17 Aralık 2011 Cumartesi

Tam Gaz Devam


Şüphesiz ki bundan yaklaşık 2 hafta önce, Galatasaray’ın 15 günlük süreçte 2’si derbi olmak üzere oynayacağı 4 karşılaşmada çok zorlanacağı ve puan kayıpları yaşanmasının da muhtemel olacağı görüşündeydi birçoğumuz. Ancak dilimizi ısıralım, takım Sivas Spor maçıyla başladığı periyotta mükemmel bir seri yakaladı. Öyle veya böyle, ama iyi oynayarak, ama iyi mücadele ederek bir şekilde kazanıyoruz ya gerisi o kadar önemli değil benim için...
Bu akşam da en azından lidere yakışır şekilde oynadı Galatasaray. Koca 90 dakikada kalemizde tek bir pozisyon dahi vermedik. Zaten kalenizde pozisyon vermediğiniz takdirde, elinizde önemli hücum silahlarınız varsa şayet, galip gelmeniz daha bir kolay oluyor. Tıpkı bu akşam Galatasaray’ın bizlere göstermiş olduğu gibi.
Aslında karşılaşmaya oldukça tutuk, hatta son haftalara oranla bir hayli kötü başladık diyebilirim. Öyleki, ilk 20 dakikalık bölümde bir ara savunmadan top çıkaramaz hale geldik. Ancak sonrasında toparlanan oyuncularımız önce oyunu dengelediler, sonra da rakip kalede yarattığımız ilk tehlikede kaleci Fevzi’nin hatası sonucuda olsa golü buldular. Benim bu gole sevinmemi en anlamlı kılan neden ise altında Milan Baros imzasının oluşuydu. Çünkü her zaman söylediğim gibi bu Galatasaray’ın 3 sene önceki Baros’a gerçekten çok ihtiyacı var.
Golün akabinde Baros, önce Kazım’a ardından da Elmander’e 2 müthiş asist yapmış olsada onlar bu güzel asistleri cömertçe harcadılar…
Devrenin daha sonraki bölümlerinde ise iki takım adına da kaydadeğer bir şey olmadı.
2.yarıya Galatasaray 1-0’ın moraliyle, Ordu Spor ise ‘’Galibiyet hasreti 9 haftaya çıkacak mı acaba?’’ düşüncesinin yarattığı stres ve baskıyla başladı.
Neredeyse tamamı vasat bir orta alan mücadelesi şeklinde geçen devrenin istisnai anlarından birinde Milan Baros bir kez daha çıktı sahneye. Ani gelişen atağımızda herkes topu Elmander’in koşu yoluna atmasını beklerken, o ters tarafa, Kazım’a 2 kişinin arasından Xavivari bir ara pas gönderdi. Kazım’da topun gelişine yaptığı sert ve düzgün vuruşla aradaki farkı 2’ye çıkardı.
68.dakikada 2 farkı yakalayan Galatasaray’ımız iyiden iyiye rahatlamıştı artık. Ordu Spor’un ise bu haftaki umutları da tükenmişti. Hal böyle olunca kalan 20-25 dakikalık bölüm formalite icabı oynandı bir yerde.
Yazılarımı takip edenlerin hatırlayacağı üzere sezon başında ısrarla üzerine durduğum bir nokta vardı. 8.haftadan sonra gerçek Galatasaray’ı izlemeye başlarız diyordum ısrarla. Nitekim bu tezim doğru çıktı. Çünkü oynadığımız son 9 karşılaşmanın 6’sını kazandık, 3’ünü berabere bitirdik, hiç mağlup olmadık. Üstüne üstlük ilk 7 haftada kalesinde 9 gol gören takımımız, son 9 haftada ise sadece 2 kez gol izni verdi rakiplerine.
Tekrar bu akşama döndüğümüz takdirde 90 dakikanın sonunda tabloya Galatasaray açısından bakacak olursak; galibiyet serisi 5 maça çıkmış, deplasmanda gol yemeden tamamlanan hafta sayısı 7 olmuş ve de ligin ilk devresini lider tamamlamak için geriye sadece Çarşamba akşamı oynanacak olan Manisa mücadelesi kalmıştı…
e-falanfilan Yazarı: Kerem Zülfikar