Gaziantepspor maçının
ardından kaleme aldığım son yazımın başlığı ‘’Kovulmayı Bekleme, İstifa Et’’
şeklindeydi. Elbette ki Mustafa Denizli’ye yönelikti bu telkinim. Nitekim,
Mustafa Hoca onurlu, gururlu ve haysiyetli bir adam olduğunu bir kez daha
ortaya koyarak ‘’Başaramadım’’ dedi ve görevinden istifa ettiğini açıkladı.
Alkışlar Denizli’ye! Başarısızlığı kabul edebilmekte bir erdemdir çünkü.
Denizli’nin
vedasından sonra teknik direktörlüğe kimin getirileceği büyük merak konusu
oldu. Bu merakı en azından şimdilik giderecek açıklama ise dün akşam
saatlerinde geldi. A2 Takım sorumlusu Orhan Atik’in yeni hoca bulunana kadar
takımın başında olacağı açıklandı. Dolayısıyla bu akşamki Akhisarspor
karşılaşmasına da Orhan Atik hazırladı takımı.
Bugün ilk 45
dakikada son 3-4 ayın tartışmasız en iyi Galatasaray’ı vardı sahada. Sürekli
ayağa pas yapan, oyunun bütün kontrolünü elinde bulunduran, Sneijder ve Bilal
önderliğinde atakları yönlendiren, bol pozisyon üretip her zamanki gibi bunları
değerlendiremeyen bir Galatasaray…
İlk devredeki oyunun
hakkı rahatlıkla 3-0, 4-0 olmalıydı. Farkı arttıracak pozisyonları bulduk
çünkü. Ancak başta Umut Bulut olmak üzere hücum oyuncularımızın her zamanki
beceriksizlikleri 1-0’da takılmamıza neden oldu.
Bu tarz maçlarda
bulduğunuz pozisyonların en azından 3’te 2’sini değerlendirip skoru erken
koparmanız gerekiyor. Aksi halde iş zora girebiliyor. Zaten ikinci devrede
başımıza geldi bu durum.
Akhisarspor’un
ikinci 45 dakikaya adeta golle başlaması, ister istemez iyi bir akşam geçiren
oyuncularımızı demoralize etti. Son dönemlerde ciddi bir özgüven problemi
yaşayan oyuncularımız, ‘’Acaba yine mi kazanamayacağız?’’ psikolojisine
büründüler. Bu da ister istemez Akhisarspor takımının daha etkili olmaya
başlamasına olanak tanıdı.
Kalemizde ardı
ardına verdiğimiz gollük pozisyonlarda, Sabri, Hakan Balta ve Denayer’in kritik
müdahaleleri, skorun Akhisarspor lehine dönmesini engelledi. Tabi aynı süreçte bizim
de Sneijder, Umut ve Yasin’le değerlendiremediğimiz birbirinden net fırsatlar
vardı. Özellikle, Sneijder’in 1 metreden bomboş kale yerine tribüne gönderdiği
topun açıklamasını yapmak güçtü gerçekten…
Sonuç itibariyle
korkulan olmadı ve Mustafa Denizli’siz çıkılan ilk karşılaşmadan gerekli skoru
alarak ayrılmayı başardı oyuncularımız. Lige ve Avrupa’ya erken havlu attığımız
sezonda, bugün Uefa’nın açıkladığı 1 yıl Avrupa Kupaları’ndan men edildiğimiz
kararı, bir anlamda tuz biber oldu herşeye…
Her ne kadar
yöneticilerimiz 1 yıl men cezası almamızın sevindirici olduğu yönünde
açıklamalar yapsalar da, Galatasaray gibi bir dünya markasının gelecek sezon Avrupa
Kupaları’nda olmayacak oluşu son derece üzüntü verici... Bu durumun sorumluları
şu an vicdanen rahatlar mı bunu çok merak ediyorum!
Alınan cezayı
çekebilmemiz adına öncelikle Avrupa Kupaları’na katılma hakkı elde etmemiz
gerekiyor. Bunun içinde ya ligi ilk 4‘te bitirmemiz lazım ya da Ziraat Türkiye
Kupası’nı 3.yıl üst üste müzemize götürmemiz. Yarı finalde Çaykur Rize ile
eşleştiğimizi düşünürsek, kupanın kazanılma ihtimali daha yüksek duruyor. Bunun
içinde, en azından bu kulvarda oynayacağımız maksimum 3 karşılaşmada bütün
oyuncularımızın, bugün ilk 45 dakikada olduğu gibi canla başla mücadele
etmeleri gerekiyor…
Kerem ZÜLFİKAR