Baktığınız zaman 1993-1994 sezonuyla birlikte statüsü
değişen ve ‘’Şampiyonlar Ligi’’ adı altında oynanmaya başlayan organizasyonda
en çok yer almış ekiplerden biri Galatasaray. Yani turnuvanın en tecrübeliler
arasında. Fakat son 2 sezonda gösterdiğimiz performans ne Galatasaray’ın bu tecrübesine
ne de adının büyüklüğüne yakışır cinsten!
Kuralar çekildiği
zaman birçoklarımız Astana maçlarına direk 6 puan yazmıştı. Ben ise biraz daha
cimri davranarak 3 ya da 4 demiştim. Çünkü Hamza Hamzaoğlu’nun illa ki bir sürpriz
yaşatacağından emindim. Lakin ortaya çıkan tabloda gördüm ki oldukça bonkör
davranmışım! Astana’dan sadece 2 puan alabilmiş olmak nasıl açıklanır
bilemiyorum! Bence bu sonuç çok ciddi bir başarısızlıktır!
Geçtiğimiz sezon 1,
bu sezon ise 5 puanla grup aşamalarını tamamlamış olmak, daha evvelki iki
sezonda 10 ve 7 puan toplayarak gruptan çıkmayı başaran, hele hele 2.yıl 6-1’lik
ağır Real Madrid mağlubiyetiyle başladıktan sonra Juventus gibi bir devi saf
dışı bırakarak bunu başarmış olan Galatasaray’ın 2 yılda ne oranda gerilediğinin
açıkça ispatıdır!
2 yıl gibi bir
sürede kadrosundan Milan Baros, Elmander, Ujfalusi, Eboue, Riera, Drogba ve
Melo gibi dünyaca ünlü yıldızları kaybeden takımımızın, bunların boşluklarını
Umut Bulut, Hakan Balta, Sabri, Olcan, Carole, Rodriguez gibi isimlerle
doldurmaya çalışması başkan Dursun Özbek’in vizyonsuzluğundan başka bir şey
değildir!
Her şeye rağmen
avrupa macerasına Uefa Avrupa Ligi üzerinden devam etme şansı olan takımımızın,
dün gece kendi sahasında kendi seyircisi önünde, Astana gibi belki de bir daha
Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etme şansını bile yakalayamayacak bir rakibe
karşı bu denli zorlanması, oyunun belli bölümlerinde ciddi sıkıntılar yaşaması
ve son bölümlerde beraberliğe razı bir görüntüde süreyi tamamlamaya çalışması
benim nezdimde büyük ayıptır!
Burak Yılmaz’ın
geride kalan 4 yılda her geçen yıl biraz daha gerilediği ve eskiden 3 poziyonun
en azından 1’ini gole çevirebilirken, şimdilerde 3 pozisyonun 3’ünü de
harcaması, bu da yetmezmiş gibi sürekli olarak ofsayta düşmesi ya da faul
yapması artık bu takıma 1.sınıf bir santrafor alınması gerektiğini sağır
sultana bile duyurmuştur!
Bunun dışında çok
iyi 2 beke ihtiyacımız olduğu (Eboue ve esasen sol bek olmadığı halde Riera
ayarında) bir başka gerçektir.
Fakat hepsinden
önemlisi, sezon başından beri sırasıyla Hakan Balta, Emre Çolak, Jose
Rodriguez, Bilal Kısa, Jem Paul Karacan ve son olarak Aurelien Chedjou’nun
denendiği ön libero mevkine gerçek bir 6 numara transferinin mutlak suretle
yapılması gerekmektedir.
Umarım bu hafta
Beşiktaş’a mağlup olmayız. Aksi halde şampiyonluk yarışına çok büyük oranda
havlu atmış oluruz!
Eğer ki devre
arasına kadar ligi kayıpsız geçer, Ocak ayı transfer döneminde de bahsetmiş
olduğum yerlere gerekli transferleri yapabilirsek, ikinci yarıda en azından şu
ankinden çok daha fazla güven veren ve Avrupa Ligi’nde çekilecek kuralara göre
birkaç tur geçmesi muhtemel bir Galatasaray izleyebiliriz. Yoksa ligin
2.devresini formaliteden oynar, Avrupa Ligi’ne de ilk turda good bye deriz!Kerem ZÜLFİKAR