3 Şubat 2014 Pazartesi

GALATASARAY KASIRGASI

 İstanbul’da havaların iyiden iyiye soğuduğu şu günlerde, Türk Telekom Arena semalarında sarı-kırmızı bir fırtına çıktı bu akşam. Saat 19.00’da başlayıp 20.50 sularında sona eren bu ‘’kasırga’’ karşısına kim çıkarsa çıksın devirir geçer. Karşı koymaya kalkan olursa da darmadağın olur!
  Muhtemelen son 3-4 yılın en iyi Galatasarayları’ndan birini seyrettik Bursaspor karşısında. Böylesine güzel bir geceye canlı olarak şahitlik etme şansına eriştiğim için de oldukça mutlu olduğumu söyleyebilirim. İyi ki staddaymışım bugün.
  En son yazımda ‘’Tek Rakibimiz Mancini’’ demiştim. Hala da aynı görüşteyim. Muhtemelen hiçbir zaman da kendisi hakkındaki olumsuz düşüncelerim değişmeyecek. Değil 6, 12 tane de atmış olsaydı takım, bu Mancini’yi benim gözümde iyi bir teknik direktör yapmayacaktı. Çünkü ben oynanan müthiş oyun ve kazanılan farklı galibiyetin tamamen futbolcularımızın kendi başarısı olduğu kanaatindeyim.
  Öyle bir Galatasaray vardı ki sahada, bırakın kötüyü, ‘’Kim vasat oynadı?’’ diye sorsanız bana, ona bile cevap veremem. Sadece Burak son vuruşlarda her zamanki beceriksizliğindeydi. Onun dışında Muslera’sından Drogba’sına kadar tüm oyuncularımız mükemmele yakın oynadılar. Özellikle Melo ve Sneijder hala Avrupa’nın her takımında rahatlıkla oynayabileceklerini gözler önüne serdiler. Eboue maç seçmediği takdirde bu takım için vazgeçilmez olduğunu, Drogba kendine oynamadığı zaman kulübüne ne kadar faydalı olabileceğini, Sabri basit oynamayı tercih ettiğinde herkesin kendisini alkışladığını, Hakan Balta ise aslında ayağına topun ne kadar yakıştığını fark etmişlerdir bence bu akşam.
   Çoğu zaman dümdüz bir oyuncu olmakla eleştirdiğimiz Ceyhun Gülselam bile gayet başarılı bir maç çıkardı. O kadar çok top kesti ki, belki maçı yabancı basından takip edenler olsa ‘’Kim bu 6 numara?’’ diye sorma ihtiyacı hissederlerdi.
  İlk golümüzde Melo’nun Bursasporlu oyunculardan birer birer sıyrılıp ceza sahasına girişi ve ‘’al de at’’ dercesine topu Sneijder’e yollayışı gerçekten enfesti. Sneijder’in 2. ve 3.golleri ise görülmeye değerdi cidden. Birini sağ çatala astı, diğerini sol… Eboue’nin attığı golde yaptığı koşu ve kaleciden sıyrılışı yine harikuladeydi . Drogba’nın topuğu gerçekten 1.sınıftı. Selçuk İnan’ın plasesi ise Erkan Zengin’e nazire yapar gibiydi. Kısacası 6 golün 6’sı da birbirinden güzeldi.
   6 tane attık ama inanın kesmedi. O kadar iyi oynadık ki, 8 yapsak 9’u, 12 yapsak 13’ü isterdi taraftar. Öylesine iştahlı, öylesine arzulu bir Galatasaray vardı çünkü Bursaspor karşısında. Zaten attığımız 6’nın dışında bir o kadar da kaçırdık… Sırf Burak 3 tane karşı karşıya atamadı. Drogba, Melo, Hajrovic…
  Fenerbahçe’nin dün kaybetmiş oluşu oyuncularımızda extra bir motivasyon ve kazanma arzusu yaratır diye düşünmüştüm elbet. Ancak bu kadarını kesinlikle beklemiyordum. Keşke sezonun geri kalan kısmında da hep bu Galatasaray’ı görebilsek… Çünkü aylardır hayalini kurduğumuz takım bu akşamki takım işte…
  Maşallah diyelim, tahtalara vuralım hatta gerekirse popomuzu kaşıyalım J Nazarlardan korumak için bu güzelliği ne gerekiyorsa yapalım.
  Bu akşamki galibiyetimizden sonra önümüzdeki hafta oldukça kritik bir hal almış oldu. Fenerbahçe bu kez Sivas deplasmanına gidiyor, biz ise yine içeride Eskişehirle oynuyoruz. Kağıt üstünde 2 maç da zor. Ancak bugün gördüğümüz tablo ve Mancini döneminde her şeye rağmen kendi evinde 12’de 12 yapmayı başaran Galatasaray, tabi ki yine mutlak favori olarak çıkaracaktır bizi sahaya. Eğer olur da Fenerbahçe bir kez daha puan kaybederse, alacağımız galibiyet Fenerbahçe’nin Türk Telekom Arena’ya geleceğini de hesaba katarsak, şampiyonluk yarışı için inanılmaz iddialı bir konuma getirecektir bizi elbet. Bu yüzdendir ki büyük bir merak ve sabırsızlıkla gelecek haftayı beklemeye başladım şimdiden…

                                                                    e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR