Açıkçası bu akşam tüm Galatasaraylılar’ın yani bizlerin 2
ayrı duyguyu bir arada yaşadığı bir karşılaşma izledik. Önce üzüldük, sonra sevindik…
Bundan 3 hafta önce
İstanbul’da karşılaştığımız ve ilk yarısını 2-0 önde tamamlayıp, ikinci 45’te
yediğimiz gollerle 2-2’ye razı olduğumuz Bursaspor önünde ‘’kupa finali’’ için
sahadaydık. Tabi aylardır deplesman kazanamayan ve son dönemlerde ciddi bir
düşüşe geçmiş olan takımımız, bu karşılaşma öncesi pek de umut vermiyordu
bizlere… Hele hele 6-7 yıldır Bursaspor’u Bursa’da yenemediğimizi de işin içine
katınca, olay bizim için iyice umutsuz vaka gibi duruyordu… Ancak ne var ki, oyuna
başlayan Galatasaray hiç de umutsuz bir görüntü çizmedi. Çünkü uzun zamandır deplasmanlarda
göremediğimiz bir şekilde oldukça hırslı, arzulu ve coşkulu başlayan bir
Galatasaray vardı sahada. Bursaspor takımı da aynı şekilde karşılık verince
oyunun ilk 10-15 dakikalık bölümünde inanılmaz bir tempo çıktı ortaya.
Karşılıklı ataklarla
geçen ilk yarım saatin ardından, ilk gol ev sahibi ekipten geldi. Veysel’in
yaptığı faul sonrası ceza sahası sol yan tarafından serbest vuruş kullanan
rakibimiz, Fernandao’nun vurduğu kafanın Şamil’e çarpıp gol olmasıyla 1-0’lık
üstünlüğü yakaladı. Şüphesiz iyi oynadığımız bölümde gelen bu gol üzdü bizleri…
5 dakika sonra ise Hakan
Balta’nın yaptığı hata sonucu topu bir anda önünde bulan Şener, arka direkteki
Fernandao’yu gördü, Fernandao’da mükemmel bir vole vurarak jeneriklik bir gole
imza atmış oldu…
Az önce de belirtmiş
olduğum gibi iyi başladığımız, iyi götürdüğümüz bir karşılaşmada bireysel
hataların da etkisiyle 2 basit gol yememiz, hem bozuk olan morallerimizi hepten
dibe vurdurdu, hem de hepimizi ‘’Kupa yolculuğu bu sezonluk da buraya kadarmış’’
havasına soktu. Hatta öyle ki, ben bile sosyal medya üzerinden Mancini’nin son maçı olabileceği iddiasında
bulunmaya başlamıştım…
45+1 oynanırken
Bursaspor ceza sahasında oluşan karambolde topu bir anda önünde bulan Sneijder
yaptığı düzgün vuruşla soyunma odasına bir nebze de olsa umutlu gitmemizi sağladı. Açıkçası gol tam zamanında geldi. Belki de o top gol olmasa 2.devrede
oyunu çeviremezdik.
Sneijder’in golüyle
moral bulan oyuncularımız ikinci 45 dakikayada da oldukça süratli başladılar.
Sağlı sollu ataklarla Bursaspor kalesini abluka altına alan takımımız,
49.dakikada penaltı atışı kazandı. Topun başına geçen Selçuk mükemmel penaltı
vuruşlarına bir yenisini daha eklemiş oldu. Beraberlik golünün geliş dakikası
da ilk goldeki gibi tam zamanındaydı!
2-2’den sonra moral
üstünlüğünü tamamen eline takımımız bu kez galibiyet için yüklenmeye başladı
Bursaspor kalesine.
53’te organize gelişen
atağımızda ceza yayının 2 metre kadar sağından Veysel çok sert vurdu, kaleci
Frey’in güçlükle çeldiği topu Burak boş kaleye göndererek haftalardır süren
suskunluğuna nihayet son vermiş oldu!
Arka arkaya gelen
gollerle vitesi sanki 5’e taktık. Adeta
tek kale bir maç oynanmaya başladı çünkü.
Bursaspor’un ofsayt
gerekçesiyle sayılmayan golü ( ki doğru karardı) dönüşünde Burak Yılmaz’ın
ayağından bir gol daha bulan takımımız, ‘’final bizim’’ dedi artık!
Peş peşe yediği
gollerle demoralize olan Bursaspor, seyircisini de kaybetmesiyle tamamen
dağıldı. Artık topu kazandığımız her an bizim için gol pozisyonu demekti.
70’te Sabri’nin
topuna İbrahim’in elle müdahelesi bir penaltı daha kazandırdı bize. Topun
başına ise bu sefer Melo geçti ve farkı 3’e çıkaran isim oldu.
5-2’den sonra 6’yı hatta 7’yi atabilecek
pozisyonları da bulduk. Bu bölümde Sabri’nin bir şutu üst direkte patladı.
Özellikle ikinci
yarısının bizim adımıza bu kadar güzel geçtiği bu karşılaşmanın tek üzücü yanı
ise performansıyla yıldızlaşan Burak’ın kırmızı kart görmesi oldu.
Evet, aylar sonra deplasmanda kazanan hem de farklı kazanan, haftalar sonra da böylesine iyi futbol oynayan bir Galatasaray görmek şüphesiz çok mutlu etti bizleri. Tabi oyuncularımızın istedikleri zaman neleri başarabildiklerini görmüş oluşumuz, ayağımıza gelen bütün fırsatları teperek şampiyonluğu altın tepsiyle Fenerbahçe’ye hediye ettiğimiz şu sezon adına ister istemez ‘’keşke’’ dedirtiyor insana... Ne diyelim, sağlık olsun… Olan oldu artık. Şu Türkiye Kupası’nın kazanırız inşallah da, hem 9 yıllık hasrete bir son vermiş oluruz, hem de kötü geçirdiğimiz şu sezonda bizler için bir teselli kupası olur en azından…
Evet, aylar sonra deplasmanda kazanan hem de farklı kazanan, haftalar sonra da böylesine iyi futbol oynayan bir Galatasaray görmek şüphesiz çok mutlu etti bizleri. Tabi oyuncularımızın istedikleri zaman neleri başarabildiklerini görmüş oluşumuz, ayağımıza gelen bütün fırsatları teperek şampiyonluğu altın tepsiyle Fenerbahçe’ye hediye ettiğimiz şu sezon adına ister istemez ‘’keşke’’ dedirtiyor insana... Ne diyelim, sağlık olsun… Olan oldu artık. Şu Türkiye Kupası’nın kazanırız inşallah da, hem 9 yıllık hasrete bir son vermiş oluruz, hem de kötü geçirdiğimiz şu sezonda bizler için bir teselli kupası olur en azından…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR