Milli maç arasına 2’de 2 yaparak giren ve bunun verdiği
özgüveni arkasına alan Galatasaray, 2009/2010 sezonunda sonra ilk kez bu seriyi
3’te 3’e taşımak arzusuyla çıktı Kayserispor karşısına. Transferin son günü
takıma katılan Nigel De Jong orta alandaki rekabeti arttırırken, Melo’nun
boşluğunu doldurma konusunda önemli bir hamle oldu. Kayseri’de oynayıp
oynamayacağı, son haftaların en çok eleştirilen ismi Selçuk’un yedek kalıp
kalmayacağı herkes için büyük merak konusuydu.
Karşılaşmadan 1 saat
önce kadrolar açıklandığında, Riekerink’in kazanan takım bozulmaz tezinin
geçerliliğini koruduğunu gördük. Akhisar’ı 3-1 mağlup eden takım firesiz sahadaydı.
Oyuna iyi başlayan
ve kontrolü ele alan taraf takımımız oldu. Bruma önderliğinde şekillenmeye
çalışan ataklarımız, golün erken geleceğinin sinyalini verdi.
Dakikalar 13’ü
gösterirken günün Galatasaray adına tartışmasız en iyisi Bruma’nın sağdan
getirip sol ayakla ortaladığı topu ceza sahası içinde önüne alan Yasin, düzgün
bir vuruşla filelerle buluşturdu. Erken bulduğumuz gol, maçı rahat kazanırız
havasına soktu beni. Fakat ne var ki, işler beklediğim gibi gitmedi…
Golden sonra da ağırlıklı
olarak top bizde kaldı. Ancak bunu rakip kalede pozisyonlar üretme seviyesine
taşıyamadık. Orta alanda her zaman olduğu gibi Sneijder’in çok etkisiz kalması,
sol tarafı kullanan Yasin’in pek fazla insiyatif almayışı ve Eren Derdiyok’un topla
oldukça az sayıda buluşması, rakip kaleye gidemeyişimizin temel nedenleriydi.
Devrenin sonlarında
Kayserispor’un ofsayttan attığı gol skora dengeyi getirdi! Sağ çaprazdan kullandıkları
serbest vuruşta, ceza sahamız içinde oluşan karambolde Umut ve Welliton’ın net
olarak ofsaytta oluşunu atlayan yardımcı hakem, Kayserispor’a bedavadan 1 gol
hediye etmiş oldu!
Devre 1-1’le
geçilince, Riekerink pek alışık olmadığımız bir şekilde ikinci 45 dakikaya 2
değişiklik birden yaparak başladı. Selçuk, De Jong ile Yasin’de Josue ile yer
değişti.
Selçuk-De Jong
değişikliği belki mantıklı karşılanabilir ancak Yasin-Josue değişikliği için aynı
şeyleri söylemek pek mümkün değil! Yasin attığı gol dışında fazla etkili
olamadı kabul. Ancak oyunu zatan göbekten tıkayan Kayserispor’u ancak ve ancak
Bruma’nın kenarlardan zorlamalarıyla tehdit edebilen Galatasaray’ın, daha
etkili olabilmesi için 2.bir kanat oyuncusuna daha sahip olması şarttı bence.
Bu ismin de Josue olmadığı kesin! Hele ki orada Sinan Gümüş gibi bir oyuncu
bekliyorken...
De Jong orta sahaya
gözle görülür bir etkinlik getirirken, Tolga Ciğerci biraz daha ön plana
çıkmaya başladı. Ancak ceza sahası dışından şut atma konusundaki gereksiz ısrarı
bizi birçok kere pozisyona girmekten etti. Riekerink’in Tolga’ya şut atmayı
yasaklaması lazım. Çünkü Tolga’nın böyle bir özelliği yok. Sahip olunmayan bir
özellikte de ısrarcı olmak yanlış ve gereksiz!
Josue sağ çizgide
hiç etkili olamadı. Josue tarzı oyuncular tek pas yapıp hızlı verkaçlarla rakip
savunmayı cepheden delmek için kullanılır. Bu stildeki bir oyuncuyu sağ ya da
sol açık oynatmak, hem oyuncuyu bitirir hem de takımı!
Topu sürekli olarak
ayağında tutan takımımız, rakip ceza sahası içinde etkili olmayı bir türlü
başaramayınca 2.gol ne yazık ki gelmedi. Tabi Eren Derdiyok gibi ligin en iyi
hava hakimiyetine sahip santraforuna 90 dakika boyunca neredeyse 1 tane bile
orta yapılmaması ve 1 oyuncu değişikliği hakkı daha bulunan Riekerink’in en
azından orta alandan birini çıkarıp Sinan Gümüş’ü de sahaya sürerek forveti
ikilemeyi aklının ucundan bile geçirmemesi, 1 puana razı olmak zorunda kalışımızın
diğer nedenleriydi.
Galatasaray yeni
bir takım. Özellikle ilk 11’de direk oynayacak en az 5-6 yeni oyuncusu var. Hal
böyleyken de her şeyin güllük gülistanlık olması biraz zaman alacak elbet. Geride
kalan 4 resmi maça baktığımızda, Beşiktaş maçında eh işte, Karabük maçında
vasat, Akhisar karşısında çok etkili, dün ise temposuz bir Galatasaray izledik.
Tabi bu 4 resmi maçta bir türlü seyircimizle bütünleşememiş oluşumuz da önemli
bir handikap bence. Çünkü bu tarz geçiş dönemlerinde seyirci en önemli itici
güçtür takımlar için. İnanıyorum ki gelecek hafta Rizespor karşısında,
Galatasaray taraftarının Türk Telekom Arena tribünlerini doldurması, daha
iştahlı ve etkili bir Galatasaray çıkaracaktır ortaya.
Son olarak şuna
değinmek istiyorum: Yapılan transferlerin hepsi kağıt üstünde iyi futbolcular.
Ancak Tolga ve Josue dışındakilerin daha bismillah neredeyse Florya’ya adım
atar atmaz sakatlık problemleri yaşamaları, insanın aklında soru işaretleri
uyandırıyor... Umarım bu sadece kötü bir tesadüftür ve ligin tamamına yansımaz…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR