3 Mart 2013 Pazar

Cim Bom Kayıplarda...


  Ne yalan söyleyeyim, Eskişehir deplasmanında puan kaybı yaşayacağımızdan adım gibi emindim. Çünkü her nedense bizim takımımız Bursa ve Eskişehir deplasmanlarında galip gelmeyi bir türlü beceremiyor. Şanssızlık mı diyelim, tesadüf mü diyelim artık o kadarını bilemeyeceğim ama hemen her sezon bu 2 deplasmanda sıkıntı yaşadığımız gerçeği var ortada.
  Aslında karşılaşmadan önce kadrolar açıklandığında haftalardır ısrarla takımın futbolunu bozduğu ve hızını kestiği gerekçesiyle ilk onbir dışında kalması gerektiğini vurguladığım Hamit’in nihayet yedek kulübesinde olduğunu görünce iyi futbol ve güzel netice beklentisine girdim. Ancak bu akşam sahada öylesine kötü bir Galatasaray vardı ki, değil sezonun belki de son 4-5 yılın en kötü futbolunu oynadık.
  Bir kere inanılmaz derecede yanlış bir onbirle başladık karşılaşmaya. Burak Yılmaz’ın Beşiktaş ve Fenerbahçe günlerinin kısa ve başarısız sonuçlanmasının en önemli nedeni kendisinin bir sağ açık olarak görülmesiydi. Fakat sonrasında Şenol Güneş’in elinde bir golcüye dönüştürülen Burak’ın doğru kullanıldığı takdirde neler yapabildiğini hep birlikte gördük. Peki durum böyleyken bugün bu oyuncumuzu 1 gram aşama kat edemediği sağ çizgide oynatmak kimin fikriydi?
  Geçen haftaki vasat performansından sonra Hakan Balta’nın bu akşam da sahaya en önde çıkması bir başka antrenör hatasıydı. Riera haftalaca gerek lig gerekse de Şampiyonlar Ligi maçlarında o mevkiide hiç sırıtmadan oynamışken, birden bire kendisini kesip Hakan Balta’ya dönüş yapmaya ne gerek vardı cidden benim aklım, mantığım ermiyor buna. Yabancı sınırlamasından ötürü desek onla da alakası yok. Çünkü Fatih Hoca zaten Eboue’nin yerine Sabri’yi oynatmayı kafaya koydu bir kere…
  Sezon başından beri Hamit’i kazanıcam diye neredeyse takımın iyi futbolundan vazgeçen Fatih Hoca’nın geçen sezonki şampiyonluğun mimarlarından Eboue ve Engin’i bu kadar kolay silmesi, geçen haftalarda da üzerinde durduğum ‘’hocanın adaletsizliği’’ konusunu bana bir kez daha ispatladı açıkçası.
  Bugün sahaya bir Galatasaray takımı çıkmış, orta sahasında Selçuk, Melo ve Sneijder gibi avrupanın her takımında rahatlıkla oynayabilecek (ki ikisi zaten senelerce oynamış) 3 tane üst düzey futbolcu var. Fakat gelin görün ki, bu Galatasaray takımı 90 dakika boyunca üst üste 5 pas yapamıyor. Hadi onu geçtim, bu saydığım üçlüden rakip savunmanın dengesini bozabilecek bir tane pas çıkmıyor…
  Drogba’nın kariyerine ve futbolculuğuna herkes gibi bende hayranım. Bu takıma çok şeyler vereceğinden de en ufak bir şüphem yok. Yalnız dikkatimi çeken bir nokta var. Takım için değil de biraz kendine oynuyor sanki. Yani ligimizi ve takımımızı hafife alır gibi bir havası var saha içinde. Umarım ben yanlış düşünüyorumdur. Çünkü gerçekten böyle bir şey varsa ortada, Drogba gibi bir efsaneye hiç ama hiç yakışmaz bu yaptığı…
  Hep takımımızdan gittik ama rakibimizin de hakkını yemeyelim. Bugün sahada gerçekten çok iyi bir Eskişehirspor vardı. Özellikle Erkan Zengin ve Alper Potuk muazzam oynadılar. Açıkçası bu iki oyuncu bizde olsa, ortaya çok daha farklı bir sonuç çıkabilirdi bu akşam. Kanatlarda ciddi sıkıntılar yaşayan takımımız bence transfer döneminde Erkanla ilgilense çok doğru bir iş yapmış olur. Kendisi Sabri’yle resmen dalga geçti çünkü!
  Hakkını teslim etmek gereken bir başka isim de Muslera. Bu sezon onu da çok eleştirdim.  Ancak bugün o da geçen yıldan resitaller sundu sanki. Yani sahadan mağlubiyetle ayrılmadıysak, teknik heyetimiz gitsin Muslera’ya teşekkür etsin. Umarım bundan sonraki haftalarda da bu performansını devam ettirir.
  Toparlamak gerekirse, kazanmak adına hiçbir şey yapmayan, rakibi üzerinde oyunun herhangi bir bölümünde üstünlük kuramayan yani galibiyeti asla haketmeyen bir Galatasaray izledik bugün. Durum böyleyken de doğal olarak kazanamadık. Gerçi herşeye rağmen 90+2’de elimize bir fırsat geçti. Fakat sağolsun onu da Drogba ziyan etti... Zaten son 2-3 maçtır kafama takılan en önemli konulardan biri de bu. Hiç tartışmasız dünyanın en iyi 3-5 frikikçisinden biri olan Sneijder ve ceza yayı civarından kusursuz vuruşlar yapabilen Selçuk gibi 2 ustaya sahipken serbest vuruşları neden Drogba kullanır, daha önemlisi de buna kim karar verir cidden çok merak ediyorum…

                                                               e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR