27 Kasım 2016 Pazar

Hayat Öpücüğü

  Son 2 karşılaşmada alınan 2 mağlubiyet, oldukça iyi başladığımız sezonda moral olarak bir anda dibe vurmamıza neden oldu şüphesiz. Tabi bunun yanında puan farkının da yavaş yavaş açılmaya başlaması, ister istemez ‘’Acaba bu sezonda mı yarışa erken havlu atıyoruz?’’ düşüncesine bürüdü hepimizi. Dolayısıyla Bursaspor karşılaşması hayati önem taşır hale gelmişti takımımız için.
  Riekerink radikal bir karar alarak, sezon başından beri bankoları arasında yer alan Tolga Ciğerci’yle son 2 karşılaşmada şans vermediği Chedjou’yu maç kadrosuna almadı. Sanırım bu 2 oyuncusuna  ‘’Toparlanın’’ mesajı vermek istedi. Özellikle Tolga’da son 3-4 karşılaşmada ciddi bir düşüş söz konusuydu çünkü.
  Selçuk ise 1 haftalık ardından yeniden on birde, takım kaptanı olarak sahadaydı. Buna karşılık yine ligin başından beri bütün karşılaşmalarda ilk on bir de görev alan Eren Derdiyok, ilk kez yedek kulübesindeydi. Onun yerine Podolski en uçta görev yapıyordu.
  Karşılaşmaya istekli ve arzulu başladık diyebilirim. İlk dakikadan itibaren oyuna ağırlığımızı koyduk ve bunu 90 dakikanın tamamına taşıdık. Sürekli olarak ayağa isabetli paslarla topu kolay kolay rakibine vermeyen takımımızın sıkıntı yaşadığı tek nokta, sezon genelinde olduğu gibi oyunda yakaladığı üstünlüğü gol pozisyonlarına dökemiyor oluşuydu.
  İyi oynadığımız bölümde, Bursaspor’un kalemize geldiği ilk pozisyonda Kubilay Kanatsızkuş’la ofsayttan bulduğu gol, canımızı sıkmaya fazlasıyla yetti. Zaten gergin olan futbolcular ve taraftar hepten gerildi!
  Neyse ki golün yarattığı demoralizasyonu üzerimizden çabuk attık ve yeniden oyunun kontrolünü ele aldık. Ancak gecenin kahramanı Barış Şimşek, bu kez de %100’lük penaltımızı es geçti. Ofsayttan golü atan Kubilay, bu sefer de ceza sahası içinde Bruma’nın şutunu elle kesti. Ancak Barış Şimşek gözünün önündeki pozisyona ne hikmetse devam dedi! Anlaşılan bazı dış güçlerin bu sezonda Galatasaray’ı yarıştan erken koparma isteği var!
  Dakikalar 31’i gösterirken nihayet golü bulduk. Yasin’le başlayan atağımızda arka arkaya Sneijder ve Podolski ile yaptığımız şık paslaşmalar, nihayetinde Yasin’in klas vuruşuyla skora eşitliği getirdi.
  Devrenin kalan bölümünde iki takım da skoru değiştirecek fırsatlar bulamayınca, ilk 45 dakika 1-1’le geçilmiş oldu.
  Jan Olde Riekerink 2.yarıya da aynı on birle başladı. Halbuki, 45 dakika boyunca sahada hayalet gibi gezen Podolski’yi ya da sezon başından beri en kötü maçını oynayan Bruma’yı kenara alabilirdi.
  Taraftarın da etkisiyle ikinci devreye yine istekli başladık. Oyuncularımız bir an evvel golü bulup rahatlama çabasındaydı.
  55.dakikada ceza yayının 5-6 metre kadar gerisinden kazandığımız serbest vuruşta topun başına Sneijder geçti. Sol kale direğinin tam dibine gönderdiği mükemmel plaseyle de takımını öne geçirdi. Aylar sonra Galatasaray formasıyla attığı ilk goldü bu Wesley’nin!
  2-1’den sonra moral üstünlüğün de bize geçmesiyle birlikte daha rahat oynamaya başladık. Buna karşılık Bursaspor ise kalemize gelme konusunda zorlanmaya başladı.
  Riekerink oyuncu değişikliklerinde yine oldukça geç kaldı.  Yukarıda da belirtmiş olduğum gibi gününde olmayab Bruma’ya 78, sahada sadece gezen Podolski’ye de 87 dakika sabretti mesela. Sinan ve Eren’i oyuna daha erken alsa, belki de maçı çok daha önce koparabilirdik.
  90+1’de ani gelişen atağımızda Yasin’in uzun pası, bir anda Sinan ve Eren’in rakip savunmayı 2’ye 2 yakalamasını sağladı. Oyuna yeni girmiş oluşunun etkisiyle Eren’in attığı hızlı depar, Sinan’ın pasıyla bir anda kendisini kaleci Harun’la karşı karşıya bıraktı. Hiç beklemeden sol köşeye yaptığı tek vuruş ‘’3 puan Galatasaray’ın’’ demek oluyordu artık.
  Üste üste kaybedilen 2 maçın ardından, Bursaspor gibi ligin kalbur üstü takımlarından birine karşı alınan 3 puan sevindirici elbet. Geride kalan haftalarla mukayese edersek oynanan oyun en azından ofansif anlamda biraz daha üretkendi. Ancak hala daha bu oyun şampiyonluk için yeterli değil. Çünkü gol pozisyonları yaratma konusunda çok zorlanıyoruz. Ceza sahası içerisinde etkili olabilmemiz için oyuncularımızın ferdi yeteneklerini öne plana çıkarmaları gerekiyor. Bunu geride kalan haftalarda çoğunlukla Bruma yapıyordu. Dün ise Yasin ön plana çıktı. Ancak Galatasaray gibi takımların 1-2 oyuncusunun ayağına bakmaması gerekir. Takım halinde üretken olmak zorundayız. Aksi halde mevzu bahis oyuncuların gününde olmadığı karşılaşmalar çıkmaza girer…
  Son olarak şunu bir kez daha tekrarlamak istiyorum;  bütün beyefendiliğine ve kaliteli kişiliğine rağmen Jan Olde Riekerink Galatasaray için haddinden fazla yetersiz…

                                                                                        e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR