21 Kasım 2016 Pazartesi

Artık ''Riekerink Bye'' Deme Vakti!

  Konu her ne olursa olsun,  hayatta hiçbir zaman olmazı oldurmaya çalışmamak gerekir. Sonunda kaybettiğinizle, üzüldüğünüzle kalırsınız çünkü.  Bazı doğrular vardır, uygulanması çok basit. Ama kimileri o doğruları bir türlü göremezler. Ya da görmek istemezler. Misal, bu sezon başında Galatasaray Yönetimi’nin Riekerink’in bu takımı yönetebilecek bilgiye, kapasiteye ve  de seviyeye sahip olmadığı gerçeğini görmek istememesi gibi…
  Neden? Çünkü Galatasaray ekonomik anlamda zor bir dönemden geçiyor ve bu dönemde Riekerink’ten daha ucuz bir antrenör bulmak imkansız gibi. Yani Dursun Özbek vizyonunda bir başkan ve yönetim kurulu için Jan Olde Riekerink biçilmiş kaftandı. Fakat şunu hesaba katamadılar; maddi anlamda bir şeyleri yoluna koyacağız derken, Galatasaray’ın boşa giden sezonlarına taraftar ancak bir noktaya kadar sabredebilir! Ve bu akşam itibariyle son 1.5 sezonda süre gelen başarısızlık kredisi fazlasıyla tükenmiş bulunmaktadır bu yönetimin!
  Ligin en zayıf ekiplerini bile hiçbir şey oynamadan, sadece ‘’Galatasaray’’ ismiyle yenerken bu takım, özellikle anti Fatih Terimciler’in yarattığı ‘’Riekerink Bey’’ balonu beklenildiği üzere çabuk söndü! Merak ettiğim tek nokta, bu ‘’Riekerink Bey’’ Efsanesi’ni yaratanlar kendileri de gerçekten inandılar mı Riekerink’in Galatasaray’ı başarıdan başarıya koşturabileceğine?
  Bakın, futbolda başarı kadar başarısızlık da doğal bir sonuçtur. Futbolun içinde her zaman da vardır. Galatasaray zaten Kadıköy’de yıllardır kazanamıyor. 1 maç daha kaybetmesi, ne büyüklüğünden bir şeyler eksiltir ne de normal şartlar altında Galatasaray’ı şampiyonluktan eder. 3 puanlı sistemde bu tarz mağlubiyetlerin her zaman telafisi vardır. En basiti, sen de kendi sahanda Fener’i yenersin, her şey eşitlenir. Ancak Galatasaray’ın mağlubiyeti bu denli kolay kabullenmeye, oyunun hiçbir anında sahada reaksiyon dahi gösterememeye, teknik-taktik anlamda en ufak bir planın ya da organizasyonunun olmamasına hakkı olamaz! Böyle bir hakkın olduğunu savunanlar var ise, onlar da bu kulüpte görev alamaz!
  Bugün 90 dakika boyunca tek bir pozisyona bile giremeden maçı bitiren, bütün umutlarını Bruma’nın kişisel becerilerine bağlayan, tıkanan oyunu açmak adına ne bir B planı, ne de alternatif bir oyun şablonu olmayan Galatasaray’ın, geride kalan 11 haftada toplasan 3 tane iyi maçı olmamasının yegane nedeni, Jan Olde Riekerink’in Galatasaray’ı taşıyabilecek seviyede ve kapasitede olmayışıdır!
  Eldeki kadro Türkiye Ligi standartları için fazlasıyla yeterlidir. Hele ki bugün Fenerbahçe’nin Neustadter , Josef de Sozua ve Van Persie şeklindeki orta sahasıyla, Alper, Volkan Şen ve Moussa Sow’dan oluşan forvet hattını gördükten sonra, her mevkide en az 2 alternatifi olan Galatasaray’ın geniş ve kaliteli kadrosuna ‘’yetersiz’’ demek oyunculara edilmiş bir hakaret olur!
  Sahip olduğu malzemeden hiçbir şey yaratamayan, ortaya hiçbir şey sunamayan, sezon başından beri de her hafta biraz daha geri giden takımın teknik direktörü olan Jan Olde Riekerink’e, son derece mütevazi ve beyefendi kişiliğinin hatrına teşekkür edilerek yolların acilen ayrılması Galatasaray için tek çıkış yoludur ve olmazsa olmazdır. Kimse kendini kandırmasın, Riekerink hiçbir şekilde bu sezonu Galatasaray’da tamamlayamaz. Dolayısıyla eninde sonunda gerçekleşecek olan ayrılığı bir an önce yapmak, takımın çabuk toparlanması ve en azından yarışın içinde kalabilmesi adına gerekliliktir.
  Galatasaray’ın bu kadrosunu Ertuğrul Sağlam’a, Cihat Aslan’a, Yılmaz Vural’a, Mesut Bakkal’a, Süper Lig’deki hangi antrenöre verirseniz verin, bundan aşağısı olmaz yukarısı olur.
  Bugün maçın hiçbir anında galibiyeti ve 3 puanı hak etmeyen, bu doğrultuda da haklı bir mağlubiyet alan takımımızın, 2 sezon üste ilk devre dahi bitmeden şampiyonluk yarışından bu kadar uzak kalıyor oluşu, Dursun Özbek ve yönetici arkadaşlarının çok büyük başarısıdır! Kendilerini de ne kadar tebrik etsek azdır!
  Sözün özü, Galatasaray taraftarının artık en ufak bir başarısızlığa dahi tahammülü kalmamış, yanlış yönetim, yanlış teknik direktör tercihlerinden de fazlasıyla bıkmıştır. Bu saatten sonra camia olarak herkesin aklını başına toplaması ve mali tablolarla uğraşmayı en azından bir süreliğine rafa kaldırarak sportif anlamda yeniden başarı nasıl sağlanır, buna odaklanması gereklilikten de öte bir farzdır artık!

                                                                                e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR