Sezona oldukça kötü başlayan ve hepimizin yoğun
eleştirilerine maruz kalan Galatasaray’ın son haftalarda belirgin bir yükseliş
yakaladığı aşikar. Bu yükselişin Şampiyonlar Ligi’ne yansıyıp yansımayacağını oldukça merak ediyorduk Benfica maçı öncesi.
Hamza Hoca, son
Gençlerbirliği maçının 2.devresinde sezonun şu ana kadarki en iyi topunu oynayan takımı bozmak
istememiş olacak, sahaya aynı on birle çıktı. Ayrıca karşılaşmadan bir gün önceki
basın toplantısında sarf ettiği iddialı sözler de ister istemez hepimizi havaya
soktu. Sanırım Hamza Hoca göreve başladığı günden bu yana ilk kez bir
karşılaşma öncesinde bu kadar iddialı açıklamalar yaptı. Herhalde vardı bir
bildiği.
Türk Telekom Arena’da
30 bini aşkın taraftarının önünde oyuna aşırı motive olarak başlayan
oyuncularımız, henüz 1.dakikada yedikleri golle mağlup duruma düşünce
neye uğradıklarını şaşırdılar tabi. Aynı şekilde tribünlerdeki bizler de…
Ancak ne var ki,
taraftarın aşırı desteği oyuncularımızın çabuk toparlanmalarını ve golün şokunu
kısa sürede üzerlerinden atmalarını sağladı. Yanımdakilere ‘’15’e kadar biz de
bir gol bulabilirsek, maçı çevirmemiz kolay olur.’’ dedim ve haklı çıktım.
Rakip kaleyi yoğun baskı altına aldığımız 4-5 dakikalık bölüm beraberinde
lehimize penaltı atışı getirdi. Yasin’in soldan ceza sahasına taşıdığı top
savunmadan sekip ceza sahası dışındaki Bilal’in önüne düştü. Bilal’de kalecinin
önde olduğunu görüp aşırtma bir vuruş yapmak istedi. Kendini topun önüne atan
Almeida elle müdahale yapınca hakem tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi.
Atışı kullanan Selçuk ise tabiri caizse ‘’tavana astı!’’
Skorun 1-1’e
gelmesi bütün moral üstünlüğü bize döndürdü. Oyunun başında rüzgarı arkasına
alan Benfica için işler ters gitmeye başlamıştı artık...
Ardı ardına
ataklarını sürdüren takımımız 33.dakikada Podolski’nin attığı mükemmel golle
öne geçmeyi başardı. Ancak bir gerçek var ki, Podolski’nin vuruşu kadar ona
asisti yapan Chedjou’nun pası da tek kelimeyle harikaydı.
Devrenin kalan 10
dakikalık bölümde ister istemez skoru koruma iç güdüsüyle geriye fazla
yaslandık. Durum böyle olunca Benfica oyunda yeniden hakim gibi görünmeye
başladı. Fakat bunu pozisyonlara çevirme becerisini gösteremediler.
İkinci yarıya hızlı
ve etkili başlayan taraf bizdik. 45-50 arası bölümde Umut ve Sneijder’le gole
çok yaklaştığımız 2 pozisyon vardı. Umut 6 pasın içinde bomboş durumdayken zoru
başardı ve topu kaleci Julio Cesar’a nişanladı! Sneijder’in ceza sahası
dışından yaptığı vuruşta ise savunmadan seken top tıngır mıngır kaleye doğru
giderken son anda direğe yöneldi...
5 dakikalık etkili
oyunumuzun ardından Benfica yavaş yavaş baskıyı kırıp üzerimize gelmeye
başladı. Oyuncularımız da buna karşılık oyunu ağırlıklı olarak kendi
yarı alanlarında kabullenmek durumunda kaldılar.
Hamza Hoca’nın yaptığı ilk müdahale, her zamanki gibi Yasin’i çıkarmak oldu. Umut Bulut’un
sahada hiçbir şey yapmadığı, takımı adına tek olumlu hareketi olmadığı
herkesler tarafından net olarak görülürken, Hamza Hoca’nın bunu görememesi
gerçekten çok ilginçti! Neden oyuncu değişikliği denince aklına direk Yasin’i
çıkarmak geliyor, anlayabilmiş değilim…
Yasin’in yerine ''Carole’a daha fazla yardım eder'' gerekçesiyle oyuna alınan Olcan, her zamanki
gibi beklentilerin çok çok altındaydı… Sanırım Olcan’dan hiçbir zaman olumlu
bir katkı alamayacağız…
Umut’u oyundan
çıkarmayı anca 77’de akıl etti Hamza Hoca. 50.dakikada itibaren 27 dakika
boyunca sürekli olarak baskı yiyen takımımızın Burak’ın girmesiyle bir anda
çehresi değişti! Burak’la birlikte
top ileride daha fazla kalmaya, rakip kaleye daha etkili gitmeye başladık.
Demek ki Burak’ı 55-60’larda oyuna almış olsa, hem o baskıyı yemeyecektik, hem
de belki 3., 4.golü atacaktık…
Son bölümde Chedjou ve Hakan Balta önderliğinde iyi savunma yapan oyuncularımız 90
dakikanın bitiş düdüğüyle birlikte Şampiyonlar Ligi’ndeki galibiyet hasretimize
son vermiş oldular. Gruptan çıkabilme adına şansımızı da önümüzdeki maçlara
taşımış olduk.
Grubun liderini,
1.torbadan gelen takımını kendi sahamızda iyi futbol oynayarak yenmiş olmamız
sevindirici tabi ki. Bunun yanında mükemmele yakın oynayan Chedjou’ya 1 adım
geriden eşlik eden Hakan Balta, Podolski, Sneijder ve Carole’un performansları
da derbi öncesi bizim için diğer güzellikler. Umarım son haftalarda
yakaladığımız bu çıkışı ve kazandığımız özgüveni Kadıköy’e de taşırız da, 16
yıldır çektiğimiz galibiyet hasreti sona erer artık…
Kerem ZÜLFİKAR