Dün bizim maçın bitiminde özellikle yazmadım yazıyı. Bu
akşamı, Fenerbahçe’nin alacağı sonucu beklemek istedim. İçimden bir ses Erciyes’in
bir sürpriz yapacağını söylüyordu çünkü. Gün boyu da bu inancımda herhangi bir
eksilme olmadı. Nihayetinde içimdeki o ses beni yanıltmadı ve Kayseri temsilcisi
belki de sezonun en büyük kıyağını yaptı bize. Yarın Beşiktaş’ın
Akhisar önünde puan kaybetme ihtimalini de yüksek görüyorum. Gerek Akhisar’ın başarılı iç saha performansı, gerekse de Beşiktaş’ın Gaizantep maçında yaşadığı
travmayı muhtemelen atlatamamış oluşu, oradan bize yarar bir sonuç
çıkarabilir. Neyse olup olmayacağını yarın göreceğiz artık...
Sezona Prandelli denen ‘’sözde’’ teknik direktörle başlamamız yüzünden, sürekli olarak ‘’Galatasaray gene mi 4 yemiş yaa??’’ şeklinde bizleri rakip takım taraftarlarına dalga konusu haline getirenler, mevcut tablonun ardından neler hissediyorlar, cidden çok merak ediyorum! Aynı şekilde o günlerde bizi sezon sonu için sekizinci, onuncu ilan edenlerin de!
Dün Mersin İdman Yurdu karşısında da son 2 karşılaşmada olduğu gibi yine iyi futbol oynamadık. Kalemizde de çok sayıda
pozisyon verdik. Ancak sezonun 2.yarısında müthiş bir form yakalayan Muslera’nın üstün performansını sürdürmesi ve karşılaşmanın ilk devresinde bulduğumuz tek
pozisyonda Yasin’in kişisel becerileriyle takımına golü kazandırması, bizi
galibiyete götürdü.
Hamza Hoca Antep
maçının ardından ‘’Bundan sonra kimse bizden iyi oyun beklemesin’’ demişti. Artık öyle bir beklentimiz de yok zaten. Maç bitiminde de ''Artık sahaya sadece
gerekli skoru almak için çıkıyoruz’’ diyerek, gelecek eleştirilerin bir nevi
önünü tıkamış oldu Hamza Hoca. Bu noktada kafama takılan tek şey kalemizde çok sayıda
pozisyon veriyor oluşumuz. Sahaya skor için çıkarken, çok iyi müdafaa yapıp
yakaladığımız 1-2 fırsatı da değerlendirip galibiyete gitmemiz kabul edilebilir. Ancak hemen her maçta kalemizde 5-6 net pozisyon verip Muslera’nın ekstra kurtarışlarıyla neticeye gitme konusunda aynı şeyi söyleyemem! Çekirge 1 sıçrar, 2 sıçrar! Bunu unutmayalım. Ki Gençlerbirliği
maçında da kalede Muslera olamayacak…
Her şeye rağmen Galatasaray’ın bu saatten sonra şampiyonluğu vereceğini zannetmiyorum. Aklımdan
da olumsuz hiç bir şey geçirmiyorum. Bunun yanında moralman dibe
vuran iki rakibimiz de puan kayıpları yaşayabilir. Fenerbahçe’nin
Mersin ve Başakşehir’e, Beşiktaş’ın da en başta söylemiş olduğum gibi Akhisar’a
takılmaları sürpriz olmaz.
Bugüne dek hep ''Kağıt
üzerinde en büyük favori Galatasaray'' derken fikstür avantajımızdan
bahsediyordum. Ancak artık puan tablosunda da bariz bir üstünlük yakaladığımız aşikar. Mishal, Gençlerbirliği ve Rize maçlarını kazanmamız şartıyla, Beşiktaş
maçından çıkaracağımız bir beraberlik bile bizi şampiyon yapıyor. Dolayısıyla
her şey bu kadar lehimize dönmüşken kalan 3 maçı Galatasaray ismine ve
ağırlığına yakışır şekilde oynamalıyız!
Evet sevgili
Galatasaraylılar, şampiyonluk için, 4.yıldız için geriye sadece 270 dakikamız
kaldı. Allah’ın izniyle şampiyonluk kutlamaları bu sezon yeniden Türk Telekom
Arena’da yapılacak. Sezon başında bizi yok sayanlara, hiçbir şans tanımayanlara
inat 20.şampiyonluğumuza SÖKE SÖKE gidiyoruz. Yapmamız gereken tek şey inanmak
ve gönlümüzü ferah tutmak. İsteseler de istemeseler de 3 hafta sonra ŞAMPİYON
CİMBOM YAZACAĞIZ!!!
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR