23 Mart 2014 Pazar

Kağıttan Teknik Direktör!

  Sanırım bu adam yüzünden en sonunda sinir hastası olacağım. Vallahi de billahi de bu kadar sıkıntı hayra alamet değil insan vücudu için… İnanın bana, Galatasaray Tarihi’nin Reinhard Saftig dahil gördüğü en kötü teknik direktör! Hatta her zaman söylediğim gibi ‘’kağıttan’’ teknik direktör!
  Son 2 sezonda Türkiye Ligi’ne ambargo koymuş, Şampiyonlar Ligi’nde yarı finalin kapısından dönmüş, Fenerbahçe’yi şamaroğlanına çevirmiş Galatasaray’ı düşürdüğü şu hallere bakar mısınız?
  Mancini’nin deplasman kazanama özürlü olduğunu sağır sultan bile öğrendi zaten. Tek tesellimiz iç sahada aldığı farklı galibiyetlerdi. Ancak bu akşam itibariyle ona da bir son verdi. Hem de lig sonuncusu Kayserispor’a karşı…
  Chelsea maçında oynanan aciz, basiretsiz ve ruhsuz futbol bütün Galatasaray taraftarını kahretmişti şüphesiz. Öyle ki, hafta arası ultraslan tarafından sert bir bildiri yayınlandı. Yönetimden de buna jet hızında bir yanıt geldi. Taraftarından futbolcusuna, yöneticisinden teknik direktörüne kadar herkesi tek yumruk, tek yürek olmaya davet eden bu yanıt metninin özü bu akşam Türk Telekom Arena’da gördüklerimiz olmasa gerek! Umarım öyledir yani...
  Mancini denen zatı muhteremde gerek performans gerekse de moral olarak dibe vurmuş takımı ayağa kaldırabilecek en ufak bir motivasyon tekniği olmadığını da öğrenmiş olduk. Yani hocalığı ne kadar kötüyse, moral-motive konularında da o kadar kötü…
  Yazık günah değil mi bu adama ödenen milyonlarca eurolara? Yazık günah değil mi bu adam istedi diye yeni takım kurma adına transfer döneminde harcanan onca paraya? Yazık günah değil mi başarılarla geçen 2 sezonun ardından ‘’bu yıl çok daha güzel şeylere şahitlik edeceğiz’’ ümidiyle ordan burdan kıstığı paralarla kombine alan, bilet alan taraftara? Hepsinden öte, yazık günah değil mi şampiyonluğun en büyük favorisi olarak başladığımız, 4.yıldızı güle oynaya takmamız beklenen şu sezonda  2.lik-3.lük hesapları yapar hale gelmiş oluşumuza?
  Beyefendi maçtan sonra çıkmış ‘’Bu takımı ben kurmadım’’ diyor. Gelmeseydin kardeşim o zaman. Zorla mı getirdik seni? İp mi attık boynuna? Onu da bir kenara koy, devre arasında 9 tane yeni oyuncuyu kim aldırdı peki? Eğer sana sormadan yönetim kendi kafasına göre futbolcu transferi yapıyorsa zaten sana  binlerce kez yazıklar olsun ki hala o görevin başındasın!
   Haftalardır takıma 5 kuruşluk faydası dokunmayan Selçuk’u en sonunda taraftar tarafından istenmeyen adam haline getirdiğin için mi bazılarının gözünde büyük hocasın? Yoksa tam form tutmaya başladığı dönemde Chedjou’yu tribüne mahkum ettiğin için mi? Ya da dünyanın sayılı 10 numaralarından biri olan Sneijder’i sol çizgiye hapsedip bitirdiğin için mi?
  Geldiğin günden bu yana ne bir taktik oturtabildin bu takıma, ne bir sistem ne de oyun felsefesi… Bir gün kalktın ‘’Aman kontrollü oynayın’’ dedin, öbür gün ‘’İleride basın.’’ Bir maç ‘’Rölantide götürün.’’ dedin, diğer maç  ‘’Allah ne verdiyse saldırın.’’ Gün geldi ‘’Önce savunma’’ dedin, bir zaman geçti ‘’Atabildiğin kadar atmaktır önemli olan’’a döndün. Hal böyle olunca futbolcular de ne yapacaklarını, ne oynayacakalarını şaşırdılar artık… Bildiklerini de unuttular yani…
  Bana bir oyuncumuzu gösterin ki, performansı Mancini döneminde artış göstermiş olsun! Ya da tam tersi, bir oyuncumuzu gösterin ki, performansı Mancini döneminde geriye gitmemiş olsun! Futboldan biraz olsun anlayan herkes şu sorduğum 2 soruya da herhangi bir isim veremezler.
   ‘’Ben oldum havasına’’ girip 2 sezon önceki halini mumla aratan Selçukla, sol tarafta bütün üretkenliği ortadan kaybolan Sneijderle, tek özelliği olan ayak içiyle son vuruş yapma becerisini de yitirmiş Burakla, kapasitesi belli Umutla, kurtarıcı diye oyuna sokulması komedyenlere espri malzemesi çıkaran Sabri’yle bu işin olamayacağının neredeyse 6 aydır farkına varamayan Mancini’ye hala ve hala tölerans gösteren Ünal Aysal ve yönetimiyle de bu işin olması imkansız demek ki…
   Bu saatten sonra şampiyonluğunu ş’sini ağızına alan Alice Harikalar Diyarı’nda yaşıyor demektir. Dolayısıyla konsantre olunması gereken asıl hedef 9 yıldır hasret kaldığımız Türkiye Kupası ve ligi de Fenerbahçe’nin ardından 2. bitirip Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılma hakkı elde etmek olmalıdır. Tabi bunların dışında, alınacak farklı bir Fenerbahçe galibiyeti de taraftarın bazı şeyleri mazur görmesi için fazlasıyla yetecektir. Ancak ne var ki, takımın başında Mancini varken bu hedeflerin gerçekleşme ihtimali konusunda insan ne oranda ümitli olabilir bilemiyorum…

                                                             e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR