3 Mart 2014 Pazartesi

Yine Deplasman, Yine Hüsran...

  Aylardır farkına varamadığımız bir gerçek var ki, sadece iç saha maçlarını kazanarak şampiyon olmamızın imkansız olduğu. Hele ki puan tablosunda kovalanan değil, kovalayan konumundayken…
  Roberto Mancini takımın başına geçeli tam 5 ay oldu. Ancak gelin görün ki, koskoca 5 aylık zaman zarfında topu topu 3 deplasman galibiyeti var. Onların da biri kupa maçında Tokatspor’a karşı, diğer ikisi ise puan cetvelinin en altındaki Kayseri temsilcilerine... Ama her ne hikmetse ortada böylesine başarısız bir deplasman karnesi olduğu halde, Mancini’yi ‘’büyük hoca’’ ya da ‘’taktik deha’’ ilan eden onlarca insan tanıyorum. Demek ki sadece iç sahada maç vermiyor olmak, bu ünvanları kolaylıkla elde edebilme adına fazlasıyla yeterli oluyormuş bizim ülkemizde…
  Takıma savunma yapmayı öğrettiği savunuluyor mesela Mancini’nin. Ancak aynı Mancini'nin takımının deplasmanlarda maç başına kaç gol pozisyonu bulabildiğinden kimseler bahsetmiyor mesela. Demek ki savunma yapmayı öğretirken, hücum yapmayı unutturmuş bu beyefendi takıma!
  Gerçi bugünkü mağlubiyeti tamamıyle Mancini’ye yüklemek haksızlık olur. Çünkü maç 1-0’ken Umut ve Sneijder'in kaçırdığı 2 pozisyon var ki, uğraşsan kaçıramazsın… Umut penaltı noktasının bile 1 metre önünde buluştuğu topu kaleye dahi gönderemedi, Sneijder ise 3 metre mesafeden auta attı…  Zaten senelerdir söylerim, ‘’Bu gol kaçırma hastalığından kurtulduğumuz gün her anlamda çok daha büyük güzellikler bizim olacak.’’ diye. En basiti, o 2 pozisyondan biri golle sonuçlanmış olsa iyi oynamamamıza rağmen sahadan 3 puanla ayrılmış olacaktık.
  Bildiğim bir gerçek var ki, Galatasaray gibi bir takımın iç saha performansıyla dış saha performansı  arasında bu denli uçurum olmamalı. Deplasman maçlarımızda bir izleyici olarak uykum geliyor cidden. Böylesine düşük tempoda ve üretkenlikten oldukça uzak bir futbol oynamaya hakkımız olmamalı diye düşünüyorum. Şüphesiz bu durumu değiştirmesi gereken kişi Roberto Mancini. Ancak 5 ay boyunca bu konuda 1 arpa boyu mesafe kat edememiş birisinden, sezonun sonları yaklaşırken mucize beklemek hayalcilik olsa gerek! Hal böyleyken de tüm kalbimle istememe rağmen şampiyonluktan çok yüksek sesle bahsedemeyiz sanırım…
  Haftaya Akhisar’ı Arena’da rahat geçeriz, Fenerbahçe’nin ise Avni Aker’den 3 puanla dönebilmesini pek olası görmüyorum. Varsayalım ki söylediğim gibi gelişti her şey ve puan farkı 3 ya da 4’e indi. Ne değişecek ki? Ertesi hafta yine deplasman, yine hüsran… Belli ki bu durum sezon sonuna kadar böyle devam edecek. Puanları 3-1-3-1 şeklinde toplayacağız yani.
  Kısacası 4.yıldızı güle oynaya takacağımız şu sezonda, şampiyonluğu Fenerbahçe’ye hediye etmek için elimizden geleni fazlasıyla yapıyoruz ya aylardan beri, yanıyorum yanıyorum en çok buna yanıyorum….

                                                             e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR