15 Ağustos 2016 Pazartesi

Bize Yine KUPA, Size Yine Hüsran Var

  Yepyeni bir sezon,  yepyeni umutlar… Geçtiğimiz sezon ki başarısızlığın ardından açılan bembeyaz bir sayfa… Beklentiler oldukça yüksek. Yeni bir teknik direktör, yeni oyuncular… Kısacası her anlamda yenilenen bir Galatasaray. Bu Galatasaray’ın neler yapabileceği, neleri başarabileceği ise hepimiz için büyük merak konusu… Bu noktada yapabileceğimiz belki de tek şey ‘’Haydi Bismillah’’ deyip başlamaktı. Biz de öyle yaptık.
  Geçtiğimiz sezonun şampiyonu ve bu sezonun da birçoklarına göre Gomez’i kaybetmesine rağmen şampiyonluğun en büyük favorisi olan Beşiktaş karşısında merhaba dedik sezona.
  Geride kalan sezonun son haftalarında takımın başına geçen ve belirgin bir ivme yakalayarak bunu Türkiye Kupası Finali’nde Fenerbahçe’yi devirerek taçlandıran Jan Olde Riekerink, sıfırdan başlayacağı yeni sezonda da bir diğer ezeli rakipten kupa kazanma amacındaydı şüphesiz.
  Serdar Aziz, Emrah Başsan, Eren Derdiyok, Tolga Ciğerci ve Cavanda transferlerinin yanında takıma geri dönen Bruma takviyesiyle kadrosunu güçlendiren takımımız, geçen yıldan daha kaliteli ve alternatifli bir kadro derinliği yakaladı. Umarım uzun soluklu lig maratonunda bunu avantaja çevirmeyi başarabiliriz.
  Yapılan transferlerin birçoğu takıma geç katıldığı ve henüz hazır olmadığı için Tolga Ciğerci istisnası dışında geçen sezonun oyuncularından kurulu bir on birle çıktı sahaya Riekerink.
  Muslera’nın önünde Linnes, Chedjou,Hakan Balta ve Carole dörtlüsünden oluşan savunma hattı. Orta alanda Selçuk,Tolga,Sneijder. Sağda Sinan, solda Bruma, en uçta da Podolski.
  Oyuna iyi başlayan takımımız ilk 15-20 dakikalık bölümde Beşiktaş’a top göstermedi desek yanlış olmaz herhalde. Zaten o bölümde ekrana yansıyan %74’e %26’lık topla oynama yüzdeleri de bu söylediğimi kanıtlar nitelikteydi.
  Ancak 20.dakikadan itibaren Beşiktaş takımı önce oyunu dengelemeye, devrenin son bölümünde de üsünlüğü ele almaya başladı. Orta alanda ikili mücadeleleri genellikle Selçuk ve Sneijder yüzünden kaybetmemiz, savunmamızdaki oyuncuların da pozisyonlarda biraz ağır kalmaları, Beşiktaş’ın zaman zaman kalemizde net fırsatlar yakalamasına neden oldu.
  Buna karşılık Galataaray’ın hemen hemen bütün atakları Bruma ile şekillendi. Özellikle Beck’e karşı attığı engellenemez deparlar,  lehimize büyük tehdit oluşturdu. Fakat gelin görün ki, Bruma’nın hızına ayak uydurmakta zorlandı diğer hücum oyuncularımız…
  İki takım da golü bulamayınca devre 0-0’la tamamlandı ve umutlar ikinci yarıya kaldı.
  İlk devrenin son dakikasında sakatlanan Podolski yerini Eren Derdiyok’a bırakırken, devre arasında Beşiktaş’ta da Kerim Frei-Quaresma değişikliği oldu.
  Yapılan bu değişikliklerden Quaresma Beşiktaş’a ciddi anlamda hareket getirirken, Eren Derdiyok henüz hazır olmadığından olsa gerek sahada kayboldu gitti…
  Beşiktaş’ın daha etkili gözüktüğü devrede özellikle Cenk Tosun’un yararlanamadığı net fırsatlar, Beşiktaş’ı kupadan etti diyebiliriz.
  Galatasaray’ın en iyileri ise Muslera, Hakan Balta ve Carole’du.
  Buna karşılık Selçuk-Sneijder ikilisi de sahadaki 22 kişinin en kötüleriydi. İkisi de 120 dakika boyunca tek bir olumlu hareket yapmadılar.
  90 dakikada eşitlik bozulmayınca iş uzatmalara kaldı.
  Dakikalar 100’ü gösterirken nihayet sessizlik bozuldu ve Sneijder’in sağdan kesitiği ortaya kafayı vuran Hakan Balta takımını 1-0 öne geçirdi. Aynı zamanda tribündeki uyuklayan Galatasaraylılar’ı havaya soktu.
  Ne var ki, skordaki üstünlüğümüz çok uzun sürmedi ne yazık ki. 6 dakika sonra ceza sahamızda oluşan karambolde Chedjou’nun kendi kalesine attığı gol, Beşiktaş’ın herşeye yeniden ortak olması anlamına geliyordu.
  Kalan 13 dakikada iki takım da başka gol bulmayı beceremeyince Mete Kalkavan kazananı penaltılar belirleyecek dedi.
  Selçuk, Hakan Balta ve Tolga Ciğerci ile gole çevirdiğimiz penaltı atışlarına Beşiktaş hiçbir şekilde karşılık veremeyince son yıllarda bütün kupalara ambargo koyan Galatasaray, müzesine 1 Süper Kupa daha götürmüş oldu.
  Bu noktada bir parantez de Muslera için açmak istiyorum. Gerek karşılaşmanın normal süresinde gerekse de uzatma bölümlerinde gösterdiği üstün performansa, bir de penaltı atışlarındaki kurtarışlarını ekleyince ister istemez bizim için maçın ve kupanın kahramanı oldu. Teşekkürler Nando…
  Evet sevgili Galatasaraylılar, kupayla bitirmiştik, çok şükür ki yine kupayla başladık. En başta da belirtmiş olduğum gibi, her anlamda yepyeni bir oluşum içindeki takımımızın, tam anlamıyla gerçek performansını sahaya yansıtmaya başlaması biraz zaman alacaktır. Hali hazırda daha sezonun başı olduğunu ve aşırı kondisyon yüklemelerinden mütevellit oyuncularımızın oldukça yorgun olduklarını hesaba katarsak, eleştirilerimiz ve tenkitlerimizde en azından şimdilik biraz daha anlayışlı olabiliriz.
 Son olarak söylemek istediğim: Kupalara layıksın sen ŞANLI GALATASARAY!
 2016/2017 sezonu hepimize hayırlı uğurlu olsun… Sonu da şampiyonluk olsun inşallah…

                                                                                                  Kerem ZÜLFİKAR