Hamza Hoca sistem değişikliğine gidip Prandelli döneminin çok tartışılan tek forvetli 4-5-1 dizilişine dönmüştü. Umut Bulut pivot santrafor, soldan Emre sağdan Bruma ortadan da Sneijder onu destekleyen üçlü. Kağıt üzerinde bakıldığı zaman bu sistem için iş yapmaz diyemeyiz. Ancak ne var ki, Umut Bulut’un Burak'a oranla oldukça kısıtlı yetenekleri işleri bizim için biraz zorlaştırabilirdi.
  Oyuna bir hayli hırslı ve istekli başladık. Hatta ilk 20-25 dakika sadece Rizespor ceza sahası civarında oynandı desem yanlış olmaz herhalde. Bana göre o bölümde ortaya koyduğumuz performans, bu sezonun en iyi Galatasaray’ıydı. Golün erken gelmesi de tezimin doğruluğunu bir nebze de olsa kanıtlar nitelikteydi.
  Hakan Balta’nın uzun topunu Selçuk çok iyi indirdi ve bir anda 3 Rizesporlu’yu birden oyundan düşürdü. Sonrasında da ‘’Al da at’’ dercesine Sneijder’in önüne yuvarladı. Sneijder’de bu ikramı geri çevirmedi.
  Golün erken gelmesi oyuncularımızı bir hayli rahatlattı doğal olarak. Bu sayede de zaten iyi başladıkları karşılaşmada daha özgüvenli oynamaya başladılar. Ardı ardına Sneijder, Bruma ve Umut Bulut’la birçok gol pozisyonuna girdik. Ancak Serkan Kırıntılı’yı bir türlü geçemedik.
  25’ten sonra yavaş yavaş vites düşürmeye başladık. Çünkü 90 dakikayı bu tempoda oynamaya kalksak, 60’ta kondisyon olarak bitebilirdik. Zaten dünya üzerinde çok az takım 90 dakikayı aynı tempoda götürebiliyor. O takımlar da şu an Avrupa futbolunun zirvesindeler zaten…
  Tabi daha kontrollü oynamaya başlamamız , ister istemez Rizespor’a rakip yarı alana daha fazla gelebilme imkanı tanıdı. Ne var ki, çok ciddi ataklar geliştiremediler.
  Dakikalar 40’ı gösterirken Sneijder’in müthiş pası Bruma’yı bir anda Serkanla karşı karşıya bıraktı. Geldiği günden bu yana en büyük eksiği olan ‘’son hareketlerde’’ bu kez doğruyu yaptı Bruma. Şık bir aşırtmayla aradaki farkı 2’ye çıkardı.
   Açıkçası ilk 45 dakikanın her anlamda hakimi bizdik. İstediğimiz an tempo yaptık, istediğimiz an hız kestik. Bunun neticesinde de çok zorlanmadan skora gittik. Yani her şey istediğimiz gibi gitti.
  İkinci devrede ise tempoyu oldukça düşüren bir Galatasaray vardı sahada. Belli ki Hamza Hoca ‘’Kendinizi yormayın, fazla efor sarfetmeyin’’ demiş soyunma odasında. Bu durum doğal olarak Rizespor’un işine yaradı. İlk 45 dakikada kalemize gelmekte ve pozisyon bulmakta oldukça zorlanan konuk ekip, ikinci devrede ise birçok fırsat yakaladı. Ancak ne var ki son vuruşlarda çok başarısızdılar.
  Belli bölümlerde bizim de yarattığımız tehlikeler oldu tabi. Özellikle Sneijder, Selçuk ve Umutla gole yaklaştığımız bir çok pozisyon vardı.
  60’tan sonra takımımızda yavaş yavaş yorgunluk baş göstermeye başladı. Hamza Hoca ise bu duruma uzun süre kayıtsız kaldı. O arada 1 gol yemiş olsak, belki de bizim için oldukça güzel başlayan akşam kabusa dönüşecekti. Neyse ki öyle bir şey olmadı...
  77’de nihayet oyuna müdahale etmeye karar verdi Hamza Hoca. Fakat yaptığı değişiklik tam amatörceydi! Kimse kusura bakmasın ama henüz 1 hafta önce sakatlanmış olup tam anlamıyla iyileşmesi 3-4 haftayı bulur denen Burak’ı, 2-0 önde götürdüğünüz bir karşılaşmada oyuna almanın mantığı nedir Allah aşkına? Hangi akla hizmet böyle bir şey yaptı Hamza Hoca, cidden çok merak ediyorum…
  Burak oyuna girdiği an ‘’Neden aldı ki şimdi? İnşallah tekrar sakatlanmaz.’’ dedim başımıza gelecekler sanki malum olmuşcasına… Nitekim, Burak daha topla ilk buluşmasında oyunu terk etmek zorunda kaldı… Umarım Hamza Hoca’nın bu yanlışı bize pahalıya patlamaz! Burak’ın uzun süre oynamaması bizim için ciddi sıkıntılar doğurur çünkü.
  Tabi Diyarbakır Belediye maçından sonra da söylemiş olduğum gibi Hamza Hoca’nın Tarık’ı, Sinan’ı, Pandev’i kafasındaki planlarda hiçbir noktaya yerleştirmemiş olduğu bu akşam bir kez daha ortaya çıktı. ‘’Eee Sinan’ı soktu ya oyuna’’ diyecek belki bazılarınız, evet soktu ama sadece ‘’soktum’’ diyebilmek için!
  Dün Fenerbahçe’nin aldığı rahat galibiyetten sonra bugün mutlak kazanma zorunluluğuyla çıktığımız karşılaşmada, tek devrelik performansımız galibiyet için yeterli oldu. Ancak gelecek hafta Bursasporla oynayacağımız zorlu karşılaşma öncesi Selçuk’un cezalı duruma düşmesi, Burak’ın da tekrar sakatlanması bizim için hiç iyi olmadı. Chedjou ve Semih’in de bir süre daha takımdan uzak kalacağını hesaba katarsak, göreve başladığı günden bu yana neredeyse hep aynı on biri kullanan ve kafasında sadece 13-14 tane oyuncu olan Hamza Hoca’nın Bursa maçında neler yapacağını merakla bekliyorum.

                                                                     e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR