26 Mart 2014 Çarşamba

ŞEREFİNİZ, HAYSİYETİNİZ Varsa İstifa Edin !!!

  Bugüne kadar hep üslubumu bozmadan, belli bir saygı çerçevesinde yazdım yazılarımı. Beni tanıyanlar, yazılarımı takip edenler de eleştirilerimde hiçbir zaman hakarete ya da ağır söylemlere kaçmadığımı gayet iyi bilirler. Şu an içimden çok farklı şeyler yazmak geçiyor olsada, her zamanki gibi bana yakışanı yapacağım ve kontrolümü fazla kaybetmeden yazmaya çalışacağım. Umarım başarılı olabilirim. Çünkü gerçekten çok sinirliyim şu an!
   Öncelikle büyük başkan Ünal Aysal’ı tebrik ederek başlamak istiyorum. 3 yıl önce ’’enkaz’’ olarak devraldığı takımı zirveye çıkarıp sonra yeniden adım adım aynı enkaza doğru sürüklediği için! Kişisel egoları ve burjuvazisini yediğim, bir halta yaramayan, 20-25 tane zengin ihtiyarın babalarının malı gibi sahiplendiği kulüpten yayılmakta olan sözde ''Galatasaray Kültürü’’ uğruna futboldan anlayan ne kadar adam varsa gerek yönetimden gerekse de teknik ekipten soyutlayıp, hayatında topa ayak vurmamış adamları yönetici sıfatıyla ve futboldan sorumlu şahıslar olarak kulübe doldurduğu için! Tabi takımın başına ‘’hoca’’ diye getirdiği konu mankeni de dahil buna!
  Belki de 4 sene, 5 sene üst üste şampiyon olacak, avrupa’da yeniden tarih yazacak olan takımı, Fatih Terim’i harcamak ve yönetim kurulu toplantılarındaki derebeyliğini kabul etmeyen Ali Dürüst’ü saf dışı bırakmak uğruna bu noktalara sürükleyen bir başkanın kulübüne olan sevgi ve saygısının benim nezdimde ciddi anlamda sorgulanması gerekmektedir!
  İşte Ünal Aysal’ın hayalindeki Galatasaray! Daha Mart ayı bitmeden birer birer bütün hedeflerinden uzaklaşmış, deplasmanlardan sonra kendi sahasında da maç kazanamaz hale gelmiş, yavaş yavaş kaos eşiğine doğru sürüklenen bir Galatasaray… Ama bunların hiçbiri önemli değil! Önemli olan, sözde profesyonelleşme adı altında futboldan anlamaz iş adamlarını, sözde elit teknik direktör adı altında da golleri yedikten sonra saçını düzeltmekten başka bir halt bilmeyen konu mankenini doldurmaktır kulübe! Dolayısıyla da ‘’aslolan Galatasaray’dır’’ diyen adam şu an Milli Takım’ın başında,  ‘’Aslolan derebeylik sistemidir’’ diyen insanlar ise Galatasaray’ın çeşitli kademelerinde!
  Galatasaray Tarihi’nin hiçbir döneminde böylesine sorumsuz, böylesine beceriksiz, böylesine acemi bir başkan olmamıştır. Kongre üyeleri tarafından iktidarı devrilen Adnan Polat’da dahildir buna!
  Yazıklar olsun senin gibi başkana! Yazıklar olsun senin başkanlığında toplanan o yönetim kuruluna!
  Gelelim konu mankenimize: 6 aydır eleştire eleştire dilimde tüy bitti artık. Vallahi de billahi de bu takımın başına ister Yılmaz Vural’ı, ister Nurullah Sağlam’ı, isterlerse de Hakan Kutlu’yu getirmiş olsalardı, bundan kötüsü olmazdı. Hatta muhtemelen iyisi olurdu. Öylesine bir seçim yaptılar ki,  karavananın da karavanası!
  450 milyon Euro'luk rekor transfer bütçesiyle bile hiçbir başarı elde edememiş olan Mancini’yi maddi olanakların sözde kısıtlı olduğu şu sezonda hem de sezon ortasında takımın başına acaba ne düşünerek, hangi amaçla getirdi Ünal Aysal? Muhtemelen sordu kendisine, ‘’Benim monarşik düzenimde görev almak ister misin?’’ diye, o da bizden başka kimse kendisine iş verme niyetinde olmadığı için balıklama atladı tabi bu teklife…
  Bugün bu adamın futbolu bilmediği, teknik direktörlükle uzaktan yakından alakasının olmadığı, ligimizdeki (yerli-yabancı farketmeksizin) en kötü teknik direktör olduğu, geldiği günden bu yana ben diyim 10, siz deyin 20.kez ispatlanmıştır.
  Öyle ki, haftalardır 18’e almadığı Burdisso’yla maça başlaması, sonra o Burdisso’nun yaptığı akıl almaz hatalarla defansı evlere şenlik hale getirmesi  ve sonuç olarak artık bir klasik halini alan ‘’maç içerisinde stoper değişikliği’’ hadisesine bir kez daha başvurması; ilk 45’te nihayet forvet arkasında kullanmaya karar verdiği ve bunun ne kadar doğru bir tercih olduğunu gerek attığı golle gerekse de devre boyunca bütün atakları yönlendirmesiyle gözler önüne seren Sneijder’i, ikinci 45’te yeniden sol tarafa yollaması; orta sahanın iyiden iyiye düştüğü bölümde direnci arttıracak bir değişiklik yapmak yerine Selçuk-Hajrovic değişikliğine giderek orta sahayı hepten dirençsiz hale getirmesi ve ikinci 45 dakikada sağlı sollu akınlarla kalemize gelen Bursaspor’un bu ataklarına hiçbir şekilde çare bulamaması futbolu hiç bilmeyen adamın bile gözüne sokar bazı şeyleri!
  Evet senin gibi teknik direktöre de yazıklar olsun! Ama senden ziyade seni o göreve layık görenlere ve hala orada tutanlara yazıklar olsun!
  Tek dayanakları ‘’3 kuluvarda da ilerliyoruz’’ olan Mancini fanboyları bakalım şimdi nasıl savunacaklar idollerini? An itibariyle elimizde sadece buçuk hedef kaldı çünkü. Ki ben bu Galatasaray’ın Bursaspor’u gidip Bursa’da eleyeceğine %10 bile ihtimal vermiyorum. Umarım yanılırım…
   Değil top oynamak, ayakta durmaya bile gücü olmadığı en sonunda yaşadığı adele sakatlığıyla ortaya çıkan Selçukla, her geçen gün gol vuruşları biraz daha geriye giden Burakla, bunların dışında bireysel performansları gerek geçen sezondan gerekse de bu sezon başından çok daha gerilere gitmiş olan neredeyse bütün takımla hangi başarılar yakalanabilir, ya da hangi hedeflere yürünebilir sorarım sizlere???
  Bütün oyuncularının bireysel performanslarını 6 ay öncesiyle bile mukayese edersek bu kadar gerilere götürmüş olan, Dünya Kupası aşkına canını dişine takan Melo haricinde bütün takımı dibe vurduran bu adama daha ne kadar sabır ve müsemma gösterecek acaba birileri???
  İlle taraftar mı el atsın olaya? Sürekli protestolarda bulunsun, yönetimi-hocayı istifaya çağırsın, oyunculara tepki göstersin, takıma sırt dönsün... Bu mudur yani istenilen? Şu an bütün herkesin sinirleri keman yayı gibi gerilmiş durumda. Olası bir Fenerbahçe mağlubiyetinde maddi manevi çok ağır bir fatura çıkacaktır ortaya benden söylemesi… En azından bu gerçeğin farkında olsa da birileri, ne yapıp edip şu Fener maçını kaybetmeseler. Yoksa olacakları düşünmek bile istemiyorum…
  Sözün özü; 2 sene boyunca tırnaklarıyla kazıya kazıya zirveye çıkmış ve orada kalıcı olma niyetindeki takımı 6 ay gibi bir sürede bu noktalara getiren Ünal Aysal ve Mancinin ikilisinin biraz olsun şerefi ve haysiyetleri varsa acilen istifa ederler! İstifa da bir hizmettir ve yeri geldiğinde bu hizmeti sunabilecek erdemi gösterebilmek sağlam bir karakter ister!

                                                             e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR