Her derbi öncesi
olduğu gibi yine hepimiz hafta boyunca maç akşamına yani bu akşama konsantre
olmuştuk. Acaba ne olacak? Neler yaşanacak? Kim kazanacak? Kim kırmızı kart görür?
gibi onlarca düşünce geçti zihnimizden. Saatler 19.00’ı gösterirken Cüneyt
Çakır’ın çalan ilk düdüğü artık herşeyi yaşayarak göreceğimizi müjdeledi
nihayet.
Açıkçası
Galatasaray’ın ilk 45 dakikada ortaya koyduğu daha doğrusu koyamadığı!
futbol bu maçı kazanma ihtimalimizin
oldukça düşük olduğu izlenimi yarattı bende. Çünkü oyunun mutlak hakimi
Fenerbahçe’ydi. Sahaya çok iyi yayıldılar ve Galatasaray’ı neredeyse hiç
çıkarmadılar. Ayağa bol pas yaparak topa 45 dakika boyunca hükmettiler. Tabi
doğal olarak golü bulabilecek pozisyonları da yakaladılar. Ancak çok şükür ki o
anlarda şans bizim yanımızdaydı. Özellikle Emenike’nin Muslera’yla karşı
karşıya kaldığı pozisyonda yaptığı o kötü vuruşa yatıp kalkıp şükredelim...
Devrenin bizim
adımıza tek olumlu tarafı Emre Belözoğlu’nun sakatlanarak sahayı terk etmesi
oldu. Çünkü oyunda kaldığı süre zarfında Fenerbahçe’nin iyilerindedi. Yerine
giren Selçuk Şahin ise kısıtlı yeteneklerinden mütevellit aynı katkıyı yapamadı
takımına.
Prandelli’nin kağıt üzerinde 4-3-3’e benzeyen
ancak uygulamada ne olduğu anlaşılamayan bu taktikte ısrar etmesi Galatasaray’a
uzun vadede ciddi sıkıntılar yaşatır. Son 3 yıldır kendi sahasında oynadığı
bütün derbilerde oyunu sürklase eden Galatasaray, bugün 45 dakika boyunca
Fenerbahçe karşısında çaresiz durumlara düştüyse şayet bunun tek nedeni
Prandelli’nin yanlış oyuncu ve diziliş tercihleridir!
Sağ bek olarak
transfer edilen Tarık neden ısrarla solda oynatılır mesela? Ya da haftalardır
Galatasaray seviyesinde olmadığını defalarca kez ispat eden Veysel’de bu kadar
ısrar etmenin anlamı ne? Aynı şekilde ligimizdeki her takımda eşine
rastlanabilecek türden olan Dzemaili’de de ?
Neyse ki ikinci 45
dakikada daha derli toplu bir Galatasaray vardı sahada. Özellikle Sneijder’in
forvet arkasına geçerek serbest oynamaya başlaması takımın bir anda çehresini
değiştirdi. Selçuk’ta haftalar sonra bir nebze de olsa sorumluluk almaya
başlayınca takımımız bu sezon belki de ilk kez topa ve oyuna hükmetmeye
başladı. Tabi sağ tarafta Olcan’ın sol tarafta da Tarık’ın sürekli olarak
Gökhan ve Caner’e tehdit oluşturması da Fenerbahçe’nin ilk 45 dakikadaki
ofansif etkinliğini sona erdirdi.
53.dakikada Bruno
Alves’in sanki geçen hafta Bekir’in yaptığı hareketin kopyasını bizlere
izlettirmesi Fenerbahçe’yi bir kez daha oyunda eksik bıraktı. Durum böyle
olunca da devreye zaten istekli başlamış olan takımımız üstünlüğü tamamen ele
aldı. Ancak ne var ki bu baskımız sadece 10-15 dakika sürebildi ve Fenerbahçe
65’ten itibaren oyunu tekrardan dengelemeyi başardı. Sonraki bölümde Kadlec’le
kaçırdıkları bir gol vardı ki, futbolun şans melekleri bir kez daha bizim
yanımızdaydı...
Maç boyunca en çok
efor sarfeden ve bir topu da direkte patlayan Olcan’ın pili 70’ten itibaren
bitmeye başlamıştı ki, durumu farkeden Prandelli doğru bir hamleyle Olcan-Emre
Çolak değişikliğine gitti. Emre Çolak’ta takımımıza hareket getirdi. Özellikle
Umut’a al da at dercesine yaptığ ‘’pas’’ niteliğindeki ortada Umut zoru
başardı!
Umut o golü
kaçırdıktan sonra ‘’Bu maç böyle biter herhalde’’ dedim kendi kemdime. Fakat
Sneijder’i hesaba katmayı unutmuşum. İkinci devrenin başından itibaren sazı
eline almış olan maestromuz ‘’Ben daha
son sözümü söylemedim’’ dedi çünkü.
Önce yaklaşık 35
metreden gönderdi füzeyi ve sakat sakat oynayan Volkan’ın sağına astı. 2 dakika
sonrasında da bu kez ceza yayı içinden sol köşedeki örümcekleri aldı.
Ardı ardına gelen
jeneriklik 2 gol Türk Telekom Arena tribünlerinde deprem etkisi yarattı tabi.
Hiç kimse yerinde duramıyordu.
Duraklama anlarında
ise sahneye Cüneyt Çakır çıktı! Hasan Ali’nin taç çizgisinin yaklaşık 20 cm
dışından çevirdiği topa ‘’oyunda’’ kararı vererek Fenerbahçe’ye bedavadan bir
gol hediye etti. Ancak öylesine keyiflendirmişti ki Sneijder bizi, hiçbir şey keyfimizi kaçıramazdı!
90+5’te gelen son
düdük, bu derbinin galibi Galatasaray demekti. Madem ki önemli olan galip
gelmek, o zaman ben de bu akşam sahada forma giymiş olan tüm oyuncularımızı
tebrik ediyor, darısı bundan sonraki maçlara diyorum.
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR