4 Aralık 2015 Cuma

Başlangıç Olsun

  Ard arda gelen başarısız sonuçlar, aynı süreçte yaşanan teknik direktör değişikliği ve bazı futbolcuların taraftar tepkisi yüzünden topun ağzına gelişi… Bir futbol takımının belki de yaşayabileceği bütün olumsuzluklara aynı anda maruz kaldı Galatasaray’ımız. Hal böyleyken de ister istemez oyuncular üzerinde ciddi bir baskı ve bunun yarattığı bir özgüven problemi oluşmaya başladı. ‘’Ya yine kazanamazsak?’’ sendromu da diyebiliriz buna!
  Geçtiğimiz hafta Kasımpaşa maçıyla birlikte görevine başlayan Mustafa Denizli, bu akşam da ilk kez kendi taraftarının huzuruna çıkıyordu. Hem de 23 yıllık aradan sonra… Muhtemelen Mustafa Hoca’da bir hayli heyecan yapmıştır karşılaşma öncesi.
  Emre Çolak-Jose Rodriguez değişikliği dışında geçen haftaki takım sahaydı. Gözüken o ki Mustafa Hoca, Hamza Hamzaoğlu gibi her hafta kadroyla oynama meraklısı değil. Belli bir istikrar yakalayıp o düzende devam etme arzusunda. Ki doğru olan da bu zaten.
  Karşılaşmaya istekli ve arzulu başladık. Ancak bu istek ve arzumuz sadece 15 dakika sürdü. Ondan sonraki süreçte sahada ne yapacağını bilmez bir halde koşturan sarı kırmızı formalı oyuncular gördük sadece…  Özellikle orta alanla savunma arasındaki geniş mesafe Bursaspor takımının elini kolunu sallaya sallaya ceza sahamıza gelmesini sağladı. 15-45 arasındaki 30 dakikalık bölümde yarı alanımızda cirit attılar desek yanlış olmaz herhalde!
  Burak Yılmaz’ın ileride oldukça etkisiz kalışı ve hiçbir pozisyonda topu tutup saklamayı, beraberinde de arkadaşlarına boş alanlar yaratmayı becerememesi, orta sahadaki Rodriguez-Selçuk-Sneijder üçlüsünün çok yumuşak kalması, Yasin’in de ilk on bir başladığı bir çok karşılaşmada olduğu gibi yine kendini fazla gösterememesi; rakip yarı alanda fazla etkili olamayışımızın nedenleriydi.
  Taraftarın Sabri’ye gösterdiği tepki ise gerçekten gereksiz ve anlamsızdı. Ben de Sabri’yi hemen her hafta eleştiriyorum. Ben de Sabri’nin artık oynamaması gerektiğini savunuyorum. Ancak Sabri dışındaki 10 oyuncu da mükemmel oynuyormuş da sadece Sabri sırıtıyormuşcasına bütün suçu onun üzerine yıkmak taraftarlıkla bağdaşmasa gerek!
  0-0’la geçilen ilk devrenin ardından, ikinci 45 dakikaya da daha etkili başlayan taraf Bursaspor oldu. Hatta 8-10 dakikalık bölümde kalemizde arka arkaya tehlikeler atlattık. Mustafa Hoca baktı ki olacak gibi değil oyuna erken müdahele ederek 56’da Rodriguez’i Bilal’le değişti. Hemen 1 dakika sonra da sakatlanan Hakan’ı Tarık’la. Bu noktada Mustafa Denizli’yle Hamza Hamzaoğlu arasındaki belirgin farklardan biri daha gün yüzüne çıkmış oldu. Hamzaoğlu kesinlikle 70’ten önce oyuncu değiştirmezdi mesela. Hatta mümkünse golü yedirir öyle değiştirirdi! Ama Mustafa Hoca işi zora sokmadan zamanında yaptı müdaheleyi.
  Nitekim Tarık ve Bilal’in girişinden sonra daha etkili olmaya başlayan bir Galatasaray gördük. Podolski’nin yoktan var ederek attığı mükemmel ötesi gol oyuncularımız için ekstra motivasyon oldu!
  1-0’dan sonra sahadaki görüntü yavaş yavaş değişti.  Galatasaray daha etkili oynamaya, Bursaspor ise kalesinde pozisyonlar vermeye başladı.
  Dakikalar 80’i gösterirken organize gelişen atağımızda sağdan ceza alanına giren Sabri, 6 pas içindeki Burak’ı gördü. Burak’ın kaleye paralel giden topu şansın yardımıyla Yasin’e çarptı ve ağlarla buluştu. Futbolda bazen şansa da ihtiyaç duyulduğu bir gerçek.
  2.gol Bursaspor’u her anlamda bitirdi. İyiyden iyiye koptular oyundan ve yarı alanlarında daha da büyük boşluklar bırakmaya başladılar.
  Son anlarda bir kez daha Podolski çıktı sahneye. 2 Bursaspor’lu oyuncunun arasından ustaca sıyrılıp mükemmel bir pasla ceza sahası çizgisi üzerinde Burak’ı topla buluşturdu. Günün en kötülerinden Burak ise çok klas dönerek şık bir vuruşla aradaki farka 3’e çıkardı. Burak’ın 90 dakika boyunca yaptığı tek olumlu hareket de bu oldu zaten.
  Özellikle ilk yarısında oldukça zorlandığımız bu karşılaşmayı 3-0 gibi farklı skorla kazanmamız benim için sürpriz oldu diyebilirim. Çünkü sahadaki oyundan böyle bir skor ummak hiç mümkün değildi. Ancak kazanmak her şeye rağmen güzel tabi. 3 haftadır kazanamayan ve sürekli olarak öne geçip bunu koruyamayan oyuncularımızın kritik Astana ve Beşiktaş karşılaşmaları öncesi moral ve özgüven depolamaları açısından oldukça önemli bir skor 3-0. Umarım Mustafa Hoca her geçen gün biraz daha yoluna koyar bazı şeyleri de devre arası yapılacak 1-2 takviyeyle birlikte ligin ikinci devresinde bambaşka bir Galatasaray izlemeye başlarız…

                                                                                            Kerem ZÜLFİKAR