11 Eylül 2016 Pazar

Biraz Daha Zaman

 Milli maç arasına 2’de 2 yaparak giren ve bunun verdiği özgüveni arkasına alan Galatasaray, 2009/2010 sezonunda sonra ilk kez bu seriyi 3’te 3’e taşımak arzusuyla çıktı Kayserispor karşısına. Transferin son günü takıma katılan Nigel De Jong orta alandaki rekabeti arttırırken, Melo’nun boşluğunu doldurma konusunda önemli bir hamle oldu. Kayseri’de oynayıp oynamayacağı, son haftaların en çok eleştirilen ismi Selçuk’un yedek kalıp kalmayacağı herkes için büyük merak konusuydu.
  Karşılaşmadan 1 saat önce kadrolar açıklandığında, Riekerink’in kazanan takım bozulmaz tezinin geçerliliğini koruduğunu gördük. Akhisar’ı 3-1 mağlup eden takım firesiz sahadaydı.
  Oyuna iyi başlayan ve kontrolü ele alan taraf takımımız oldu. Bruma önderliğinde şekillenmeye çalışan ataklarımız, golün erken geleceğinin sinyalini verdi.
  Dakikalar 13’ü gösterirken günün Galatasaray adına tartışmasız en iyisi Bruma’nın sağdan getirip sol ayakla ortaladığı topu ceza sahası içinde önüne alan Yasin, düzgün bir vuruşla filelerle buluşturdu. Erken bulduğumuz gol, maçı rahat kazanırız havasına soktu beni. Fakat ne var ki, işler beklediğim gibi gitmedi…
 Golden sonra da ağırlıklı olarak top bizde kaldı. Ancak bunu rakip kalede pozisyonlar üretme seviyesine taşıyamadık. Orta alanda her zaman olduğu gibi Sneijder’in çok etkisiz kalması, sol tarafı kullanan Yasin’in pek fazla insiyatif almayışı ve Eren Derdiyok’un topla oldukça az sayıda buluşması, rakip kaleye gidemeyişimizin temel nedenleriydi.
  Devrenin sonlarında Kayserispor’un ofsayttan attığı gol skora dengeyi getirdi! Sağ çaprazdan kullandıkları serbest vuruşta, ceza sahamız içinde oluşan karambolde Umut ve Welliton’ın net olarak ofsaytta oluşunu atlayan yardımcı hakem, Kayserispor’a bedavadan 1 gol hediye etmiş oldu!
  Devre 1-1’le geçilince, Riekerink pek alışık olmadığımız bir şekilde ikinci 45 dakikaya 2 değişiklik birden yaparak başladı. Selçuk, De Jong ile Yasin’de Josue ile yer değişti.
  Selçuk-De Jong değişikliği belki mantıklı karşılanabilir ancak Yasin-Josue değişikliği için aynı şeyleri söylemek pek mümkün değil! Yasin attığı gol dışında fazla etkili olamadı kabul. Ancak oyunu zatan göbekten tıkayan Kayserispor’u ancak ve ancak Bruma’nın kenarlardan zorlamalarıyla tehdit edebilen Galatasaray’ın, daha etkili olabilmesi için 2.bir kanat oyuncusuna daha sahip olması şarttı bence. Bu ismin de Josue olmadığı kesin! Hele ki orada Sinan Gümüş gibi bir oyuncu bekliyorken...
  De Jong orta sahaya gözle görülür bir etkinlik getirirken, Tolga Ciğerci biraz daha ön plana çıkmaya başladı. Ancak ceza sahası dışından şut atma konusundaki gereksiz ısrarı bizi birçok kere pozisyona girmekten etti. Riekerink’in Tolga’ya şut atmayı yasaklaması lazım. Çünkü Tolga’nın böyle bir özelliği yok. Sahip olunmayan bir özellikte de ısrarcı olmak yanlış ve gereksiz!
  Josue sağ çizgide hiç etkili olamadı. Josue tarzı oyuncular tek pas yapıp hızlı verkaçlarla rakip savunmayı cepheden delmek için kullanılır. Bu stildeki bir oyuncuyu sağ ya da sol açık oynatmak, hem oyuncuyu bitirir hem de takımı!
  Topu sürekli olarak ayağında tutan takımımız, rakip ceza sahası içinde etkili olmayı bir türlü başaramayınca 2.gol ne yazık ki gelmedi. Tabi Eren Derdiyok gibi ligin en iyi hava hakimiyetine sahip santraforuna 90 dakika boyunca neredeyse 1 tane bile orta yapılmaması ve 1 oyuncu değişikliği hakkı daha bulunan Riekerink’in en azından orta alandan birini çıkarıp Sinan Gümüş’ü de sahaya sürerek forveti ikilemeyi aklının ucundan bile geçirmemesi, 1 puana razı olmak zorunda kalışımızın diğer nedenleriydi.
  Galatasaray yeni bir takım. Özellikle ilk 11’de direk oynayacak en az 5-6 yeni oyuncusu var. Hal böyleyken de her şeyin güllük gülistanlık olması biraz zaman alacak elbet. Geride kalan 4 resmi maça baktığımızda, Beşiktaş maçında eh işte, Karabük maçında vasat, Akhisar karşısında çok etkili, dün ise temposuz bir Galatasaray izledik. Tabi bu 4 resmi maçta bir türlü seyircimizle bütünleşememiş oluşumuz da önemli bir handikap bence. Çünkü bu tarz geçiş dönemlerinde seyirci en önemli itici güçtür takımlar için. İnanıyorum ki gelecek hafta Rizespor karşısında, Galatasaray taraftarının Türk Telekom Arena tribünlerini doldurması, daha iştahlı ve etkili bir Galatasaray çıkaracaktır ortaya.
  Son olarak şuna değinmek istiyorum: Yapılan transferlerin hepsi kağıt üstünde iyi futbolcular. Ancak Tolga ve Josue dışındakilerin daha bismillah neredeyse Florya’ya adım atar atmaz sakatlık problemleri yaşamaları, insanın aklında soru işaretleri uyandırıyor... Umarım bu sadece kötü bir tesadüftür ve ligin tamamına yansımaz…

                                                                            e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR