Artık öyle bir hal
aldı ki lig, 3 takımın da en ufak bir hata yapma lüksü yok. Bize ve Beşiktaş’a bütün maçları kazanmak yetiyor şampiyonluk için. Fenerbahçe’nin işi ise daha
zor. Kalan maçlarını kazanırken aynı zamanda Galatasaray-Beşiktaş derbisinden de beraberlik
çıkmasını bekleyecekler. Dolayısıyla kağıt üstünde bakıldığı zaman her anlamda
en büyük favori biziz. Ki şöyle bir alternatif de söz konusu: Oldu ki
Fenerbahçe bu akşam ya da gelecek haftalarda puan kaybı yaşadı, böyle bir durumda
Beşiktaş maçından alacağımız bir beraberlik bile bizi şampiyon yapıyor.
Biliyorum ki gerek
Beşiktaşlılar gerek Fenerbahçeliler gerekse de Galatasaray’ı sevmeyen diğer
takım taraftarları her hafta puan kaybı yaşamamızı dört gözle bekliyorlar.
Gaziantep ve Konya maçlarında da büyük ölçüde heveslendiler. Ancak heveslerini
kursaklarında bıraktığımız için hiç ama hiç üzgün değiliz!
Şampiyonluğa sayılı
haftalar kala, Akhisar maçından sonra Hamza Hoca’nın da söylediği gibi artık iyi
futbola falan bakılmaz. Sadece skor için çıkılır sahaya. Kazandığımız sürece de
problem yok. Ama 85’te atalım, ama 90’da atalım. Yeter ki hepsini kazanalım…
Dün akşam
Galatasaray’ı nasıl buldun diye sorarsanız cevabım çok net. Beğenmedim! Son 2
maçta 9 gol attığımız, kapasitesi belli, ligde hiçbir iddiası olmayan Konyaspor’a
karşı sahada bu denli etkisiz kalmak ve kalemizde böylesine net pozisyonlar
vermek yakışmadı bize. Evet, iyi oyun beklemiyoruz, eskisi gibi farklı
galibiyetler de beklemiyoruz ancak her maçı diken üstünde seyretmek de istemiyoruz! Antep ve Konya maçları benim ömrümden 3’er
yıl götürmüştür herhalde! Son bölümlerde bulduğumuz o goller gelmese kim bilir nasıl
bir ruh halinde olacaktım şimdi...
Hamza Hoca’nın
artık gereksiz Bruma ve Sneijder ısrarından vazgeçmesi lazım. Bruma’nın geleceği son nokta bu. Türkiye’de bundan daha ileriye gitmesi bence imkansız. Farklı bir
ligde kendini geliştirebilir belki. Ona da çok yüksek ihtimal vermiyorum gerçi.
Dolayısıyla her hafta Bruma’yı koyup 50-55’te oyundan almak bile bile lades
olmaktır. Her maçın birbirinden zor geçmeye başladığı süreçte, Bruma’yı
kazanacağım diye takımı sahaya 1 kişi eksik çıkarmak kabul edilemez!
Bruma için
geniş alanları iyi değerlendirir deniyor mesela. Fakat ben kendisinin bugüne kadar hiçbir
maçta geniş alanda etkili olabildiğini falan görmedim. Dar alanda zaten hiç
yok. İkili mücadelelerin hepsi top kaybı. Adam eksiltemez, etkili orta yapamaz,
golcü kimliği desen yok… Ee ne yapayım o zaman ben bu Bruma’yı?
Sneijder ise
anadolu takımlarının Obraniak’ı, Hleb’i, Scarione’si gibi. Her maç üşenmeden
istatistik tutuyorum. Attığı 10 pasın en az 7’si rakibe. Oyunun sıkıştığı hiçbir
anda sorumluluk almaz. Kilidi açmak için hiçbir görev üstlenmez. Topu rakibe
atar devamında küser mücadeleyi bırakır. Hakeme kızar ayağındaki topu taca
vurur. Ondan sonra 30 metreden 1 gol atar kahraman olur. İstemez kardeşim! Bu
takımın Sneijder’e falan ihtiyacı yok. Birilerinin bu arkadaşa bunu göstermesi
lazım. Prandelli’ye yedek bırakıyor falan diye kızıyorduk ama haklıymış adam. İkinci devrenin başından beri yatıyor Sneijder. Sezon genelinde de Fenerbahçe maçı dışında kazandırdığı bir şey yok. Dolayısıyla değil sözleşme
uzatmak, sezon başında ilk iş talip bulur yollarım bu arkadaşı! Hollanda milli
takımında başka, Türkiye Ligi’nde başka oynayan adam istemiyorum ben. O
formanın bir değeri, bir ağırlığı var. Aynı şekilde bu ülkenin de. Bizi
küçümseyecek adamlara da ekmek yok bu memlekette!
Karşılaşmaya
dönecek olursak, dün 85 dakika boyunca etkili olamadık. Özellikle topu rakip
kaleye taşımakta çok zorlandık. Fark ettiyseniz sürekli olarak bir sağ çizgiye
bir sol çizgiye attık topu. Ancak kanat oyuncularımızın etkisizliği açıklardan
atak yapmamızı da engelledi. Bu nedenle de 90 dakikanın hiçbir anında rakip
kalede baskı kuramadık.
İkinci 45 dakika
biraz daha fazla mücadele ettik sadece. En azından kalemizde pozisyonlar
vemedik. Nihayetinde de saha ve seyirci avantajının da etkisiyle 85’te bulduk golü.
Galatasaray son
haftalarda pek iyi oynamadan kazanırken bence kazandıkları sadece 3 puanlar
olmadı. Antep ve Konya maçlarındaki gol sevinçlerine bakarsanız, sahadaki on
bir oyuncumuzun dışında yedek kulübesindeki herkesin de o sevinç yumağının
içinde olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla Galatasaray son 3 haftada
takım olmayı, bir bütün olmayı hepsinden önemlisi de takım halinde kenetlenmeyi başardı. Oynayanı, oynamayanı herkesin aynı hedefe
kilitlendiğini gösterdi. Bu saatten sonra Galatasaray kalan 4 maçı da kazanır. Puan kaybı yaşayacağını düşünmüyorum.
Bayraklarınızı,
atkılarınızı, formalarınızı hazırlayın ey Galatasaraylılar. 4.yıldıza,
20.şampiyonluğa sadece 4 hafta var…
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR