2 Mart 2016 Çarşamba

Tek Dayanak Kupa

  Gaziantepspor maçının ardından kaleme aldığım son yazımın başlığı ‘’Kovulmayı Bekleme, İstifa Et’’ şeklindeydi. Elbette ki Mustafa Denizli’ye yönelikti bu telkinim. Nitekim, Mustafa Hoca onurlu, gururlu ve haysiyetli bir adam olduğunu bir kez daha ortaya koyarak ‘’Başaramadım’’ dedi ve görevinden istifa ettiğini açıkladı. Alkışlar Denizli’ye! Başarısızlığı kabul edebilmekte bir erdemdir çünkü.
  Denizli’nin vedasından sonra teknik direktörlüğe kimin getirileceği büyük merak konusu oldu. Bu merakı en azından şimdilik giderecek açıklama ise dün akşam saatlerinde geldi. A2 Takım sorumlusu Orhan Atik’in yeni hoca bulunana kadar takımın başında olacağı açıklandı. Dolayısıyla bu akşamki Akhisarspor karşılaşmasına da Orhan Atik hazırladı takımı.
  Bugün ilk 45 dakikada son 3-4 ayın tartışmasız en iyi Galatasaray’ı vardı sahada. Sürekli ayağa pas yapan, oyunun bütün kontrolünü elinde bulunduran, Sneijder ve Bilal önderliğinde atakları yönlendiren, bol pozisyon üretip her zamanki gibi bunları değerlendiremeyen bir Galatasaray…
  İlk devredeki oyunun hakkı rahatlıkla 3-0, 4-0 olmalıydı. Farkı arttıracak pozisyonları bulduk çünkü. Ancak başta Umut Bulut olmak üzere hücum oyuncularımızın her zamanki beceriksizlikleri 1-0’da takılmamıza neden oldu.
  Bu tarz maçlarda bulduğunuz pozisyonların en azından 3’te 2’sini değerlendirip skoru erken koparmanız gerekiyor. Aksi halde iş zora girebiliyor. Zaten ikinci devrede başımıza geldi bu durum.
  Akhisarspor’un ikinci 45 dakikaya adeta golle başlaması, ister istemez iyi bir akşam geçiren oyuncularımızı demoralize etti. Son dönemlerde ciddi bir özgüven problemi yaşayan oyuncularımız,  ‘’Acaba yine mi kazanamayacağız?’’ psikolojisine büründüler. Bu da ister istemez Akhisarspor takımının daha etkili olmaya başlamasına olanak tanıdı.
   Kalemizde ardı ardına verdiğimiz gollük pozisyonlarda, Sabri, Hakan Balta ve Denayer’in kritik müdahaleleri, skorun Akhisarspor lehine dönmesini engelledi. Tabi aynı süreçte bizim de Sneijder, Umut ve Yasin’le değerlendiremediğimiz birbirinden net fırsatlar vardı. Özellikle, Sneijder’in 1 metreden bomboş kale yerine tribüne gönderdiği topun açıklamasını yapmak güçtü gerçekten…
  Sonuç itibariyle korkulan olmadı ve Mustafa Denizli’siz çıkılan ilk karşılaşmadan gerekli skoru alarak ayrılmayı başardı oyuncularımız. Lige ve Avrupa’ya erken havlu attığımız sezonda, bugün Uefa’nın açıkladığı 1 yıl Avrupa Kupaları’ndan men edildiğimiz kararı, bir anlamda tuz biber oldu herşeye…
  Her ne kadar yöneticilerimiz 1 yıl men cezası almamızın sevindirici olduğu yönünde açıklamalar yapsalar da, Galatasaray gibi bir dünya markasının gelecek sezon Avrupa Kupaları’nda olmayacak oluşu son derece üzüntü verici... Bu durumun sorumluları şu an vicdanen rahatlar mı bunu çok merak ediyorum!
  Alınan cezayı çekebilmemiz adına öncelikle Avrupa Kupaları’na katılma hakkı elde etmemiz gerekiyor. Bunun içinde ya ligi ilk 4‘te bitirmemiz lazım ya da Ziraat Türkiye Kupası’nı 3.yıl üst üste müzemize götürmemiz. Yarı finalde Çaykur Rize ile eşleştiğimizi düşünürsek, kupanın kazanılma ihtimali daha yüksek duruyor. Bunun içinde, en azından bu kulvarda oynayacağımız maksimum 3 karşılaşmada bütün oyuncularımızın, bugün ilk 45 dakikada olduğu gibi canla başla mücadele etmeleri gerekiyor…

                                                                                                    Kerem ZÜLFİKAR