22 Ekim 2015 Perşembe

İşte Böyle!

  Sezona oldukça kötü başlayan ve hepimizin yoğun eleştirilerine maruz kalan Galatasaray’ın son haftalarda belirgin bir yükseliş yakaladığı aşikar. Bu yükselişin Şampiyonlar Ligi’ne yansıyıp yansımayacağını oldukça merak ediyorduk Benfica maçı öncesi.
  Hamza Hoca, son Gençlerbirliği maçının 2.devresinde sezonun şu ana kadarki en iyi topunu oynayan takımı bozmak istememiş olacak, sahaya aynı on birle çıktı. Ayrıca karşılaşmadan bir gün önceki basın toplantısında sarf ettiği iddialı sözler de ister istemez hepimizi havaya soktu. Sanırım Hamza Hoca göreve başladığı günden bu yana ilk kez bir karşılaşma öncesinde bu kadar iddialı açıklamalar yaptı. Herhalde vardı bir bildiği.
  Türk Telekom Arena’da 30 bini aşkın taraftarının önünde oyuna aşırı motive olarak başlayan oyuncularımız, henüz 1.dakikada yedikleri golle mağlup duruma düşünce neye uğradıklarını şaşırdılar tabi. Aynı şekilde tribünlerdeki bizler de…
  Ancak ne var ki, taraftarın aşırı desteği oyuncularımızın çabuk toparlanmalarını ve golün şokunu kısa sürede üzerlerinden atmalarını sağladı. Yanımdakilere ‘’15’e kadar biz de bir gol bulabilirsek, maçı çevirmemiz kolay olur.’’ dedim ve haklı çıktım. Rakip kaleyi yoğun baskı altına aldığımız 4-5 dakikalık bölüm beraberinde lehimize penaltı atışı getirdi. Yasin’in soldan ceza sahasına taşıdığı top savunmadan sekip ceza sahası dışındaki Bilal’in önüne düştü. Bilal’de kalecinin önde olduğunu görüp aşırtma bir vuruş yapmak istedi. Kendini topun önüne atan Almeida elle müdahale yapınca hakem tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Atışı kullanan Selçuk ise tabiri caizse ‘’tavana astı!’’
  Skorun 1-1’e gelmesi bütün moral üstünlüğü bize döndürdü. Oyunun başında rüzgarı arkasına alan Benfica için işler ters gitmeye başlamıştı artık...
  Ardı ardına ataklarını sürdüren takımımız 33.dakikada Podolski’nin attığı mükemmel golle öne geçmeyi başardı. Ancak bir gerçek var ki, Podolski’nin vuruşu kadar ona asisti yapan Chedjou’nun pası da tek kelimeyle harikaydı.
  Devrenin kalan 10 dakikalık bölümde ister istemez skoru koruma iç güdüsüyle geriye fazla yaslandık. Durum böyle olunca Benfica oyunda yeniden hakim gibi görünmeye başladı. Fakat bunu pozisyonlara çevirme becerisini gösteremediler.
  İkinci yarıya hızlı ve etkili başlayan taraf bizdik. 45-50 arası bölümde Umut ve Sneijder’le gole çok yaklaştığımız 2 pozisyon vardı. Umut 6 pasın içinde bomboş durumdayken zoru başardı ve topu kaleci Julio Cesar’a nişanladı! Sneijder’in ceza sahası dışından yaptığı vuruşta ise savunmadan seken top tıngır mıngır kaleye doğru giderken son anda direğe yöneldi...
  5 dakikalık etkili oyunumuzun ardından Benfica yavaş yavaş baskıyı kırıp üzerimize gelmeye başladı. Oyuncularımız da buna karşılık oyunu ağırlıklı olarak kendi yarı alanlarında kabullenmek durumunda kaldılar.
  Hamza Hoca’nın yaptığı ilk müdahale, her zamanki gibi Yasin’i çıkarmak oldu. Umut Bulut’un sahada hiçbir şey yapmadığı, takımı adına tek olumlu hareketi olmadığı herkesler tarafından net olarak görülürken, Hamza Hoca’nın bunu görememesi gerçekten çok ilginçti! Neden oyuncu değişikliği denince aklına direk Yasin’i çıkarmak geliyor, anlayabilmiş değilim…
  Yasin’in yerine ''Carole’a daha fazla yardım eder'' gerekçesiyle oyuna alınan Olcan, her zamanki gibi beklentilerin çok çok altındaydı… Sanırım Olcan’dan hiçbir zaman olumlu bir katkı alamayacağız…
  Umut’u oyundan çıkarmayı anca 77’de akıl etti Hamza Hoca. 50.dakikada itibaren 27 dakika boyunca sürekli olarak baskı yiyen takımımızın Burak’ın girmesiyle bir anda çehresi değişti! Burak’la birlikte top ileride daha fazla kalmaya, rakip kaleye daha etkili gitmeye başladık. Demek ki Burak’ı 55-60’larda oyuna almış olsa, hem o baskıyı yemeyecektik, hem de belki 3., 4.golü atacaktık…
  Son bölümde Chedjou ve Hakan Balta önderliğinde iyi savunma yapan oyuncularımız 90 dakikanın bitiş düdüğüyle birlikte Şampiyonlar Ligi’ndeki galibiyet hasretimize son vermiş oldular. Gruptan çıkabilme adına şansımızı da önümüzdeki maçlara taşımış olduk.
  Grubun liderini, 1.torbadan gelen takımını kendi sahamızda iyi futbol oynayarak yenmiş olmamız sevindirici tabi ki. Bunun yanında mükemmele yakın oynayan Chedjou’ya 1 adım geriden eşlik eden Hakan Balta, Podolski, Sneijder ve Carole’un performansları da derbi öncesi bizim için diğer güzellikler. Umarım son haftalarda yakaladığımız bu çıkışı ve kazandığımız özgüveni Kadıköy’e de taşırız da, 16 yıldır çektiğimiz galibiyet hasreti sona erer artık…

                                                                                  Kerem ZÜLFİKAR