17 Mayıs 2015 Pazar

ŞAMPİYON Belli, İkinci Kim ?

  Yavaş yavaş sonu yaklaştıkça ligin, stresimiz ve heyecanımız her maç bir öncekine oranla daha da artıyor. Son haftalarda iki rakibimizin de ardı ardına puan kayıpları yaşamaları, ister istemez kendi maçlarımızdaki mutlak galibiyet beklentisini daha da bir arttırıyor. Bu da gerek futbolculara gerek teknik ekibe gerekse de biz taraftara belirgin bir şekilde yansıyor.

  Hamza Hamzaoğlu’nun göreve başladığı 11.haftadan 28-29.haftalara kadar birkaç istisna dışında genellikle 3’ten aşağı gol atmadan kazanan bir Galatasaray izlemiştik hep. Tabi aynı şekilde kalesinde de çok gol gören bir Galatasaray… Son 4 haftada ise işin rengi baya bir değişti. Skoru bulma işini genellikle maçların sonlarına bırakan ve 1-0, 1-0’larla ilerleyen bir Galatasaray var artık. Bu yeni halimizin en güzel tarafı ise haftalarca çare üretemediğimiz aşırı gol yeme probleminin en azından 4 maçtır rafa kalkmış oluşu…
   Bugün uzun bir aradan sonra ilk kez 40 binin üzerinde taraftar topluluğunun desteğini arkalarına alarak karşılaşmaya başladı oyuncularımız. 90 dakika boyunca da bir an olsun susmadan hep itici güç oldu taraftarımız.
  Şampiyonluk stresinin iyiden iyiyde hissedildiği bu final karşılaşmalarında sahadaki tutuk görüntümüz ve hücumsal anlamda üretkenlikten uzak oluşumuz gayet normal. Artık oynanan futbol falan umrumuzda değil çünkü. Hep söylediğim gibi çıkalım sahaya ve gerekli skoru alalım yeter…
   Muslera’nın yokluğunda zorlanıp zorlanmayacağı oldukça merak edilen Sinan Bolatlı Galatasaray’ımız karşılaşmanın genelinde iyi futbol ortaya koyamasa da çok iyi mücadele etti. En azından maçı ve şampiyonluğu ne kadar istediğini ortaya koydu. Başkaları gibi ruhsuz, arzusuz bir oyun sergilemedi en azından. 67’de gelen golle de galip gelmesini bildi.
  Şimdi bakıyorum, Beşiktaş taraftarının büyük bir kısmı bizi ‘’Her hafta maç satın alan, şerefsiz bir camia!’’ olarak nitelendirme çabalarında. Peki sormazlar mı adama; Son 20 yılda sadece 2 şampiyonluk görmüş takımın taraftarı, camianın mensupları hangi cüretle, hangi cesaretle benim BÜYÜK GALATASARAYIM’A dil uzatma hadsizliğini gösterebiliyor?
   Bursaspor’un 1, Beşiktaş’ın 2 kez şampiyonluk yaşadığı son 20 yıla ait lig tablosu aslında herkesin kulvarını ve kategorisini çok net bir şekilde ortaya koymaktadır bence. Galatasaray’ın rakibi Fenerbahçe iken Beşiktaş’ın kimlerle yarıştığı ortadadır yani!
  Her sezon yaşanan onca başarısızlığın nedenlerini görmezden gelerek, uydurulan hayali senaryolar ve boyutu günden güne artan mesnetsiz İFTİRALARLA! faturayı başkalarına kesmeye çalışmak, buna paralel olarak da kendilerini şerefli, rakipleri ise ŞEREFSİZ ilan etmek, aslında bazılarının içinde ne gibi fırtınalar koptuğunun ve ne denli büyük travmalar  yaşandığının ispatıdır.
  Sezon başında kimselerin şans vermediği Galtasarayımız’ın şimdilerde ise sonuna kadar hak ettiği şampiyonluk için verdiği mücadele bazılarının neden bu kadar zoruna gitmektedir? Yoksa Galatasaray’dan yana önemli bir kuyruk acıları mı vardır?
  İster kabul edin, ister etmeyin; 20.şampiyonluk ve 4.yıldız bu takıma, bu taraftara, bu camiaya anasının ak sütü gibi helaldir!
  Rakiplerimizin maçlarının 96 dakika üzerinden oynandığı bir ligde, seviyesiz ve kifayetsiz yakıştırmalarla akılları sıra bir karalama kampanyası yürütmeye çalışan kuş beyinli taraftar gruplarının bizlere kahkahadan başka bir şey armağan edemeyeceklerini bilmelerini isterim.
  Evet sevgili Galatasaraylılar, hedefimiz 4.yıldız, yürüdüğümüz yol şampiyonluk yolu. Engebelerle dolu bu yolda da geriye kaldı sadece 180 dakika... Alınacak 4 puan bizi şampiyon yapıyor. Hamza Hamzaoğlu’nun tüm eleştirilere rağmen belki de en doğru şeyi yaparak takıma büyük zaafiyeti olan ‘’savunma yapma’’ yı öğretmesi,  kalan bu 180 dakikada önemli etkenlerden biri olacaktır. Dolayısıyla temel sıkıntımız olan ‘’gol yeme problemini’’ de çözümlemeyi öğrendiğimizi hesaba katarsak, kulaklarımızı da sadece boş boş konuşan, kendi kişisel komplekslerini dışa vurmaktan öte gidemeyen zırvalama makinalarına kapadığımız takdirde bu şampiyonluğu bu saatten sonra feriştahı gelse alamaz bizim elimizden. Hepinize inat, SARIYLA, KIRMIZIYLA ‘’ŞAMPİYON CİM BOM’’ yazacağız!!!
            
                                               e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR