30 Ekim 2015 Cuma

Cimbom 4 Köşe

 Son haftalarda yakaladığımız yükselişin Eskişehirspor önünde de devam edeceğinden emindim karşılaşma öncesi. Geride kalan 9 haftada sadece 4 puan toplayabilmiş, sezona başladığı teknik direktör Skibbe ile yolları ayırmış Eskişehir takımının, mevcut koşullarda bize rakip olabilmesi çok çok zordu açıkçası...
 Hamza Hoca'da hem bu duruma güvenerek hem de önemli oyuncularını Benfica maçına saklama düşüncesiyle sahaya pek fazla forma şansı bulamayan oyuncularından kurulu bir on birle çıktı.
 Sabri, Semih, Denayer ve Olcan’dan kurulu savunma hattı belki de ilk ve son kez bir arada oynamışlardır. Aynı şekilde Selçuk, Emre, Jem Paul şeklindeki orta üçlü de…
 Hemen her iç saha maçında olduğu gibi yine yüksek tempo ve etkili hücum presle başladık karşılaşmaya. Zaten Galatasaray’ın son 3-4 yıldır iç saha maçlarındaki en önemli özelliği bu. Oyuna çok hızlı başlayıp erken bir gol bulmaya çalışıyoruz. Eğer bunu başarabilirsek maçı koparıyoruz ve geriye kalan bölümde rahat bir karşılaşma izliyoruz. Ancak golün dakikası gecikirse şayet maç da git gide zora girmeye başlıyor.
  İşte dün de aynı bu anlattığım taktiği uygulayan takımımız, henüz 9.dakikada Kral’ın ceza sahasının 4-5 metre kadar dışından kazandırdığı serbest vuruşta, Selçuk’ün mükemmel frikik gollerine bir yenisini daha eklemesiyle 1-0’lık üstünlüğü yakaladı. Zaten golle beraber maç koptu desek yanlış olmaz herhalde.
  Devrenin tamamında, 1-2 ataklarını saymazsak eğer rakibi adeta sürklase eden, bizlere tek kale maç izleten bir Galatasaray vardı sahada. Sağdan Sabri, soldan da Olcan’ın sürekli bindirmeleri, Selçuk-Emre ikilisinin orta sahadaki etkili oyunu ve Burak Yılmaz’ın istekli görüntüsü, bizlere iyi bir Galatasaray izletmeye fazlasıyla yeterli oldu.
  Dakikalar 41’i gösterirken Kral çıktı sahneye. Emre Çolak’ın yaptığı mükemmel ortaya aynı güzellikte yükselerek 2.golümüzü kaydetti.
  3 dakika sonra günün iyilerinden  Selçuk bu kez penaltı kazandırdı takımına. Topun başına geçen Kral kendisinin 2, takımının 3.golünü filelere göndermiş oldu.
  3-0’la geçilen devre, ikinci 45’in bir nevi formalite icabı oynanacağını vurguluyordu. Ki öyle de oldu. Sadece süreyi eritip, 90 dakikanın tamamlanmasını bekleyen bir Galatasaray izledik ikinci 45 dakikada.
  Yasin-Sinan, Emre-Bilal ve Burak-Koray değişiklikleri rotasyonun bir diğer parçaları oldular.
  Yavaş yavaş mücadelenin sonlarına gelinirken şık bir gol de Bilal’den geldi. Ceza yayının 2 metre kadar solunda önüne düşen topa, etkili kullandığı sol ayağıyla klas bir vuruş yapan Bilal, takımının bu geceki 4.golüne imzasını koydu.
  Kalan 4-5 dakikalık bölümde skor tabelası değişmeyince, geçen haftadan sonra yine 4 gollü bir galibiyet elde etmiş olduk.
  Yazımın başında da belirtmiş olduğum gibi sezon başında çok eleştirdiğimiz, hatta belki de en çok benim eleştirdiğim Galatasaray, son haftalarda ciddi bir ivme yakaladı. Umarım üzerine koyarak devam ederiz de, ligin 2.devresinde tıpkı geçen sezon olduğu gibi şampiyonluğun en iddialı takımı konumuna geliriz bir anda…

                                                                                           Kerem ZÜLFİKAR