11 Şubat 2013 Pazartesi

KRAL'ın Dönüşü


  Sezon başından beri süregelen bir gelenek var artık. Büyüklerden birinin puan kaybettiği haftada diğerleri de kaybetmek, birinin galip geldiği haftada da hepsi kazanmak zorunda. Dolayısıyla dün Beşiktaş’ın, bugün öğlen de Fenerbahçe’nin aldığı 3 puanlar bizi Antalyaspor karşısına galibiyet zorunluluğuyla çıkarıyordu sahaya.
  Haftalardır konuşulan, tartışılan Sneijder ve Drogba’nın onbire dahil oluşuyla oynanacak sistem konusunda nihayet Fatih Hoca kafasındaki planı gözler önüne seriyordu. 4-2-3-1. Demek ki bundan sonraki karşılaşmalarda muhtemelen böyle bir dizilişle yer alacağız sahada.
  Afrika Kupası’ndan sakat dönen Eboue’nin yerine son haftaların formda ismi Sabri’yle,  bir başka sakat, son 2 karşılaşmanın en etkisiz oyuncusu Elmander’in yerine de olması gerektiği gibi Burak Yılmazla başlıyordu Fatih Hoca. Ayrıca Umut’ta sürpriz bir şekilde yedek kulübesindeydi.
  Karşılaşmaya fırtına gibi başlayan bir Galatasaray vardı. İlk 10 dakikada Antalyaspor’u kendi ceza sahasına hapsettik. Sağlı sollu yüklendik. Bu insan üstü baskı golü de geciktirmedi. 8.dakikada Hamit Altıntop’un kullandığı serbest vuruşta top rakip savunmadan sekip Burak’ın önüne düştü. Müsait durumdaki Burak’ta topu filelere gönderdi. 2 haftadır formasına hasret olan Kral’a ilaç gibi geldi bu gol. Gol sonrası yaşadığı sevinç bunun kanıtıydı zaten.
  Bir çok karşılaşmada yaptığımız gibi bu akşam da 1-0’dan sonra geriye çekildik. Bir nevi vites düşürdük yani. Daha kontrollü, daha düşük tempoyla sürdürdük oyunu. Durum böyle olunca da Antalyaspor biraz olsun nefes almış oldu.
  Kalan 30-35 dakikalık bölümde Sabri’nin şutu dışında bir pozisyon yaşanmayınca ilk devre 1-0’lık üstünlüğümüzle tamamlanmış oldu.
  İkinci 45’e de aynı maçın başındaki gibi yüksek pres ve baskıyla başladık. Belli ki hafta arası idmanlarda her iki devrenin ilk 10-15 dakikalık bölümlerinde rakibi boğarak gol bulma isteğini oyuncularına iyi aşılamış Fatih Hoca.
  Yaptığımız yüksek tempo yine beraberinde golü getirdi. 61.dakikada Antalyaspor takımı atağa kalkacağı sırada Amrabat rakibinden topu kurnazca çalarak Burak Yılmaz’ın önüne yuvarladı. Her ne kadar biraz çapraza gidip açısını daraltsa da, Burak’ın sol ayağıyla çıkardığı füze gerçekten görülmeye değerdi.  Attığı bu enfes golü taklalar atarak kutluyordu Kral. Teknik ekibimize de mevcut şartlarda bu takımın 1.santraforu her zaman benim mesajını gönderiyordu bir yerde.
  2-0’dan sonra iki takım da oyundan iyice düştü. Karşılaşmanın başından beri kazanmak adına neredeyse hiçbir şey yapmayan Antalyaspor mağlubiyete, 2 farkı yeterli gören oyuncularımız da bu sonuca razıydı.
  Fatih Hoca oyuncu değişikliklerini belki biraz daha erken yapsa aradaki farkı arttırabilirdik. Özellikle Sneijder ve Hamit 60’tan sonra çok yoruldular çünkü. Hatta Hamit’in ayakta duracak dermanı kalmamış gibiydi.
  Kalan bölümler formalite icabı oynanınca Galatasarayımız 21.haftayı 3 puanla tamamlamış oldu. Ayrıca takipçilerimizden Antalyasporla aradaki farkı açmamız da bir başka sevindirici durumdu. Burak Yılmaz bu takım için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Sabri Sarıoğlu’nun 2-3 haftadır devam eden iyi performansı ise tavan yaptı. Sonuç olarak, Fatih Hoca’nın da maçtan sonra söylemiş olduğu gibi Muslera’nın yere yatmadan tamamladığı karşılaşmayı, hak ettiğimiz üzere kazandık ve zirvedeki yerimizi biraz daha sağlamlaştırdık. Darısı gelecek haftalara…

                                                                  e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR