20 Ekim 2013 Pazar

Arena'da Wesley'nin Gecesi

 Yine bir milli ara, yine Galatasaray’sız geçen günler…  Neyse ki 15 günlük hasret bu akşam itibariyle son buldu.
  Mancini’nin Arena’ya ayak basıp taraftarıyla buluşmasında takımının neler yapacağı hepimiz için büyük merak konusuydu doğrusu. Ayrıca uzun zamandır kendi sahamızda kazanamıyor oluşumuz da daha bir önemli kılıyordu karşılaşmayı.
  Maçın başlamasına 1 saat kala ekranda kadroları gördüğümde Selçuk-Melo-Ceyhun ve Sneijder’den oluşan orta saha biraz şaşırttı beni. Fakat esas hayrete düştüğüm nokta, 10 milyon Euro’luk Bruma’nın yedeklerde dahi olmayışıydı. Sonradan öğrendik ki Gökhan Zan’ın sakatlığı varmış ve maç kadrosuna girememiş. Bu yüzden de stoper eksiğini gidermek için 18’e Dany’yi almış Mancini.
  Karşılaşmaya iki takımda etkili başlayamadı doğrusu. Özellikle de oyunun ilk bölümünde birbirleri üzerinde herhangi bir üstünlük kuramadılar çünkü.
   Aslına bakarsanız sahaya çıkan kadrodan ötürü orta alan üstünlüğünün bizde olmasını bekledik. Ancak ne yazık ki 90 dakikanın hiçbir bölümünde beklentilerimize cevap alamadık…
  Ceyhun Gülselam’ı ilk 45 dakika boyunca sağ çizgide izledik. Mancini bu tercihi hangi akla hizmet yaptı, anlamak mümkün değil. Ceyhun gibi dümdüz bir oyuncunun ön libero ya da stoper dışında bir mevkiide oynaması ne yazık ki imkansız. Ancak hocamızın kendisini inatla sağ tarafta kullanmaya çalışması gerçekten beni hayrete düşürdü. Çünkü bu anlamsız ısrarıyla hem Ceyhun’a hem de Sabri’ye yazık etti…
  Sabri demişken hazır, kendisiyle ilgili birkaç bir şey yazayım. Bugün yine bizlere saç baş yoldurtmayı başardığı için hepinizin huzurunda tebrik ediyorum kendisini! Bir insan 10 sene boyunca Galatasaray A Takım formasını giyer de 1 gram bile üzerine bir şeyler koyamaz mı arkadaş… Pes diyorum başka da bir şey demiyorum… Sonunda bunları da açık açık söylettin ya bana Sabri, artık gönül rahatlığıyla muradına erebilirsin…
  Hücum anlamında kısır bir oyun ortaya koyduğumuz devre, bulduğumuz ender sayıdaki pozisyonlardan birini Sneijder’in gole çevirmesi sonucu 1-0’lık üstünlüğümüzle geçildi.  Golden önceki bölümde ofsayt gerekçesiyle verilmeyen diğer 2  golümüzden bahsetmiyorum tabi. Çünkü ikisinin de iptali doğru karardı.
  Ceyhun’un haklı olarak sahada herhangi bir varlık gösteremeyişine ikinci devre başlarken kayıtsız kalmaz Mancini dedim.  Fakat gelin görün ki yanıldım. Herhalde bizim göremediğimiz bir şeyler gördü ki kendisinde, ikinci yarıya da sağ açık Ceyhunla başladı!
   Oyunda bazı bölümler vardı, topu Karabüksporlu oyuncuların ayağından almakta ciddi anlamda sıkıntılar yaşadık. Tabi bu sahneler gerek staddaki gerekse de ekran başındaki bizleri sinir küpüne çevirdi. Üstüne  üstlük 52.dakikada Akbala’nın ceza sahamız içinde bir Allah’ın kulu tarafından rahatsız edilmemesi sonucu topu ağlarımızda görmemiz iyiden iyiye çileden çıkmamıza sebebiyet verdi.
  Artık skorda eşitlik vardı ve Karabükspor üzerinde bir türlü üstünlük kuramıyorduk. Ama ne hikmetse İtalyan hocamız herşey dört dörtlük gidiyormuşçasına bir tavır takınıyordu kenarda…
  56’da rakibin 10 kişi kalması bile yaşadığımız olumsuzlukları gidermeye yetmedi. Öyle ki, 35 dakika boyunca Karabük takımı mı 1 kişi eksik oynadı yoksa biz mi oynadık inanın anlayamadım.
  Mancini’nin kurtarıcı olarak oyuna Aydın’ı alması ise sadece güldürdü beni. Anlaşılan Mancini’de bitmek tükenmek bilmeyen Aydın Yılmaz sempatizanlarından!
  Son bölümlere girdiğimizde skorda hala eşitlik vardı ve yazımın başından beri vurguladığım gibi rakip üzerinde bir türlü baskı kuramıyorduk. İşte tam bu esnada Sneijder bir kez daha çıktı sahneye. Aydın’ın ortasında savunmanın karşıladığı topu ceza yayı üzerine kontrol edip öyle bir sağ üst patlattı ki, kaleci Waterman ancak ağlarla buluştuğunda görebildi meşin yuvarlağı.
  Türk Telekom Arena’da Sneijder’in gecesi yaşanıyodu. Aylardır bugünün hayalini kuran bizler de zevkten dört köşe olmuştuk tabi
  Kalan bölümler 2 takıma da golü getirmeyince karşılaşma takımımızın 2-1’lik üstünlüğü ile sona ermiş oldu. Gerçi karşılaşmanın hakemi Mustafa İlker Coşkun son düdüğünü Burak gole giderken çalmamış olsa, yani en azından bir 10 saniye daha beklese skor  kayıtlara %99 3-1 olarak geçecekti. Ne diyeyim kısmet değilmiş…
  Takımımızın en çok ihtiyacı olan şey, ama öyle ama böyle bir şekilde galip gelmekti bu akşam. Onu da Sneijder önderliğinde başardı oyuncularımız.
  Geldiği günden bu yana en iyi oyununu oynayan ve bu akşamki galibiyeti takımına kazandıran Sneijder’e özel olarak tebriklerimi gönderiyorum. Bundan sonraki karşılaşmalarda da aynı performansı sürdürmesi hatta üzerine daha da koyması tek temennimiz. Çünkü bu akşam da gördük ki, özellikle oyunun kilitlendiği anlarda o kilidi açabilecek bir çilingire haddinden fazla ihtiyacı var bu takımın….

                                                                 e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR