Hafta arası
oynadığımız Erzincanspor karşılaşmasının ardından özellikle istemedim bir
şeyler yazmak. Çünkü o saha şartları ve iklim koşulları altında futboldan
bahsetmek ya da futbol adına bir şeyler beklemek oldukça saçma ve manasız
olurdu. Dolayısıyla da ‘’Vay efendim koskoca Galatasaray Erzincanspor’la nasıl
berabere kalır?’’ diyerek felaket tellallığı yapmanın gereği yok. Galatasaray
zaten kalan 4 maçın en az 3’ünü kazanıp o gruptan çıkacaktır.
Asıl konumuz olan
düne gelecek olursak, saha şartlarında değişen pek bir şey yoktu aslında. Hatta
daha kötü bir zemin vardı ortada. 90 dakika boyunca oyuncularımız futboldan
ziyade buz pateni yaptılar!
Süper Lig
seviyesinde hala daha böyle sahalarda, böyle zeminlerde maçlar oynanmasına ve
buna bağlı sakatlıklar yaşanmasına yıllardan beri göz yuman futbol
federasyonumuz, dün akşam Serdar Aziz’in çapraz bağlarının kopmasından sonra
pek sanmıyorum ama belki biraz olsun vicdan azabı yaşamıştır!
Öylesine kötü bir
zemin vardı ki ortada, değil futbol oynamak ayakta durabilene aşk olsun… Tabi
bu koşullara alışık olan Osmanlıspor’lu oyuncular hiçbir sıkıntı yaşamadan,
takır takır top oynadılar. Son vuruşlarda biraz daha becerikli olabilseler güle
oynaya 5 yaparlardı bize.
Buna karşılık, oyun
stili sürekli ayağa pas yapma üzerine kurulu olan takımımızın, hele hele Selçuk
gibi, Sneijder gibi, Bruma gibi teknik kapasitesi yüksek oyuncularla etkili
olmasını beklemek ne yazık ki hayalcilikten öte gidemezdi.
Şartlar bu kadar
aleyhimizeyken, oyuna adeta piyango gibi bir golle başladık. 1.dakikada Webo’nun
kaleye yarım metre mesafeden Muslera’ya nişanlandığı top döndü, bizim golümüz
olarak Osmanlıspor ağlarına gitti! Sneijder’in savunmanın arkasına attığı
mükemmel pasla buluşan Bruma, soldan ceza sahasına girerek topu müsait
durumdaki Yasin’e çıkardı. Yasin’de bu ikramı geri çevirmeyerek takımını öne
geçirdi.
Golü erken bulduk
ama sonrasında işler hiç de istediğimiz gibi gitmedi. 90 dakikanın tamamında
sürekli olarak Osmanlıspor atakları söz konusuydu. Özellikle Carole’un
kanadını Vrsajevic adeta hallaç pamuğuna
çevirdi. Umar Aminu ve N’Diaye de savunmamızın tüm dengesini alt üst etti. Öyle
ki 25.dakikada topu kontrolsüz bir şekilde kesmeye çalışan Serdar Aziz, ters
bir şekilde dizinin üzerine düşerek sahayı sedyeyle terk etmek zorunda kaldı.
Bugün çekilen MR’ından sonra ise kara haber geldi… Çapraz bağları kopan Serdar
sezonu kapadı… Tabi bu sakatlıktaki en büyük etken beton kıvamındaki zemin...
Bunun yegane sorumlusu ise Türkiye Futbol Federasyonu!
Serdar’ın
çıkmasından sonra oyuna giren Semih, her zaman olduğu gibi ceza sahası içine
gelen ortaların hepsinde rakip forvetlerin kafaya çıkıp vurmalarını izlemekle
yetindi!
Riekerink’e şunu
sormak istiyorum: Sezonun ilk 7-8 haftasında banko oynattığın Chedjou sana ne
yaptı ya da ne kabahat işledi de artık
18’e bile doğru düzgün giremez hale geldi? Kusura bakma Riekerink efendi ama
futbol bilginin yerlerde süründüğü net olarak ortada! Elindeki 4 stoperin
içinde hiç tartışmasız en kontrollü ve top tekniği en üst seviyede olanını, sen
4.alternatif olarak görüyorsan sana söylenecek tek şey; ‘’Haydi güle güle’’
olmalıdır!
Webo’ nun çıkıp
vurduğu bütün kafaları sadece izleyen Semih, 35.dakikada da aynı şeyi yapınca
tıpkı Başakşehir maçında olduğu gibi Sabri kafaya yükseldi ancak doğal olarak
yetersiz kaldı. Topta ağlarımıza gitti…
1-1’den sonra takımımız
belki bir reaksiyon verir dedim ama nafile… Ayakta durmakta dahi güçlük çeken
oyuncularımız ofansif anlamda hiçbir
varlık gösteremediler.
Devre 1-1’le
geçildikten sonra ikinci 45 dakikada da sahanın tek hakimi Osmanlıspor’du.
Gecenin yıldızı Vrsajevic, Carole’un oradan ben diyeyim 10, siz deyin 15 kere
gelip adres teslim ortalar yaptı. Açıkçası bizdeki bütün sağ beklerden daha
etkili Vrsajevic.
Oyunun hiçbir anında
rakibin mutlak hakimiyetine reaksiyon gösteremeyen takımımız ve teknik heyetimiz,
özellikle son 20-25 dakikalık bölümde beraberliğe ne kadar razı olduklarını
gözler önüne serdiler 75’te gelen
Linnes-Yasin ve 89’da gelen Sneijder-Chedjou değişiklikleri bunun en güzel
ispatıydı belki de…
Bitmek tükenmek
bilmeyen Osmanlıspor atakları, 85’te 2.golü getirdi. Sağ taraftan ceza sahamıza
gelen bir ortada, yine Webo’ nun yaptığı bir kafa vuruşu Semih Kaya’ya çarparak
ağlarımızla buluştu. Beşiktaş’ın kaybettiği haftada biz de mağlup durumdaydık…
Fakat gelin görün
ki, golün santrasında bize bir piyango daha vurdu. Rakip ceza sahasına doğru
doldurduğumuz topta, orada ne işi olduğunu hala anlayamadığım Semih Kaya bir
anda önünde bulduğu topa, sol ayağıyla adeta mermi gibi vurarak skora yeniden
dengeyi getirdi. Bu golle belki de kendini ipten aldı Semih. Çünkü maçı kaybetmiş
olsak, muhtemelen oldukça yoğun eleştirilere maruz kalacaktı.
Kalan kısa sürede
başka bir şey olmayınca karşılaşma 2-2’yle tamamlandı.
Beşiktaş’ın mağlup
olduğu haftada bizim de puan kaybı yaşamamız üzücü elbet. Ancak oynadığımız
oyunu gördükten sonra bu 1 puanı öpüp başımıza koyalım!
Tabi Osmanlıspor
karşısında kaybettiğimiz sadece 2 puan olmadı. Son haftalarda düzenli forma
giymeye başlamış olan Serdar Aziz’in de sezonu kapaması, hepimizin canının
fazlasıyla sıktı! Ara transfer döneminde mutlak suretle defansa takviye
yapılması gerekiyor artık. Bunun kaçarı yok!
Bunun yanında forvet
hattına da bir takviye şart. Çünkü ilk haftalarda takdir ettiğimiz Eren Derdiyok,
haftalar ilerledikçe ortalardan kayboldu. Ve şundan iyice emin oldum ki,
Eren’in ayakları cidden çok zayıf. Yani Eren’in sezon genelinde ayakla gol atma
ihtimali %20 falan. Bu da Galatasaray santraforu için oldukça yetersiz bir
yüzde. Sigthorsson’un durumunun hali hazırda muamma olduğunu düşünürsek, mutlak
suretle bir forvet takviyesi yapılmak zorunda.
Gelecek hafta ilk
yarının son maçını oynayacağız. Açıkçası toplasan 3 tane iyi maçımızın olmadığı
bu devreyi hala daha şampiyonluk yarışının içerisinde götürüyor olmamız büyük
mucize. Hele hele Riekerink’e rağmen!
Takımın kadrosu son 2-3 yılın en iyi kadrosu. Ancak başındaki teknik
direktör de abartısız söylüyorum son 20 yılın en kötü teknik direktörü! Hal
böyleyken, gelecek haftadan sonra Riekerink’le yolların ayrılması, Galatasaray’a
şampiyonluk yolunda kazandırılacak en büyük avantaj olur benden söylemesi…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR