20 Aralık günüydü yanlış hatırlamıyorsam. Kurada Schalke’yi
çekmemiz basınımız tarafından alışılagelmiş üzere ‘’lokum gibi kura’’ ‘’şeker
gibi kura’’ olarak nitelendirildi. Hele hele Schalke’nin son 8-10 lig maçında
gösterdiği kötü performans ve yaşadığı ciddi puan kayıplarından sonra, henüz
maçlar oynanmadan Galatasaray turu geçmişte artık çeyrek finali beklemeye
başlamış gibi yersiz bir hava oluşturuldu…
Bir kere, bir takım
kendi liginde ne kadar kötü durumda olursa olsun Şampiyonlar Ligi için bunu
ölçü alamazsınız. Çünkü orası apayrı bir dünya.
En basiti bizim takımımızın bile bu sezonki lig maçlarıyla Şampiyonlar
Ligi maçları arasında performans anlamında ciddi bir uçurum var. Eğer
gruplardaki futbolumuzu ligde de oynayabilmiş olsak, şu an tahmin ediyorum en
yakın takipçimizin en az 10-12 puan önünde olurduk…
Dün akşam Fatih Hoca’nın
karşılaşmaya başladığı 11 bana göre tamamıylen yanlıştı. Bir kere Eboue gibi bu
turnuvanın en tecrübeli oyuncularından birini herhangi bir sakatlığı olmadığı sürece
yedek oturtmak çok büyük anlamsızlık. Tamam Sabri belki son 3-4 lig maçında iyi
performans göstermiş olabilir ancak ne olursa olsun büyük maçlar büyük
oyuncularla kazanılır düşüncesindeyim ben. Dolayısıyla dün akşam Bastos gibi
mükemmel bir sol açığın karşısında olması gereken isim hiç tartışmasız Eboue
olmalıydı.
İkinci bir yanlış ise
Sneijder’in sol çizgide oynamasıydı. Biz zaten sezon başından bu yana sol
beksiz oynayan bir takımız. Riera tüm iyi niyetiyle elinden geldiğince orada oynayabilmek
için uğraşıyor. Çoğu zaman başarılı da oldu diyebiliriz. Ancak zaten esas işi
bu olmayan adamın önüne kalkıp hayatında savunmasına yardım etmek nedir
bilmeyen, adam kovalamak lugatında olmayan Sneijder’i koyarsanız siz, hem Riera’yı
bitirirsiniz hem Sneijder’i hem de takımınızı…
Fatih Hoca ne yardan
vazgeçerim diyor ne de serden. Yani hem 4-4-2 oynamak istiyor hem de Sneijder’i
kullanmak istiyor. Ne yazık ki bu iki şeyi bir arada yapmak mümkün değil. Hee
Fatih Hoca diyorsa ki ‘’Ben Sneijder’i oynatmak uğruna gerekirse Melo ya da
Selçuk’tan birinden vazgeçerim.’’ O zaman lafım olmaz kendisine. Fakat Sneijder’in
şu an ki görüntüsüyle bu iki oyuncumuzdan birini kesmesi de çok büyük haksızlık
olacaktır. Hele ki dün akşam mükemmele yakın oynayan Selçuk ve Melo ikilisini
gördükten sonra…
Dün akşam ortaya
çıkan bir gerçek var ki, malesef Schalke takımı bizden daha iyi takım.
İnanılmaz derecede rahat top oynadılar bi kere. Mükemmele yakın tek pas
yaptılar. Ceza sahamıza yaklaşmakta hiç zorlanmadılar. Kanatları, özellikle de
Riera’nın kanadını çok iyi kullandılar. Tabi bunun nedenini az önce yukarda
izah ettim. Farfan gibi etkili bir kanat oyuncusuna karşı siz maça
Riera-Sneijder ikilisiyle başlar üstüne de Sneijder’den savunma anlamında hiçbir
şey alamazsanız ortaya böyle bir sonucun çıkması kaçınılmaz olur. Bunun
bilincinde olan Almanlar’da ilk 45 dakika boyunca o kanadı resmen kevgire
çevirdiler. Fatih Hoca yatıp kalkıp dua etsin 30-45 arası bölümü sadece 1 gol
yiyerek kapadık. Çok daha kötüsü de olabilirdi çünkü…
Galatasaray genel
anlamda neler yaptı diye sorarsanız, ilk 20-25 dakika gerçekten mükemmele
yakındı. Tam bir Şampiyonlar Ligi takımı gibi oynadı. Zaten golü de bu bölümde
bulduk. Hemen akabinde Hamit Altıntop hayatında bir kez olsun topa vururken
Yaradan’a sığınmak yerine denge unsurunu kullanmayı denese, henüz 20.dakikada 2
farkı bulup tur biletini cebimize koymuş olacaktık. Yine devrenin ortalarında Burak’ın solda
ceza sahasına girip topu Hildebrand’a nişanladığı bir pozisyon vardı. Bunlar
ilk devrenin bizim adımıza güzel taraflarıydı.
Olumsuz taraflara
geçicek olursak, biz de Schalke takımından geri kalmadık açıkçası. İlk devre
boyunca kalemizde en az onlar kadar pozisyon verdik. 30 ila 45.dakikalar arasındaki 15 dakikalık
zaman zarfında resmen aciz duruma düştük! Schalkeli oyuncular bizi kendi
sahamıza adeta hapsederek yüklendiler de yüklendiler. Bunu yaparken de sürekli
olarak sol kanadımızı kullandılar. Fatih Hoca’nın takımının bu acizliğini
kenardan sadece izlemekle yetinmesi gerçekten hayret vericiydi! Allah mahafaza
o bölümde çok daha fazla gol görebilirdik kalemizde…
Devre arasında
geçekleşen Sneijder-Amrabat değişikliğinde geç bile kalınmıştı. Nitekim Amrabat’ın
en azından savunmasına yardıma gelmesi oyunu dengeledi. Schalke’de sadece kendi
sağ kanadı üzerine kurulu hücum aksiyonlarından vazgeçmek zorunda kaldı.
İkinci 45 dakikada
her iki takımda yorgunluktan olsa gerek çok fazla yüklenemediler. Ancak Schalke
takımı yine topa daha fazla sahip olan ve oyunda daha etkili gözüken taraftı. Her
şeye rağmen Drogba’nın kafayla yaptığı asist sonucu Burakla girdiğimiz %100’lük
bir pozisyon vardı. Burak onu gole çevirebilse ilk 25 dakikayı saymazsam
böylesine zorlandığımız bir akşamı galibiyetle kapamış olmamız oldukça mutluluk
verici olacaktı. Ne diyelim kısmet değilmiş…
Şimdi 3 hafta sonra bu
kez Almanya’da karşılaşacağız. Basında çıkan söylentiler karşılaşmaya 25-30 bin
civarında Türk’ün geleceği yönünde. Umarım öyle de olur. Bir başka umduğum şey
de Fatih Hoca’nın dün akşam yaptığı hatalardan ders alıp ikinci maça daha
doğru bir 11 çıkarması. Formayı kim hakediyorsa ona vermek zorunda Fatih Hoca. En
azından Sezon başından beri yaklaşık 30 maçtır üst üste oynattığı halde bu
takıma zarardan başka hiçbir şey vermeyen Hamit Altınop’un artık yedek kulübesine
çekilme zamanının geldiğinin farkına varsa hiç fena olmayacak. Kimseler kusura
bakmasın ama sezonda 10 trilyon parayı cebine koyup üstüne rakibe kalçasını
dayayıp çizgiye dönmekten başka hiçbir şey yapmayan, sürekli olarak top ezen-top
kaptıran, kontra atağa kalkacağımız anlarda ne zaman topla buluşsa takımın tüm
hızını kesen, bu sayede de atakları daha başlamadan bitiren, iyi şut atmanın en
ufak bir denge unsuru kullanmadan toplara Allah ne verdiyse vurmak demek olduğunu
sanan, yetenek olarak bizim Sabrimiz’den Aydınımız’dan hiçbir fazlası olmayan
bu adamın hala bu takımın banko oyuncusu olması diğer futbolcularımıza yapılan çok
büyük bir haksızlıktır! Fatih Hoca Hamit’te gösterdiği bu anlamsız ısrarla
insanların zihninde ‘’adaletsiz hoca’’ damgasını çoktan yedi de haberi yok.
Gerçekten de her fırsatta adaletten, haktan bahseden hocamızın sezon başından
beri ısrarla aynı oyuncuları oynatması ve bu oyuncuların bir kısmının da takıma
hiçbir şey vermiyor oluşu, açıkçası benim de Fatih Hoca’nın adaletli olduğuna
artık inanmamama neden oldu! En basiti 30 maçtır üst üste oynayan Hamit’in
yerine hadi 30’u geçtim 15 maç üst üste Engin Baytar oynamış olsa, yetenek ve
futbol zekası olarak bana göre 3 tane Hamit eden bu oyuncumuzu emin olun
yeninden kazanmıştık…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR