Bugüne kadar Dursun
Özbek ve yönetimine sabretmeye çalıştım kendi adıma. Evet yeri geldi eleştirdim,
yeri geldi başarısız bulduğumu söyledim. Ancak hiçbir zaman hakarete varacak ya
da içeriği ağır olacak sözler kullanmadım. Ancak gelinen noktada bu başkana ve
bu yönetim kuruluna karşı sessiz kalmak Galatasaraylılık duruşuna, Galatasaray
sevgisine hepsinden öte Ali Sami Yen ve Metin Oktay ruhlarına saygısızlık etmek
olur!
110 yıllık tarihinin bazı dönemlerinde
başarılı olamadığı sezonlar muhakkak olmuştur bu takımın. Bundan sonra da
olacaktır. Kaldı ki her sezon şampiyon olan bir takım da dünya üzerinde hiçbir zaman
olmamıştır. Öyle olsa ortada ne rekabet olurdu ne de futbolun güzelliği zaten…
Bir başkanın asli
görevi yönetmekte olduğu kulübü öncelikle sportif anlamda başarıya
ulaştırmaktır. Borcunu azaltmak, mal varlığını arttırmak ya da kulübü kurumsallaştırmak
değildir. En azından Türkiye koşulları için gönül rahatlığıyla söyleyebilirim
bunu. Çünkü bu ülkede taraftar sadece sportif başarıya bakar. Alınan kupalarla,
kazanılan şampiyonluklarla ilgilenir. Tabi bir de yapılan transferlerle…
2015 yılı Mayıs ayı’nda
göreve başlayan Dursun Özbek, geride kalan 7 aylık başkanlık döneminde her
konuda, her alanda başarısız olmuştur! Pasif duruşuyla, dar vizyonuyla, küçük
düşünce yapısıyla ve hiç biri doğru çıkmayan beyanatlarıyla bu kulübü
yönetecek seviyede olmadığını ve Galatasaray başkanlığının ağırlığı altında
ezildiğini gözler önüne sermiştir!
Göreve başlayalı
daha birkaç gün olmuşken şampiyonluk kutlamasında, belki de şampiyonluğun en
büyük pay sahiplerinden Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’ı hiçe sayarcasına
sahneye davet ettirmeyerek bu iki isme çok büyük bir terbiyesizlik yapan, Sezon
öncesi transfer döneminde ‘’Yıldızlar yağacak’’ ‘’Çilek, vişne değil yıldız
alıcam, tek ricam biraz daha sabır’’ Podolski’nin imza töreninde ‘’Bu daha
başlangıç. Arkası gelecek, yineliyorum biraz daha sabır’’ demeçleriyle
taraftarını resmen enayi yerine koyan, daha 2 ay dolmadan yönetim kurulunda
çatlaklar vermeye başlayıp Cünyet Tanman’ı istifaya mecbur eden, Sabri Sarıoğlu’nın
sözleşmesini astronomik bir bedelle uzatan, Grosskreutz transferinde büyük bir
skandala imza atarak Galatasaray’ı resmen küçük düşüren, Galatasaray-Fenerbahçe
bayan basketbol karşılaşmasında ezeli rakibin bütün uyarılarına rağmen Lynetta Kizer'i
oynatarak sahada
kazandığımız maçı masa başında kaybetmemize neden olan, 1 hafta evvel ben burada
olduğum sürece o da burada olacak dediği teknik direktörünü 1 hafta sonra
görevden alan son olarak da Alex de Souza’nın resmi hesabına ait olmayan, sahte
bir hesaptan atılmış tweet’i doğru düzgün araştırmadan Aziz Yıldırım’a karşı
koz olarak kullanmaya çalışıp camiasını bir kez daha gülünç durumlara düşüren
bir başkanın artık orada durmaya daha fazla hakkı ve haddi yoktur!
Dün akşam 5 sezondur mağlup olmadığı, 10
maçtır yenilmediği, 5 maçtır üst üste yendiği Beşiktaş karşısında 90 dakika
boyunca neredeyse tek bir şut dahi atmadan geceyi tamamlayan, oyunun tamamında
sahada ezilen, futbol adına hiçbir şey ortaya koyamayan takım, Dursun Özbek’in
kurduğu takımdır! Sorarım sana ey Dursun Özbek; Sen bu takımla mı Avrupa’da
başarılı olmayı hedefledin sezon başında? Ya da ligde şampiyon olmayı? Gülerler
adama!
Sağ bek oynayan Sabri aslında sağ bek değil.
Stoper Hakan Balta aslında stoper değil. Sol bek Olcan aslında sol bek değil.
Ön libero Chedjou aslında ön libero değil. Sağ açık Podolski aslında sağ açık
değil… Böyle bir kadronun başarılı olmasını bekleyebilir miyiz Allah aşkına?
Ünal Aysal’ın kurduğu, maddi değeri yaklaşık
165 milyon Türk Lirası olan takımın son halkası olan Melo’yu da gönderirken
yerine aynı işi görebilecek bir oyuncu almak yerine, 15 haftada o bölgede 9 farklı
futbolcu denemeye hepimizi mahkum eden zihniyetin bizlerin nezdinde hiçbir saygınlığı
kalmamıştır artık!
Galatasaray’ın sahip olduğu bütün değerleri
hiçe sayarcasına, diktatörvari bir tavırla kulübü yönetmeye kalkan, bu da
yetmezmiş gibi yönetim kurulunda olmayan kardeşini Florya’nın başına getiren bu
saltanat yanlısı arkadaşa birilerinin dur demesi kaçınılmazdır artık!
İstifa da bir hizmettir Dursun Özbek! Eğer
gerçek bir Galatasaraylı’ysan sen, mevcut şartlar altında acilen istifa etmek
durumundasın! Çünkü senin başkan olarak görevine devam ettiğin her saat, her
dakika Galatasaray’a ileride zarar olarak geri dönecektir!
Ünal Aysal gibi 2 sene içerisinde kulübe
resmen çığır atlatan, hepimizin ufkunu genişleten bir başkandan sonra, mahalle
takımı bile yönetemeyecek seviyede olan şahısların bu kulübe başkan yapılması
içler acısı bir durumdur!
Galatasaray Spor Kulübü’nü babaların malı
gibi gören ‘’duayen’’ diye nitelendirilen 70’lik ihtiyarlar, bu kulüp ne zaman
başarılı bir sürece girse, ne zaman bir şeyleri yoluna koymaya başlasa, bir
şekilde ortaya çıkıp her şeyi bozmuşlardır. Ya başarılı teknik direktörü al
aşağı etmişlerdir bir şekilde, ya da iyi işler yapan başkanı göndermişlerdir!
Mevcut koşullarda Dursun Özbek kağıt üzerinde
başkandır sadece. Yani, Adnan Polat’ın tabiriyle ‘’Derin Abiler’’in piyonudur Dursun
Özbek.
Bir kez daha tekrar ediyorum; istifa da bir
hizmettir Dursun Özbek. Taraftarı karşına almış bir başkan olarak, bu saatten
sonra ağzınla kuş dahi tutsan kimselere yaranamayacağını ve asla sevilen başkan
olamayacağın bir gerçektir.
3 kupalı şampiyon takımı, Uefa kriterleri ve
borcu azaltma masallarıyla Ptt 1.Lig seviyesine indiren bir başkanın hala
televizyonlara, gazetelere pişkin pişkin konuşabilmesi gerçekten takdire şayan
bir durumdur!
Galatasaray Spor Kulübü kongre üyelerinin en
azından gelecek sezonları kurtarmak adına acilen olağanüstü seçimli genel
kurul kararı alması gerekmektedir. Hatta gereklilikten öte farzdır bu. Aksi halde bu yönetim Galatasaray’ı uçuruma
doğru sürükler…
Kerem ZÜLFİKAR