Riekerink’le neredeyse hiç çalışmayan ve sürekli olarak adale sakatlıkları yaşayan oyuncularımız, şimdilerde ise Tudor’un ağır idmanlarını kaldıramadıkları için aynı problemi yaşamaya devam ediyorlar. Yani biri hiç çalıştırmadığı için adaleler güçsüz kaldı ve atmaya başladı, diğeri ise aşırı yüklendiği için tempo ağır geldi ve yine adaleler atmaya başladı. Bunun orta bir yolu olmalı…
Bruma cezalı, De
Jong, Semih, Cavanda ve Eren sakat, Sneijder 20 dakika oynayabilecek durumda,
Chedjou ise elde stoper kalmadığı için fedakarlık yaparak iğneyle oynuyor.
Böyle bir kadro yapısındaki Galatasaray’ın hele hele ofansif anlamdaki en
etkili 2 silahı Sneijder’i ve Bruma’sı olmayan Galatasaray’ın Gençlerbirliği
karşısında zorlanacağını az çok tahmin ediyorduk hepimiz.
Gençlerbirliği
takımı karşılaşmaya 1-0 önde başladı desek yanlış olmaz herhalde. Henüz
50.saniyede öne geçtiler çünkü. Serdar Gürler’in ara pasıyla topla
buluşan Khalili, ceza sahamıza girdiği anda gönderdiği etkili şutla takımını öne
geçirdi. Bu gol Türk Telekom Arena’da soğuk duş etkisi yarattı!
Neyse ki şoku
üzerimizden çabuk attık. 4.dakikada Chedjou’nun gönderdiği uzun topta Carole’un
dokunuşuna ceza sahası içerisinde elle müdahale eden Ahmet Oğuz penaltıya
sebebiyet verdi. Atışı kullanan kaptan Selçuk, skora eşitlik getirdi.
1-1’den sonra oyunun
mutlak hakimi Galatasaray’dı. Zaman zaman geliştirdikleri kontra ataklar
dışında ağırlıklı olarak Gençlerbirliği takımını kendi yarı alanına hapsettik.
Topun kontrolü sürekli olarak bizdeydi. Özellikle Rodriuges’ın kanadından
gelişen ataklarda yakaladığımız birkaç net pozisyon vardı. Ancak son vuruşlarda
biraz beceriksizdik.
Devrenin son
dakikasında nihayet Podolski’yle üstünlük sayımız geldi. Sabri’nin pasıyla
topla buluşan Podolski, ceza sahasına doğru sokuldu. Kaleyi karşısına aldığı
anda çok sert vuran Alman yıldız, takımını öne geçirdi. Devre de bu golle
tamamlanmış oldu.
İkinci 45 dakikaya 2
oyuncu değişikliğiyle başlayan Gençlerbirliği rüzgarı terse döndürdü. Oyunun
kontrolünü ellerine geçirdiler. Buna karşılık bizim oyuncularımız skoru koruma
psikolojisiyle çok fazla geriye yaslandı.
Artan Gençlerbirliği
baskısı 68’de sonuç verdi. Ceza sahamıza gelen yüksek topa Chedjou’nun elle
müdahalesi, Fırat Aydınus’a bir kez daha penaltı kararı verdirdi. Chedjou’nun
belki istem dışı eline çarptı top ancak ilk yarıda bize verilen penaltıysa,
buna da verilmesi gerekirdi.
Atışı kullanan
Serdar Gürler, Muslera’yı geçemedi. Sağına yatan Muslera topu kornere tokatladı
ve Türk Telekom Arena tribünlerine büyük sevinç yarattı. Ancak ne var ki,
kullanılan kornerde bu kez Tolga Ciğerci elle kesti toptu. Hem de adeta
voleybol oynayarak! Galatasaray seviyesindeki oyuncuların bu tarz hatalar
yapmamaları gerekir. O topa o şekilde yükselmek, amatör futbolcuların bile yapmayacağı
bir harekettir çünkü!
Serdar az önce
penaltıyı kaçırdığı için topun arkasına Selçuk Şahin geçti. Muslera ne yazık ki
bu kez terse yattı ve skorun eşitlenmesine engel olamadı.
Son 20 dakikaya
beraberlikle girilince, Tudor tam hazır olmayan Sneijder’i mecburen oyuna aldı.
Sneijder oyuna girdikten sonra Podolski’ye 2 tane muhteşem gol pası verdi. Ancak
son haftalarda gol vuruşlarında eski kalitesinde olmayan Podolski, bu
fırsatları harcadı maalesef…
Karşılaşmanın son
dakikasına girilirken, Garry Rodrigues’in ceza sahası çizgisi üzerinde
düşürülmesi sonucu serbest vuruş kazandık. Bu da gerek Türk Telekom Arena
tribünleri, gerekse de maçı televizyondan seyreden Galatasaraylılar için bir
umut oldu. Çünkü hem Sneijder hem de Selçuk sahadaydı. İkisiyle birlikte
Podolski’de topun başına geldi. Acaba hangisi vuracak diye düşünürken, atışı
kullanan Selçuk mükemmel bir gole imza atarak Galatasaray’ın galibiyetini
müjdeliyordu!
Üst üste 2.hafta
son saniye golüyle kazanmak, en başta da söylemiş olduğum gibi bundan sonrası
için bir dönüm noktası olabilir. Çünkü arka arkaya yaşadığı puan kayıplarıyla
şampiyonluk yarışından bir anda uzaklaşan ve kazanma alışkanlığını yitiren
takımımızın, 2 haftadır büyük bir inatla 3’er puanları koparıyor oluşu önemli
bir gelişme.
Gelecek hafta
2.yarının belki de en formda ekibi Trabzonspor’la karşılaşacağız. İşimizin pek
kolay olmayacağı ortada. Ancak Bruma ve Sneijder’in on bire döneceğini hesaba
katarsak, son 2 hafta duraklama anlarında alınan galibiyetlerin yaratacağı
moralle işler bizim adımıza yolunda gidebilir belki…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR