26 Ağustos 2015 Çarşamba

Vizyon Meselesi!

  Galatasaray’ın 110 yıllık tarihini şöyle bir inceleyelim: Geçmişten bugüne elde ettiğimiz ne kadar başarı varsa, devamını getirmediğimizi ve bu başarıları maddi-manevi hiçbir getiriye dönüştüremediğimizi net olarak görebiliriz. Uefa ve Süper Kupa şampiyonlukları da dahildir buna...
 Geçtiğimiz yıl, üstelik sezon başında herkeslerin dalga geçtiği, hiç kimselerin şampiyonluk için şans tanımadığı takım, bileğinin hakkıyla şampiyon oldu. Yani ‘’4.yıldızı ilk takan ekip’’olma ünvanına erişti. Devamında Türkiye Kupası ve Süper Kupa şampiyonlukları da geldi. Gelin görün ki, böylesine başarılı bir tablo varken ortada, takımın mevcut kadrosu da korunmuşken, yapılacak 3-4 birinci sınıf takviyeyle bu sezon ligi bir kez daha kazanıp Şampiyonlar Ligi’nde de en azından son 16’ları son 8’leri görebilirdik. Ancak sonuç yine fiyasko olacak gibi…
   Bakıyorum, Dursun Özbek diye daha önce adı sanı hiç duyulmamış, bugüne kadar camiada hiçbir aktif rol üstlenmemiş birisini getirdiler kulübün başına başkan yaptılar. Özbek’in gerek başkan seçilmeden önce yaptığı konuşmaları gerekse de başkanlık seçiminin hemen akabinde verdiği beyanatları şöyle bir gözünüzün önüne getirin. Bunca yıldır Galatasaray’ı yakından takip eden bir insan olarak bu kulübün başında belki biraz ağır olacak olacak bu denli ‘’yalancı’’ bir başkan görmedim ben! Adamın her konuştuğu, her söylediği palavra! Taraftarı ve camiayı resmen aptal yerine koymuştur Dursun Özbek!
    Artık 5 yaşındaki çocukların bile eksiklerini gördüğü takımı, her yeri kusursuzmuş, mükemmelmiş gibi göstermeye çalışmak Dursun Özbek & Hamza Hamzaoğlu ortaklığının bizleri uyutmaya çalışma politikasıdır!
   ‘’Yıldızlar yağacak’’ ‘’Çilek, vişne değil yıldız alıcam’’ palavralarıyla kendini başkanlığa seçtirip, sonrasında o yıldızları bir türlü getiremeyince ‘’Sabır, sabır, sabır…’’ diyerek bizleri sabır taşına çeviren sözde başkanın, şimdilerde ise transferin bitimine sayılı günler kala, sezonun kendi sahamızdaki ilk resmi maçına dahi gelemeyecek kadar taraftardan korkar durumda olması ne acıdır sevgili Galatasaraylılar…
   Dursun Özbek’i bir kanara koyacak olursak, Hamza Hamzaoğlu’da 10 ay evvel Galatasaray teknik direktörlüğü görevine başladığında hepimizin alkışladığı, desteklediği, takdir ettiği Hamza Hamzaoğlu değildir ne yazık ki! Kazanılan 3 kupadan sonra ciddi anlamda havaya girmiş ve kendini bir anda Türkiye’nin en büyük teknik direktörü zannetmeye başlamıştır. Yaz boyunca verdiği birbirinden saçma ve anlamsız demeçler, bizlerde ciddi ciddi futboldan zerre kadar anlamadığı düşüncesi oluşturmuştur! Bu da yetmezmiş gibi son dönemlerde bazı oyuncularımız üzerinden gereksiz yere otorite gösterisi yapmaya çalışması da zaten sezona sıkıntılar içersinde başlayan takımı hepten koasa sürüklemiştir!
   Dünkü maçta sahaya çıkan onbir hiçbir şekilde anlaşılamaz ve kabul edilemez. Misal Jose Rodriguez’i Real Madrid maçında iyi oynadığı için ödüllendirmek istediğini söyleyen Hamzaoğlu, ne dense aynı ödülü Carole’a verme ihtiyacı hissetmemiş! Ki bana göre Carole o gün Galatasaray’ın sahada en göze batan ismiydi. Bunun dışında Aylardır tek santrafor oynayıp, takımın bütün kurgusunu bu sisteme entegre eden bir teknik direktörün, puan kaybıyla başlanılmış bir sezonda taraftarın huzuruna mutlak kazanma amacıyla çıkılmış bir karşılaşmada, bir anda şapkadan tavşan çıkarırcasına 4-4-2’ye dönmesi, bu da yetmeziş gibi Sneijder’i sol, Podolski’yi de sağ çizgiye mahkum etmesi hiçbir şekilde kabul edilemez türdendir!
   Oyunun devamında takım Hakan Balta ve Muslera’nın bireysel hataları sonucu yediği 2 basit golle mağlup duruma düşmüşken, henüz 58.dakikada pozisyona girebilen ve gol atabilen tek oyuncumuz olan Burak Yılmaz’ı kenara alıp, tel tel dökülen Umut’u sahada tutmak hangi aklın, mantığın ürünüdür Hamzaoğlu bunu bana açıklasın lütfen!
  Efendim Burak ileride çok haraketsiz kalıyormuş da, Umut’la ileride baskı yapmak istemiş. Topla oynama oranlarının %75’e %25 civarında gezdiği, attığı 2 gole rağmen rakip kaleye kalabalık gidebilecek gücü ve özgüveni olmayan Osmanlıspor’a karşı ileride baskı yapmak neyin nesidir Allah aşkına? Geç bunları Hamza Hoca! Aptal yok senin karşında! Çık ve açık açık ‘’Burak’la bizim aramızda problem var’’ de. 2 haftadır bizleri kandırmaya çalışıyorsun ama sadece kendini kandırıyorsun sen!
   Oynanan etkisiz oyuna ve Hamzaoğlu’nun tüm sabote etme çabalarına rağmen 8-9 tane net  pozisyona girip alışılageldiği üzere bunları gole çeviremeyen takımımız ne yazik ki ligin 2.haftasını da 3 puan alamadan tamamlamış oldu.
  Galatasaray takımı Dursun Özbek ve Hamza Hamzaoğlu ikilisinin büyük gayretleri neticesinde yeniden dibe doğru ilerliyor! Belli ki ne kongre üyelerinin ne de camia içinde ağırlı olan isimlerin bu duruma herhangi bir müdahele etme niyeti yok! Bu durumda iş biz taraftara düşer sevgili Galatasaraylılar. Protesto etmek demek kulübe zarar vermek demek değildir. Bazen gösterilen protestolar kulübün hayrınadır, iyiliğinedir... Aylardır bizleri oyalayan, hatta kandıran, vizyonu ve hedefleri olmayan, Galatasaray başkanlığına hiçbir şekilde yakışmayan bu adama bizlerin ‘’Dur!’’ demesi gerekmektedir. Hatta Hamza Hamzaoğlu’na da! Kadro kurmaktan aciz, transfer yapmaktan korkan, 4, yıldızı takmış takıma forma sponsoru bile bulamayan insanların sadece ve sadece egolarını tatmin etmek için orada bulundukları bir kurum ya da kuruluş değildir Galatasaray Spor Kulübü! O kulübün her makamının her mertebesinin bir ağırlığı ve gereklilikleri vardır. Bu gereklilikleri yerine getirenler başımızın tacı olur, yerine getiremeyenler ise kulübü terke etmeye mahkümdurlar!

                                                                                            Kerem ZÜLFİKAR