16 Şubat 2015 Pazartesi

Tek Devreyle Olmaz!

 Balıkesirspor kaşısında puan kaybı yaşayacağımıza %1 bile ihtimal vermedim. Yanlış anlaşılma olmasın, rakibi küçümsediğimden falan değil. Sadece iki takım arasındaki ciddi seviye farkı böyle düşünmeye itti beni. Tabi şimdi aranızdan ‘’Ligin 3.haftasında Galatasaray’ı 2-0 yenen bu Balıkesir değil miydi?’’ diye soranlar olacaktır. Evet Galatasaray’ı 2-0 yenen bu Balıkesir'di ancak karşısındaki Galatasaray bu Galatasaray değildi. O, Olcan Adın’ı Başakşehir maçına saklayan, ‘’Şampiyonlar Ligi bize fazla gelir, bizim asıl hedefimiz lig’’ diyen,  berabere kaldığımız maçların ardından çıkıp ‘’Gelişim gösteriyoruz’’ diye demeç veren Prandelli’nin Galatasarayı’ydı…
  Hamza Hoca bugün, geldiği günden bu yana sakatlıklar ve cezalılar dışında devamlı olarak tercih ettiği on birden ilginçtir vazgeçmişti. Hafta arası Konya Torku’ya 4 atan takımı bozmak istememiş belli ki. Doğrusu da bu zaten. Çünkü son maçta iyi oynamış oyuncudan ertesi hafta formayı aldığınız zaman siz, o oyuncunun size olan inancı kaybolur. Dolayısıyla bu akşam sahaya çıkan takım doğru tercihti.
  İlk 10 dakikada Balıkesirspor takımı bir an evvel bir gol atıp bizi şoka uğratmak istedi. Ve bunun için uğraştı. Ancak bu amaçlarında başarılı olamadılar. Sonrasında takımımız sazı eline aldı zaten. Devrenin sonuna kadar geçen 35 dakikalık zaman diliminde sezonun en etkili oyununu oynadık belki de. Rakip kaleyi böylesine abluka altına aldığımız bir başka karşılaşma hatırlamıyorum. Sağdan Tarık ve Bruma’yla, soldan da Olcan ve Yasinle sürekli olarak ataklar geliştirdik. Belki ceza sahasına yapılan ortalar ya da gönderilen final pasları biraz daha etkili olsa, skor çok daha farklı olurdu. Ne var ki, son paslardaki bu başarısızlığa rağmen 20 dakikalık bölüme tam 3 gol sığdırdık.
  16.dakikada Sneijder’in sol köşe gönderden arka direğe doğru kestiği mükemmel ortaya önce Koray, ardından Burak, son olarak da kale çizgisinde Chedjou dokundu ve top ağlara gitti.
  10 dakika sonra bu kez Sneijder kendi ağları buldu. Ceza sahası sol çaprazında Yasin’in önüne yuvarladığı topa sol ayağının dışıyla mermi gibi vurdu. Kaleci Emrullah topu ancak ağlara vurup çıkarken görebildi.
  31’de ise Burak’ın jeneriklik golü geldi. Sneijder’in golü attığı noktadan yine Yasin’in ‘’Vur bakalım’’ diye yuvarladığı topa sağ ayak içiyle müthiş bir plase yapan Burak, Tanju Çolak’ın Neuchatel’e attığı gole götürdü bizleri… Kral bir diğer kralı hatırlattı yani…
  3-0’dan sonra oyunun tek hakimi Galatasaray’dı. Konuk ekip Balıkesirspor yarı sahayı bile geçemedi. Tabiri caizse tek kale maç oynandı.
  Devre arasında ‘’İkinci yarı Galatasaray maçı bırakır’’ dedim. Nitekim öyle de oldu. 2 sezondur ilk 45 dakikada kopardığımız maçların çok büyük kısmında ikinci yarıları sadece süreyi bitirmek için oynuyoruz! Bu akşam da öyle oldu. İkinci yarının tamamında ‘’Bitse de gitsek’’ modundaydı oyuncularımız…
  57’de Hamza Hoca 2 oyuncu birden değiştirdiyse de tercihleri yine yanlıştı... Sakatlanan Melo’nun yerine oyuna aldığı Emre takıma katkı yapamadı. Sahanın en iyilerinden Yasin’i kenara alması ise anlaşılamazdı… Bruma dururken neden Yasin’i çıkardı, cidden ilginç. Onun yerine giren Umut Bulut’ta pozitif bir etki yapamadı… Hamza Hoca’nın oyun okuma konusunda ciddi eksikleri olduğu aşikar artık…
  61.dakikada Balıkesirspor 10 kişi kaldı ancak sanki bu onlarda ekstra bir motivasyon yarattı. Artık kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan konuk ekip, ardı ardına ataklar geliştirmeye başladı. Tabi bunda az önce belirtmiş olduğum gibi Hamza Hoca’nın yanlış oyuncu değişikliklerinin de etkisi büyüktü…
  ‘’Ben geliyorum’’ diye bas bağıran Balıkesirspor golü 80’de geldi. Vargas’ın ara pasıyla bir anda Muslera’yla karşı karşıya kalan Ermin Zec aradaki farkı 2’ye indirdi…
   Bruma’yı 80 dakika sahada tutmasının gereksiz olduğunun farkına anca skor 3-1’e gelince varabilen Hamza Hoca, rakibin baskısını kırmak için bu kez Hamit’i aldı oyuna.
  Kalan 10 dakikalık bölüm 2 takımın karşılıklı uzaktan attığı şutlarla geçildi ve Mustafa  İlker Coşkun’un son düdüğüyle Galatasaray'ımız 3 puanı hanesine yazdıran taraf oldu.
  10 ila 35.dakikalar arasında oynadığı futbolu sahaya yansıtabildiği hiçbir karşılaşmayı kaybetmez Galatasaray. Ki, o futbolu 90 dakika oynamasına da gerek yok. Zaten oynayamaz da. En azından yarım saat oynasa, bugün olduğu gibi her rakibi 3’ler. Ancak ikinci 45 dakikada oynadığı futbolla da hiçbir maçı kazanamaz. Bu doğrultuda Hamza Hoca’nın önce maçları tek devre oynama alışkanlığından kurtulması sonra da oyuncu değişikliklerindeki hatalarından kendini bir an önce sıyırması lazım. Bunları başarabildiği takdirde Galatasaray’ın önü açık bence…

                                                       e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR