Son yıllarda
özellikle büyük takımlarımızın Türkiye Kupası’nı bir angarya olarak gördükleri
aşikar. Hatta kupa maçlarında gerek sahaya çıkardıkları on birler, gerekse de
karşılaşmalardaki isteksiz görüntüleri, sanki bilinçli olarak elenmeye
çalıştıklarına dair bir izlenim oluşturuyor.Tabi Galatasaray'ımız için de geçerli bu.
Gerek geçen haftaki Diyarbakır BŞB karşılaşmasında gerekse de bu akşam
Eskişehirspor önünde ‘’formalite icabı’’ futbol oynadık. Bu doğrultuda da güle
oynaya alacağımız 2 maçı da puansız tamamladık…
Bu akşam çok net bir
şekilde gördük ki, Galatasaray futbol takımının asları ile yedekleri arasında
ciddi bir kalite farkı söz konusu. Özellikle son haftalarda Hamza Hoca’yı kendilerine
hiç şans vermiyor diye eleştirdiğim Tarık, Sinan, Pandev gibi isimler
Eskişehirspor önünde sınıfı geçemediler. Hamza Hoca’nın bir bildiği varmış
demek ki… Bunun yanı sıra Dzemaili, Olcan, Yasin ve her şeye rağmen bence Emre
Çolak’ta Galatasaray’ın oyuncusu değiller. Kimse kusura bakmasın ama senede 2
maç oynayıp geri kalan süreçte oynadığı o 2 maçın havasına girip bin bir
şımarıklık yapacak Emre Çolak’a ben hiçbir şekilde tahammül etmem. Belki saha içersinde kasılıp havaya girmek yerine biraz daha basit
oynamayı denese takıma çok faydalı olacak. Ancak kendini dünya yıldızı olarak görmeye
devam ettiği sürece şu halinden bir adım öteye gidemez!
Aynı şekilde Bruma’nın
da bu noktadan ileriye gidebileceğini zannetmiyorum. Bazı yetenekleri var ama
hem fizik hem de oyun görüşü olarak çok yetersiz. Futbol zekası Allah
vergisidir sonradan kazanılmaz. Ne yazık ki Bruma’da o zeka oldukça eksik...
Dolayısıyla 12 milyon euroluk astronomik transfer ücretinin ne bugün ne de
yarın karşılığını veremeyeceği bir gerçek… Olur da günün birinde kendisini 7’ye
8’e falan satabilirsek bu bence bizim için büyük kârdır…
Gecenin bizim
adımıza belki de tek sevindirici gelişmesi, Kamerun’un Afrika Kupası’ndan
elenmesi oldu. Defans hattında büyük sıkıntılar yaşadığımız şu süreçte Chedjou’nun
aramıza dönecek olması gerçekten ilaç gibi gelecek. Hatta inşallah Pazar günkü
Bursaspor maçına yetişir. Çünkü ligin belki de en yıpratıcı santraforu
Fernandoa’ya karşı yumuşak Hakan-Koray ikilisiyle oldukça zorlanabileceğimizi
düşünüyorum.
Takım
içersinde en çok eleştirdiğimiz isimlerden biri olan Burak’ın da gol
yollarındaki tek alternatifimiz olduğu Burak’sız maçlarında gün yüzüne
çıkmıştır. Ne kadar ofsayata da düşse, hücum fauller de yapsa, zaman zaman gol vuruşlarında
saç baş da yoldursa, mevcut kadroda Burak Yılmaz bu takımın olmazsa
olmazlarındandır. Dolayısıyla pek olası gözükmese de umarım Pazar akşamı o da
sahada olur...
Sonuç olarak, 3’te 3’le
başladığımız Kupa’da, arka arkaya aldığımız 2 sürpriz mağlubiyet işleri son
maça bırakacaktık ki imdadımıza Diyarbakır BŞB'den bugün 1 puan alan Balçova Yaşamspor yetişti. Dolayısıyla son 2 maçta aldığımız mağlubiyetlere rağmen gruptan çıkmış olduk. Böylelikle gelecek hafta Balçova'yla Türk Telekom Arena'da oynayacağımız karşılaşmada bizim için yine bir ''angarya''ya dönüşmüş oldu...
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR