Ne yalan söyleyeyim,
Eskişehir deplasmanında puan kaybı yaşayacağımızdan adım gibi emindim. Çünkü
her nedense bizim takımımız Bursa ve Eskişehir deplasmanlarında galip gelmeyi
bir türlü beceremiyor. Şanssızlık mı diyelim, tesadüf mü diyelim artık o
kadarını bilemeyeceğim ama hemen her sezon bu 2 deplasmanda sıkıntı yaşadığımız
gerçeği var ortada.
Aslında
karşılaşmadan önce kadrolar açıklandığında haftalardır ısrarla takımın
futbolunu bozduğu ve hızını kestiği gerekçesiyle ilk onbir dışında kalması
gerektiğini vurguladığım Hamit’in nihayet yedek kulübesinde olduğunu görünce
iyi futbol ve güzel netice beklentisine girdim. Ancak bu akşam sahada öylesine kötü
bir Galatasaray vardı ki, değil sezonun belki de son 4-5 yılın en kötü
futbolunu oynadık.
Bir kere inanılmaz
derecede yanlış bir onbirle başladık karşılaşmaya. Burak Yılmaz’ın Beşiktaş ve Fenerbahçe
günlerinin kısa ve başarısız sonuçlanmasının en önemli nedeni kendisinin bir
sağ açık olarak görülmesiydi. Fakat sonrasında Şenol Güneş’in elinde bir
golcüye dönüştürülen Burak’ın doğru kullanıldığı takdirde neler
yapabildiğini hep birlikte gördük. Peki durum böyleyken bugün bu oyuncumuzu 1 gram aşama kat edemediği sağ çizgide oynatmak kimin fikriydi?
Geçen haftaki vasat
performansından sonra Hakan Balta’nın bu akşam da sahaya en önde çıkması bir
başka antrenör hatasıydı. Riera haftalaca gerek lig gerekse de Şampiyonlar Ligi
maçlarında o mevkiide hiç sırıtmadan oynamışken, birden bire kendisini kesip
Hakan Balta’ya dönüş yapmaya ne gerek vardı cidden benim aklım, mantığım
ermiyor buna. Yabancı sınırlamasından ötürü desek onla da alakası yok. Çünkü
Fatih Hoca zaten Eboue’nin yerine Sabri’yi oynatmayı kafaya koydu bir kere…
Sezon başından beri
Hamit’i kazanıcam diye neredeyse takımın iyi futbolundan vazgeçen Fatih
Hoca’nın geçen sezonki şampiyonluğun mimarlarından Eboue ve Engin’i bu kadar
kolay silmesi, geçen haftalarda da üzerinde durduğum ‘’hocanın adaletsizliği’’
konusunu bana bir kez daha ispatladı açıkçası.
Bugün sahaya bir
Galatasaray takımı çıkmış, orta sahasında Selçuk, Melo ve Sneijder gibi
avrupanın her takımında rahatlıkla oynayabilecek (ki ikisi zaten senelerce
oynamış) 3 tane üst düzey futbolcu var. Fakat gelin görün ki, bu Galatasaray
takımı 90 dakika boyunca üst üste 5 pas yapamıyor. Hadi onu geçtim, bu saydığım
üçlüden rakip savunmanın dengesini bozabilecek bir tane pas çıkmıyor…
Drogba’nın
kariyerine ve futbolculuğuna herkes gibi bende hayranım. Bu takıma çok şeyler
vereceğinden de en ufak bir şüphem yok. Yalnız dikkatimi çeken bir nokta var. Takım
için değil de biraz kendine oynuyor sanki. Yani ligimizi ve takımımızı hafife
alır gibi bir havası var saha içinde. Umarım ben yanlış düşünüyorumdur. Çünkü
gerçekten böyle bir şey varsa ortada, Drogba gibi bir efsaneye hiç ama hiç
yakışmaz bu yaptığı…
Hep takımımızdan
gittik ama rakibimizin de hakkını yemeyelim. Bugün sahada gerçekten çok iyi bir
Eskişehirspor vardı. Özellikle Erkan Zengin ve Alper Potuk muazzam oynadılar.
Açıkçası bu iki oyuncu bizde olsa, ortaya çok daha farklı bir sonuç çıkabilirdi
bu akşam. Kanatlarda ciddi sıkıntılar yaşayan takımımız bence transfer döneminde
Erkanla ilgilense çok doğru bir iş yapmış olur. Kendisi Sabri’yle resmen dalga
geçti çünkü!
Hakkını teslim etmek
gereken bir başka isim de Muslera. Bu sezon onu da çok eleştirdim. Ancak bugün o da geçen yıldan resitaller
sundu sanki. Yani sahadan mağlubiyetle ayrılmadıysak, teknik heyetimiz gitsin
Muslera’ya teşekkür etsin. Umarım bundan sonraki haftalarda da bu performansını
devam ettirir.
Toparlamak gerekirse, kazanmak adına hiçbir şey yapmayan, rakibi üzerinde oyunun herhangi
bir bölümünde üstünlük kuramayan yani galibiyeti asla haketmeyen bir
Galatasaray izledik bugün. Durum böyleyken de doğal olarak kazanamadık. Gerçi herşeye
rağmen 90+2’de elimize bir fırsat geçti. Fakat sağolsun onu da Drogba ziyan
etti... Zaten son 2-3 maçtır kafama takılan en önemli konulardan biri de bu.
Hiç tartışmasız dünyanın en iyi 3-5 frikikçisinden biri olan Sneijder ve ceza
yayı civarından kusursuz vuruşlar yapabilen Selçuk gibi 2 ustaya sahipken
serbest vuruşları neden Drogba kullanır, daha önemlisi de buna kim karar verir
cidden çok merak ediyorum…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR