9 Aralık 2015 Çarşamba

2 Yılda Nereden Nereye...

 Baktığınız zaman 1993-1994 sezonuyla birlikte statüsü değişen ve ‘’Şampiyonlar Ligi’’ adı altında oynanmaya başlayan organizasyonda en çok yer almış ekiplerden biri Galatasaray. Yani turnuvanın en tecrübeliler arasında. Fakat son 2 sezonda gösterdiğimiz performans ne Galatasaray’ın bu tecrübesine ne de adının büyüklüğüne yakışır cinsten!
 Kuralar çekildiği zaman birçoklarımız Astana maçlarına direk 6 puan yazmıştı. Ben ise biraz daha cimri davranarak 3 ya da 4 demiştim. Çünkü Hamza Hamzaoğlu’nun illa ki bir sürpriz yaşatacağından emindim. Lakin ortaya çıkan tabloda gördüm ki oldukça bonkör davranmışım! Astana’dan sadece 2 puan alabilmiş olmak nasıl açıklanır bilemiyorum! Bence bu sonuç çok ciddi bir başarısızlıktır!
 Geçtiğimiz sezon 1, bu sezon ise 5 puanla grup aşamalarını tamamlamış olmak, daha evvelki iki sezonda 10 ve 7 puan toplayarak gruptan çıkmayı başaran, hele hele 2.yıl 6-1’lik ağır Real Madrid mağlubiyetiyle başladıktan sonra Juventus gibi bir devi saf dışı bırakarak bunu başarmış olan Galatasaray’ın 2 yılda ne oranda gerilediğinin açıkça ispatıdır!
 2 yıl gibi bir sürede kadrosundan Milan Baros, Elmander, Ujfalusi, Eboue, Riera, Drogba ve Melo gibi dünyaca ünlü yıldızları kaybeden takımımızın, bunların boşluklarını Umut Bulut, Hakan Balta, Sabri, Olcan, Carole, Rodriguez gibi isimlerle doldurmaya çalışması başkan Dursun Özbek’in vizyonsuzluğundan başka bir şey değildir!
  Her şeye rağmen avrupa macerasına Uefa Avrupa Ligi üzerinden devam etme şansı olan takımımızın, dün gece kendi sahasında kendi seyircisi önünde, Astana gibi belki de bir daha Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etme şansını bile yakalayamayacak bir rakibe karşı bu denli zorlanması, oyunun belli bölümlerinde ciddi sıkıntılar yaşaması ve son bölümlerde beraberliğe razı bir görüntüde süreyi tamamlamaya çalışması benim nezdimde büyük ayıptır!
  Burak Yılmaz’ın geride kalan 4 yılda her geçen yıl biraz daha gerilediği ve eskiden 3 poziyonun en azından 1’ini gole çevirebilirken, şimdilerde 3 pozisyonun 3’ünü de harcaması, bu da yetmezmiş gibi sürekli olarak ofsayta düşmesi ya da faul yapması artık bu takıma 1.sınıf bir santrafor alınması gerektiğini sağır sultana bile duyurmuştur!
  Bunun dışında çok iyi 2 beke ihtiyacımız olduğu (Eboue ve esasen sol bek olmadığı halde Riera ayarında) bir başka gerçektir.
  Fakat hepsinden önemlisi, sezon başından beri sırasıyla Hakan Balta, Emre Çolak, Jose Rodriguez, Bilal Kısa, Jem Paul Karacan ve son olarak Aurelien Chedjou’nun denendiği ön libero mevkine gerçek bir 6 numara transferinin mutlak suretle yapılması gerekmektedir.
  Umarım bu hafta Beşiktaş’a mağlup olmayız. Aksi halde şampiyonluk yarışına çok büyük oranda havlu atmış oluruz!
  Eğer ki devre arasına kadar ligi kayıpsız geçer, Ocak ayı transfer döneminde de bahsetmiş olduğum yerlere gerekli transferleri yapabilirsek, ikinci yarıda en azından şu ankinden çok daha fazla güven veren ve Avrupa Ligi’nde çekilecek kuralara göre birkaç tur geçmesi muhtemel bir Galatasaray izleyebiliriz. Yoksa ligin 2.devresini formaliteden oynar, Avrupa Ligi’ne de ilk turda good bye deriz!

                                                                                              Kerem ZÜLFİKAR