Ard arda gelen
başarısız sonuçlar, aynı süreçte yaşanan teknik direktör değişikliği ve bazı
futbolcuların taraftar tepkisi yüzünden topun ağzına gelişi… Bir futbol
takımının belki de yaşayabileceği bütün olumsuzluklara aynı anda maruz kaldı
Galatasaray’ımız. Hal böyleyken de ister istemez oyuncular üzerinde ciddi bir
baskı ve bunun yarattığı bir özgüven problemi oluşmaya başladı. ‘’Ya yine
kazanamazsak?’’ sendromu da diyebiliriz buna!
Geçtiğimiz hafta Kasımpaşa
maçıyla birlikte görevine başlayan Mustafa Denizli, bu akşam da ilk kez kendi
taraftarının huzuruna çıkıyordu. Hem de 23 yıllık aradan sonra… Muhtemelen
Mustafa Hoca’da bir hayli heyecan yapmıştır karşılaşma öncesi.
Emre Çolak-Jose
Rodriguez değişikliği dışında geçen haftaki takım sahaydı. Gözüken o ki Mustafa
Hoca, Hamza Hamzaoğlu gibi her hafta kadroyla oynama meraklısı değil. Belli bir
istikrar yakalayıp o düzende devam etme arzusunda. Ki doğru olan da bu zaten.
Karşılaşmaya istekli
ve arzulu başladık. Ancak bu istek ve arzumuz sadece 15 dakika sürdü. Ondan
sonraki süreçte sahada ne yapacağını bilmez bir halde koşturan sarı kırmızı
formalı oyuncular gördük sadece… Özellikle orta alanla savunma arasındaki geniş
mesafe Bursaspor takımının elini kolunu sallaya sallaya ceza sahamıza gelmesini
sağladı. 15-45 arasındaki 30 dakikalık bölümde yarı alanımızda cirit attılar
desek yanlış olmaz herhalde!
Burak Yılmaz’ın ileride
oldukça etkisiz kalışı ve hiçbir pozisyonda topu tutup saklamayı, beraberinde
de arkadaşlarına boş alanlar yaratmayı becerememesi, orta sahadaki Rodriguez-Selçuk-Sneijder
üçlüsünün çok yumuşak kalması, Yasin’in de ilk on bir başladığı bir çok
karşılaşmada olduğu gibi yine kendini fazla gösterememesi; rakip yarı alanda
fazla etkili olamayışımızın nedenleriydi.
Taraftarın Sabri’ye
gösterdiği tepki ise gerçekten gereksiz ve anlamsızdı. Ben de Sabri’yi hemen
her hafta eleştiriyorum. Ben de Sabri’nin artık oynamaması gerektiğini
savunuyorum. Ancak Sabri dışındaki 10 oyuncu da mükemmel oynuyormuş da sadece
Sabri sırıtıyormuşcasına bütün suçu onun üzerine yıkmak taraftarlıkla
bağdaşmasa gerek!
0-0’la geçilen ilk
devrenin ardından, ikinci 45 dakikaya da daha etkili başlayan taraf Bursaspor
oldu. Hatta 8-10 dakikalık bölümde kalemizde arka arkaya tehlikeler atlattık.
Mustafa Hoca baktı ki olacak gibi değil oyuna erken müdahele ederek 56’da Rodriguez’i
Bilal’le değişti. Hemen 1 dakika sonra da sakatlanan Hakan’ı Tarık’la. Bu noktada
Mustafa Denizli’yle Hamza Hamzaoğlu arasındaki belirgin farklardan biri daha
gün yüzüne çıkmış oldu. Hamzaoğlu kesinlikle 70’ten önce oyuncu değiştirmezdi
mesela. Hatta mümkünse golü yedirir öyle değiştirirdi! Ama Mustafa Hoca işi
zora sokmadan zamanında yaptı müdaheleyi.
Nitekim Tarık ve
Bilal’in girişinden sonra daha etkili olmaya başlayan bir Galatasaray gördük.
Podolski’nin yoktan var ederek attığı mükemmel ötesi gol oyuncularımız için ekstra
motivasyon oldu!
1-0’dan sonra sahadaki
görüntü yavaş yavaş değişti. Galatasaray
daha etkili oynamaya, Bursaspor ise kalesinde pozisyonlar vermeye başladı.
Dakikalar 80’i gösterirken organize gelişen atağımızda
sağdan ceza alanına giren Sabri, 6 pas içindeki Burak’ı gördü. Burak’ın kaleye
paralel giden topu şansın yardımıyla Yasin’e çarptı ve ağlarla buluştu. Futbolda
bazen şansa da ihtiyaç duyulduğu bir gerçek.
2.gol Bursaspor’u
her anlamda bitirdi. İyiyden iyiye koptular oyundan ve yarı alanlarında daha da
büyük boşluklar bırakmaya başladılar.
Son anlarda bir kez
daha Podolski çıktı sahneye. 2 Bursaspor’lu oyuncunun arasından ustaca sıyrılıp
mükemmel bir pasla ceza sahası çizgisi üzerinde Burak’ı topla buluşturdu. Günün
en kötülerinden Burak ise çok klas dönerek şık bir vuruşla aradaki farka 3’e
çıkardı. Burak’ın 90 dakika boyunca yaptığı tek olumlu hareket de bu oldu
zaten.
Özellikle ilk
yarısında oldukça zorlandığımız bu karşılaşmayı 3-0 gibi farklı skorla
kazanmamız benim için sürpriz oldu diyebilirim. Çünkü sahadaki oyundan böyle
bir skor ummak hiç mümkün değildi. Ancak kazanmak her şeye rağmen güzel tabi. 3
haftadır kazanamayan ve sürekli olarak öne geçip bunu koruyamayan
oyuncularımızın kritik Astana ve Beşiktaş karşılaşmaları öncesi moral ve
özgüven depolamaları açısından oldukça önemli bir skor 3-0. Umarım Mustafa Hoca
her geçen gün biraz daha yoluna koyar bazı şeyleri de devre arası yapılacak 1-2
takviyeyle birlikte ligin ikinci devresinde bambaşka bir Galatasaray izlemeye
başlarız…
Kerem ZÜLFİKAR