‘’Hep oyunlar, senaryolar… Sustuysak bir yere kadar!
Aklınızdan çıkarmayın, Türkiye’dir Galatasaray!’’ tribünlerde her zaman
yükselen bu meşhur tezahuratımızla başlamak istedim bu haftaki yazıma. Neden? Diye
soranlara tavsiyem, açıp dünkü karşılaşmanın tamamını bir kaz daha izlemeleri.
Galatasaray-Gençlerbirliği karşılaşmasının orta hakemi Çağatay Şahan’ın
dün sahaya ne için çıktığı ve hangi amaca hizmet ettiği 1.dakikadan 90.dakikaya
kadar çok net bir şekilde görülmüştür. İnceden inceye alehimize çaldığı
düdükler, oyuncularımızı sürekli olarak tahrik etmeye yönelik kararları ve faul
çalıp çalmamakta tereddüt ettiği her pozisyonda atağa kalkacağımızı hissettiği
anda düdüğünü ağzına götürmesi, ne denli bir yanlı yönetim sergilediğinin en
büyük göstergeleriydi!
Belli ki, gelecek
hafta oynanacak derbi öncesi MHK ya da Federasyon’a ‘’Galatasaray bu akşam
kazanmasın!’’ diye bir talimat gitmişti! Sezon başındaki beklentilerin çok çok
altında kalan ve her an içeriden bir kaos patlama ihtimali olan Fenerbahçe’nin
böylesine sıkıntılı bir süreçte kendi sahasında 16 yıl sonra alacağı bir
Galatasaray mağlubiyetini kaldıramayacağı aşikar çünkü!
İşte böylesine
yanlı bir yönetimin sergilendiği karşılaşmada, ister istemez sahadaki ritimleri
ve dengeleri bozulan oyuncularımız ilk
45 dakikada çok kötü oynamadıkları halde, tartışmalı bir golle 1-0 yenik duruma
düştüler ve devre boyunca da skoru çevirmeyi başaramadılar.
Tabi Hamza Hoca’nın
sahaya çıkardığı doğru düzgün kanat oyuncusu olmayan takımın, 9-10 kişiyle
kapanan bir rakibe karşı kilidi cepheden açabilmesi çok çok zordu. Uzaktan
şutlarla bunu başarmayı denediysek de pek etkili olamadık ne yazık ki.
İkinci yarı
başlarken Yasin’in oyuna girişi bambaşka bir senaryoya bürüdü karşılaşmayı. Sol
kanatta muhtemelen son 4-5 yılda Galatasaray formasıyla izlediğimiz en etkili
kanat oyuncusu performansını sergileyen Yasin Öztekin önderliğinde, 45 dakika
boyunca Gençlerbirliği takımını resmen sahadan silen, atak üstüne atak, baskı
üstüne baskıyla rakip kaleyi abluka altına alan, sahanın her metre karesini
parselleyen ve oyunun her anına ambargo koyan mükemmele yakın bir Galatasaray
vardı Türk Telekom Arena’da. Abartısız son 2 yılın en iyi Galatasaray’ı…
Tabi bu olağanüstü
istek ve özveri ardı ardına golleri de beraberinde getirdi. Önce Bilal,
peşinden de Chedjou’nun kafa golleriyle skoru lehimize çevirmey başardık. Son
bölümde ise Yasin ve Burak’ın attığı gollerle aradaki farkı açtık.
İkinci devrenin
tamamında öyle bir takım vardı ki sahada, değil Çağatay Şahan, 6 hakemin tamamı
sabote etmeye çalışsa yine ezer geçerdi Galatasaray!
İşte gerçek
Galatasaray bu! İşte özlediğimiz, beklediğimiz Galatasaray bu!
Çarşamba akşamı
Benfica’ya karşı, hemen sonrasında da Kadıöy’de Fenebahçe önünde izlemek
istediğimiz Galatasaray dün akşam ikinci yarıdaki Galatasaray şüphesiz.
Sonuç itibariyle
önce Çağatay Şahan’ı, ardından da Gençlerbirliği’ni eze eze yenmeyi başaran
oyuncularımız alkışı fazlasıyla hak etmiş bulumaktalar.
Kerem ZÜLFİKAR