Söylenecek o kadar çok şey, konuşulması gereken o kadar çok
konu var ki aslında… Şimdi yazmaya, içimi dökmeye başlasam sabah ezanına doğru
anca bitiririm sanırım.
Bir başkan, ortada ciddi
bir neden de yokken üstelik, nasıl olur da kulübüne böylesine büyük bir zarar
verir, nasıl olur da herşeyi 180 derece terse döndürür, inanın aklım-mantığım
hiçbir suretle almıyor…
Neyse, her ne olursa
olsun eski defterleri tekrar tekrar açmanın bir faydası dokunmaz bize bu
saatten sonra. En azından Ünal Aysal’dan çok çok daha fazla düşündüğüm için
kulübümü, yutuyorum gırtlağıma kadar gelenleri.
Evet, bu akşam
beklenildiği üzere baştan aşağı yanlış bir onbirle Fenerbahçe karşısındaydı
Roberto Mancini. Haftalardır yediğimiz
hemen hemen tüm gollerde imzası bulunan Ptt 1.Lig stoperi Chedjou yine
sahadaydı. Chedjou’nun yerine düşünülse çok daha verimli olabilecek Dany ise sol
bekteydi. Bomboş topları dahi süremeyen, hiçbir şekilde adam geçemeyen, 5
metreye pas atmakta zorlanan, dolayısıyla da kanatlarda oynayabilecek hiçbir
özelliği üzerinde barındırmayan Burak Yılmaz bu haftada da sol çizgideydi. Ayrıca
Mancini’nin Fenerbahçe’den ne kadar korktuğunun bir göstergesi olarak da Ceyhun
Gülselam ilk 11’deydi.
Sorarım size,
Sneijder ve Muslera’nın olmayışını da işin içine katacak olursak, böyle bir
kadronun Kadıköy’den puanla ayrılması mümkün müdür? Değildir elbet.
Şimdi merak ettiğim
2 husustan ilki, Mancini’nin haftalardır takımı katleden Chedjou’nun yaptığı bu
bariz hataları nasıl göremediği. 2.si ise yine haftalardır sol çizgide hiçbir
şey yapamayan Burak Yılmaz’ın son adam olarak oynaması gerektiğini nasıl fark
edemediği… Bunun tek bir açıklaması var, demek ki hocamızın ciddi anlamda görme
bozukluğu var!
Açıkçası bu akşam
seyrettiğim Galatasaray, herhalde son 20 yılda gördüğüm en kötü Galatasaray’dı.
Takımımın sahada bu kadar basiretsiz kaldığı! böylesine biçare bir görüntüğü
çizdiği başka bir karşılaşma daha Allah’a şükür ki hatırlamıyorum…
Yazık, cidden çok yazık… Mancini denen bu zatı
muhtereme ödenecek o astronımik ücretin 3’te 1’ini Yılmaz Vural’a verseler, bu
takıma aslanlar gibi top oynatır. Bütün samimiyetimle söylüyorum bunu. En
azından bu akşamkinden daha iyi bir Galatasaray izleyebileceğimizin garantisini
verebilirim .
Zaten biz ülke
olarak ne çektiysek hep bu yabancı hayranlığımızdan çektik. Elimizdeki
cevherlerin kıymetini bilemediğimizden çektik. Tıpkı Fatih Hocamız’ın kıymetini
bilemediğimiz gibi!
İddia ediyorum, bu
akşam takımın başında Fatih Hoca olsa, son 2 yılda olduğu gibi yine
Fenerbahçe’yi oyun anlamında sahadan silen bir Galatasaray izlerdik. Belki yine
kaybederdik ama en azından takımımızın oynadığı futbolla gurur duyardık.
Örneğin, 2 sezon önce TT Arena’da 2-1 kaybettiğimiz karşılaşmanın ardından
duyduğumuz gibi…
Oyuncuları doğru
yerlerde oynatmaktan, takımı sahaya doğru taktik ve dizilişle çıkarmaktan aciz
olan bu adamdan nasıl başarı bekleyelim ki biz? Gülerler be adama…
Doğruyu söylemek
gerekirse, bugün Fenerbahçe’de iyi oynamadı. Ancak biz öylesine etkisiz,
öylesine güçsüzdük ki, Fenerbahçe’nin bu vasat hali bile sahadan galibiyetle
ayrılmaya fazlasıyla yetti.
Şu Chedjou denen
arkadaşta Mancini hala ne görüyor da kendisini ısrarla oynatıyor anlamak mümkün
değil. Yaa bu akşam Chedjou’nun yaptığı penaltıyı, yemin billah amatör
kümedekiler bile yapmaz. Bu kadar saçma, bu kadar komik bir müdahele olur mu Allah aşkına...
Selçuk İnan ne zaman
geride kalan 2 sezondaki o alıştığımız, özlediğimiz Selçuk İnan olacak acaba?
Ya da olacak mı? Aynı şeyler Semih Kaya, Burak Yılmaz ve Engin Baytar için de
geçerli elbet…
Belirttiğim gibi
bugün öylesine kötü bir Galatasaray vardı ki sahada, rakip kim olursa olsun
sahadan rahatlıkla 3 puanla ayrılırdı.
Henüz 11.haftada 9
puan geri düşen, Şampiyonlar Ligi’nde yola devam edebilmek için Juventus’u mutlaka yenmek
zorunda olan Mancini’nin korkak Galatasaray’ı bundan sonra neler yapacak inanın
çok merak ediyorum.
Hali hazırda hala
başarısız sayılmayız. Çünkü henüz hedeflerimiziden tam olarak kopmadık. Ancak
bundan birkaç hafta sonra, -şu 15 günlük milli maçlar arasında sihirli bir
değnek değmediği sürece- teker teker bahsi geçen hedeflerden koparsak hiç ama
hiç şaşırmam. Çünkü Mancini başımızda olduğu sürece ‘’başarı’’ kelimesi bizim
için erişilmez olacak gibi gözüküyor…
Son olarak, 14 yıldır
sahasında ezeli rakibine maç kaybetmeyen Fenerbahçe’yi bu akşamki haklı
galibiyetinden ötürü kutlayarak, sezon sonunda %99,9 erişecekleri
şampiyonluklarının şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR