Son 2 karşılaşmada
alınan 2 mağlubiyet, oldukça iyi başladığımız sezonda moral olarak bir anda
dibe vurmamıza neden oldu şüphesiz. Tabi bunun yanında puan farkının da yavaş
yavaş açılmaya başlaması, ister istemez ‘’Acaba bu sezonda mı yarışa erken
havlu atıyoruz?’’ düşüncesine bürüdü hepimizi. Dolayısıyla Bursaspor
karşılaşması hayati önem taşır hale gelmişti takımımız için.
Riekerink radikal bir
karar alarak, sezon başından beri bankoları arasında yer alan Tolga Ciğerci’yle
son 2 karşılaşmada şans vermediği Chedjou’yu maç kadrosuna almadı. Sanırım bu 2
oyuncusuna ‘’Toparlanın’’ mesajı vermek istedi. Özellikle Tolga’da son 3-4
karşılaşmada ciddi bir düşüş söz konusuydu çünkü.
Selçuk ise 1
haftalık ardından yeniden on birde, takım kaptanı olarak sahadaydı. Buna karşılık
yine ligin başından beri bütün karşılaşmalarda ilk on bir de görev alan Eren
Derdiyok, ilk kez yedek kulübesindeydi. Onun yerine Podolski en uçta görev
yapıyordu.
Karşılaşmaya istekli
ve arzulu başladık diyebilirim. İlk dakikadan itibaren oyuna ağırlığımızı
koyduk ve bunu 90 dakikanın tamamına taşıdık. Sürekli olarak ayağa isabetli
paslarla topu kolay kolay rakibine vermeyen takımımızın sıkıntı yaşadığı tek
nokta, sezon genelinde olduğu gibi oyunda yakaladığı üstünlüğü gol
pozisyonlarına dökemiyor oluşuydu.
İyi oynadığımız
bölümde, Bursaspor’un kalemize geldiği ilk pozisyonda Kubilay Kanatsızkuş’la
ofsayttan bulduğu gol, canımızı sıkmaya fazlasıyla yetti. Zaten gergin olan
futbolcular ve taraftar hepten gerildi!
Neyse ki golün
yarattığı demoralizasyonu üzerimizden çabuk attık ve yeniden oyunun kontrolünü
ele aldık. Ancak gecenin kahramanı Barış Şimşek, bu kez de %100’lük penaltımızı
es geçti. Ofsayttan golü atan Kubilay, bu sefer de ceza sahası içinde Bruma’nın
şutunu elle kesti. Ancak Barış Şimşek gözünün önündeki pozisyona ne hikmetse
devam dedi! Anlaşılan bazı dış güçlerin bu sezonda Galatasaray’ı yarıştan erken
koparma isteği var!
Dakikalar 31’i
gösterirken nihayet golü bulduk. Yasin’le başlayan atağımızda arka arkaya Sneijder
ve Podolski ile yaptığımız şık paslaşmalar, nihayetinde Yasin’in klas vuruşuyla
skora eşitliği getirdi.
Devrenin kalan
bölümünde iki takım da skoru değiştirecek fırsatlar bulamayınca, ilk 45 dakika
1-1’le geçilmiş oldu.
Jan Olde Riekerink
2.yarıya da aynı on birle başladı. Halbuki, 45 dakika boyunca sahada hayalet
gibi gezen Podolski’yi ya da sezon başından beri en kötü maçını oynayan Bruma’yı
kenara alabilirdi.
Taraftarın da
etkisiyle ikinci devreye yine istekli başladık. Oyuncularımız bir an evvel golü
bulup rahatlama çabasındaydı.
55.dakikada ceza
yayının 5-6 metre kadar gerisinden kazandığımız serbest vuruşta topun başına
Sneijder geçti. Sol kale direğinin tam dibine gönderdiği mükemmel plaseyle de takımını
öne geçirdi. Aylar sonra Galatasaray formasıyla attığı ilk goldü bu Wesley’nin!
2-1’den sonra moral
üstünlüğün de bize geçmesiyle birlikte daha rahat oynamaya başladık. Buna
karşılık Bursaspor ise kalemize gelme konusunda zorlanmaya başladı.
Riekerink oyuncu
değişikliklerinde yine oldukça geç kaldı.
Yukarıda da belirtmiş olduğum gibi gününde olmayab Bruma’ya 78, sahada
sadece gezen Podolski’ye de 87 dakika sabretti mesela. Sinan ve Eren’i oyuna
daha erken alsa, belki de maçı çok daha önce koparabilirdik.
90+1’de ani gelişen
atağımızda Yasin’in uzun pası, bir anda Sinan ve Eren’in rakip savunmayı 2’ye 2
yakalamasını sağladı. Oyuna yeni girmiş oluşunun etkisiyle Eren’in attığı hızlı
depar, Sinan’ın pasıyla bir anda kendisini kaleci Harun’la karşı karşıya
bıraktı. Hiç beklemeden sol köşeye yaptığı tek vuruş ‘’3 puan Galatasaray’ın’’
demek oluyordu artık.
Üste üste
kaybedilen 2 maçın ardından, Bursaspor gibi ligin kalbur üstü takımlarından
birine karşı alınan 3 puan sevindirici elbet. Geride kalan haftalarla mukayese
edersek oynanan oyun en azından ofansif anlamda biraz daha üretkendi. Ancak
hala daha bu oyun şampiyonluk için yeterli değil. Çünkü gol pozisyonları
yaratma konusunda çok zorlanıyoruz. Ceza sahası içerisinde etkili olabilmemiz
için oyuncularımızın ferdi yeteneklerini öne plana çıkarmaları gerekiyor. Bunu
geride kalan haftalarda çoğunlukla Bruma yapıyordu. Dün ise Yasin ön plana
çıktı. Ancak Galatasaray gibi takımların 1-2 oyuncusunun ayağına bakmaması
gerekir. Takım halinde üretken olmak zorundayız. Aksi halde mevzu bahis
oyuncuların gününde olmadığı karşılaşmalar çıkmaza girer…
Son olarak şunu bir
kez daha tekrarlamak istiyorum; bütün
beyefendiliğine ve kaliteli kişiliğine rağmen Jan Olde Riekerink Galatasaray
için haddinden fazla yetersiz…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR