22 Mart 2011 Salı

YETTİ ARTIK HAGI !

http://www.ekoayrinti.com/images/news/20511.jpgDoğruyu söylemek gerekirse bu akşam sahada böylesine bir Galatasaray göreceğimi hiç tahmin etmiyordum. Gerek kısıtlı kadromuz, gerekse de yaratıcı oyuncu eksikliğimizden ötürü ligin hiç tartışmasız en formda takımı olan Fenerbahçe karşısında pek fazla varlık gösteremeyiz diye düşünüyordum. Ancak seyirci baskısı ve belki de bir takım psikolojik faktörlerin etkisiyle Fenerbahçe’nin de çok fazla yüklenemeyeceği ve kısır bir futbolla maçın 0-0 ya da 1-1 gibi bir skorla sona ereceği kanaatindeydim.
  Maç başladıktan sonra 52 bin taraftarının desteğini arkasına alan Galatasaray ilk dakikalardan itibaren oyuna ağırlığını koydu ve topu rakip yarı alanda dolaştırmaya başladı. Fenerbahçe ise rakibini kendi yarı sahasında kabulleniyor, kontra ataklarla gol aramaya çalışıyordu. Ancak ilk 45 dakika boyunca bu planlarında başarılı olduklarını söyleyemem. Çünkü Fenerbahçe takımı kalemizde bir tek pozisyon dahi bulamadı. Buna karşılık Galatasaray ise rakip kalede 3 net pozisyon bulup bunlardan ilkinde Kazım’ın mükemmel vuruşuyla topu ağlara gönderdi ve skor üstünlüğünü yakaladı. Ağlara gitmeyen diğer 2 pozisyonda ise Kazım attığı golün çok daha kolayını kaçırdı, Culio ise herhangi bir santraforun rahatlıkla filelere gönderebileceği kafayı auta vurdu. O an birçok Galatasaray taraftarının aklından da sanırım benim aklımdan geçen şey geçmştir: Keşke Hakan Şükür olsaydı …
   İlk 45 dakika boyunca Galatasaray’ın en etkisiz ismi Stancu’ydu. Sahada boş boş gezmek dışında hiçbir şey yapmadı. Gökhan Zan’da hem yaptığı basit hatalarla hem de aşırı agresif futboluyla ''Ya atılır ya da gol yedirir.'' sinyali verdi bizlere. Ama tahmin ettiğimiz üzere Hagi bunları göremedi. Tıpkı her hafta  bu tarz şeyleri göremediği gibi …
   Geçen haftanın en etkili ismi Pino neden yedek kulübesindeydi anlamadım, sonradan oyuna sokulmayışını ise hiç anlamadım. Muhtemelen Hagi ona da ''lolipop yedi.'' falan diye takmıştır!
   2. yarının ilk dakikasından itibaren Hagi skoru koruma isteğini sahaya yansıttı ve takımı iyice geriye yasladı. Buna rağmen topa daha çok hakim görünen Fenerbahçe, ta ki 75.dakikaya kadar kalemizde pozisyon bulamamaya devam etti.  Fenerbahçe’nin topa hakim oluşunu ve oyuna hükmedişini çaresiz gözlerle izlemekten vazgeçen Hagi ( geçmez olaydı!) yaptığı inanılmaz değişikliklerle resmen aldığımız maçı Fenerbahçe’ye hediye etti. Önce sahanın yıldızı Kazım’ı oyundan alıp yerine Arda’yı sahaya sürdü. Kazım belki yoruldu, belki sakatlandı bunları bilememem ama oyundan çıkacaksa eğer, yerine girmesi gereken isim mutlak suretle Pino olmalıydı. Hagi’nin 2.anlamsız değişikliği ise Stancu ile Kewell'ı değiştirmek oldu. Stancu’yu oyundan almakta geç bile kalmış olsa da yerine girmesi gereken isim yine Pino’ydu. Ama dedik ya en başta Hagi takmıştı bir kere ''EL MAGO''ya …
   Yekta’nın yerine Ayhan’ın oyuna dahil oluşu Galatasaray adına maçı bitirdi zaten. Hagi ''Ben bu Fener'i bu saatten sonra yenemem. Aman berabere bitireyim bari.'' Dedi ama o beraberliği almayı bile beceremedi! İlk yarıda çok daha kolay bir pozisyonda Culio’nun yapamadığını, Alex çok daha zor pozisyonda yaparak Fenerbahçe’nin son yıllarda Galatasaray’a karşı elde ettiği alışılagelmiş galibiyetlerine bir yenisini daha eklemesini sağladı.
  Evet biz bu sezon şampiyonluk istemedik. ''Şampiyonlar Ligi’ne gidelim bari.'' demedik. Türkiye Kupası’ndan vazgeçtik, avrupa kupalarına gitmeyi de rafa kaldırdık. Takımımızdan koca sezon adına tek bir şey istedik. Şu kayıp sezonu telafi etmek ve bizlerin gönüllerini almak adına şu Fenerbahçe’yi yenin dedik. Ama sanırım çok şey istedik! Çünkü bunu bile fazla gördü bizlere bir ''Rumen Kasıntısı'' !!
   Lütfen git artık Hagi! Dön artık evine! Sana biraz olsun saygımızın kalmasını istiyorsan, biraz olsun gururun, onurun varsa istifa et! Çünkü sen malesef teknik direktörlük yapmayı beceremiyorsun. Rakibi analiz edemiyorsun, kadro yapmayı bilmiyorsun, oyunu okuyamıyorsun, yaptığın saçma ve anlamsız değişikliklerle her hafta aldığımız maçları kendi ellerine rakibe veriyorsun. Dolayısıyla biz artık seni bu takımın başında teknik direktör olarak görmek istemiyoruz! 
                                                                                                      e-falanfilan Yazarı: Kerem Zülfikar