Son yıllarda önemini ve anlamını oldukça yitiren Ziraat
Türkiye Kupası’nda son 2 sezonun şampiyonu olduğumuzu düşünürsek bu yıl kupayı
kazanmak ya da kazanmamak çok da önemli olmasa gerek bizim için. Hatta belki de
teknik heyetimiz ve oyuncularımız bir angarya olarak görüyorlardır bu
organizasyonu...
Mustafa Denizli sezon
başından beri fazla forma şansı bulamayan oyuncularından kurulu bir takımla
çıktı sahaya bu akşam. Tabi 3 gün sonra Akhisarspor’la bir kez daha (bu kez lig
için) karşılaşacağımızı da düşünerek.
Kaleci Cenk, Tarık,
Koray, Sinan gibi lig genelinde fazla süre alamayan oyuncuların göstereceği
peformans hepimiz için merak konusuydu elbet. Ben kendi adıma en çok Tarık’ı
merak ettim. Çünkü uzun zamandır Tarık’ın bir patlama yapıp, sağ bek için
formayı kimselere vermemesi hayalini kuruyorum. Gelin görün ki o patlamayı 1
yıldır bir türlü yapamadı Tarık…
Oyunun ilk
düdüğüyle birlikta sahada son haftalarda göremediğimiz seviyede bir Galatasaray
izlemeye başladık. Ayağa bol pasla tempolu top oynayan, 2 kanadı da sürekli
olarak aktif kullanan, pozisyon üretmekte fazla zorlanmayan hepsinden öte
sahada iyi mücadele eden bir Galatasaray…
Rakip Akhisar’ın da
bizim gibi rotasyona gitmesi, onları da farklı bir takım kimliğine bürüdü. Her zaman
ki alışık oldukları oyunu koyamadılar ortaya.
Dakikalar 9’u
gösterirken Akhisar savunmasından Douglao’nun büyük hatası takımımıza golü
getirdi. Ceza sahası içinde ısrarla dribbling yapmaya çalışan Douglao’nun
topuna ayak koyan Umut Bulut takımını 1-0 öne geçirdi.
Golden sonraki
bölümde daha da etkili oynamaya başladık. Rakip kalede arka arkaya pozisyonlar
bulduk.
24’te bu kez Bilal
çıktı sahneye. Yasin’in solda taşıyıp ortaya çıkardığı topa şık bir vuruş
yaparak aradaki farkı 2’ye çıkardı.
Devre 2-0’la geçildi
ama bu şekil oynamaya devam edersek farkı arttırırız diye düşündüm. Gelin görün
ki ikinci yarının hikayesi oldukça farklıydı.
45 dakika boyunca
oyuna hakim olan ve rakip kalede etkili gözüken taraf Akhisarspor’du. 49’da Lua
Lua’nın golüyle aradaki farkı 1’e düşürünce morallendiler de.
Taraftarın zaman
zaman yönetim alehine gösterdiği protestolar ve bazı oyuncuları direk hedef
alan tezahüratlar, ister istemez gergin bir hava oluşturdu Türk Telekom Arena’da.
Karşılıklı
ataklarla geçilen son yarım saatte iki takım da golü bulamayınca karşılaşma 2-1
tamamlanmış oldu.
İlk yarıdaki oyunu
lige yansıtabilirsek maçlarımız daha keyifli geçer. Bu bir gerçek. Ancak o
performansa ulaşamaz ve bu tempoda devam edersek, sezonun sonunu zor getiririz
benden söylemesi….
Kerem ZÜLFİKAR