24 Nisan 2016 Pazar

Biraz Geç Oldu

  Sezona başlarken koyduğu hedeflerini zaman geçtikçe birer birer kaybeden ve ligin ikinci devresinden itibaren Türkiye Kupası dışında hiçbir hedefi kalmaz hale gelen, haftalardır ligde galibiyet yüzü göremeyen Galatasaray’ın Kasımpaşa karşısında 3 puan alabilmesi pek olası gözükmüyor gibiydi…
 O kadar iddiasız bir konumda kaldık ki, haftalardır federasyon Anadolu Takımları’yla birlikte gündüz oynattırıyor maçlarımızı! Şu küçük detay bile bazı şeyleri özetlemeye fazlasıyla yetiyor sanırım…
  Hafta arası Rize’de, uzun bir aradan sonra kazanıp rövanş için kendine büyük avantaj sağlayan takımımız,  az önce de söylemiş olduğum gibi bizlerin pek umudu olmasa da ligdeki galibiyet hasretine son vermek için çıkıyordu sahaya. Rakip de bugüne dek zaman zaman ciddi anlamda zorlandığımız ve kötü skorlar aldığımız Kasımpaşa’ydı...
  Sneijder ve Chedjou’nın sakatlıkları, Yasin, Donk ve Hakan Balta’nın da kart cezaları nedeniyle forma giyemediği karşılaşmada, Koray Günter, Linnes ve Bilal gibi isimler ilk 11’de başladılar.
  Oyuna iyi başlayan ve golü erken bulma eğiliminde olan taraf konuk ekip Kasımpaşa’ydı. İlk 7-8 dakikada ağırlıklı olarak bizim yarı alanımızda oynadılar.
  Baskıyı kırıp rakip sahaya gittiğimiz neredeyse ilk atakta golü bulduk. Rakip yarı alan ortalarından, sol taç çizgisi hizasından kazandığımız serbest vuruşta topun başına her zaman olduğu gibi Selçuk İnan geçti. 6 pasa doğru kestiği müthiş ortaya ise Bilal aynı güzellikte yükselerek takımını 1-0 öne geçirdi!
  1-0’dan sonraki bölümde Fenerbahçe maçındakine benzer bir pozisyonda yine Podolski’nin nizami golü ofsayt gerekçesiyle sayılmadı! Bu durum can sıkmaya başladı artık!
  Dakikalar 28’i gösterirken Kasımpaşa’nın beraberlik golü geldi. Castro’nun pasıyla ceza sahası içinde topla buluşan Scarione düzgün bir vuruş yaparak skoru eşitledi.
  Devre 1-1’le geçilirken, ikinci 45 dakikada sezonun belki de en iyi Galatasaray’ı vardı sahada. Bilal-Umut değişikliği ile forveti ikileyen Riekerink, risk alarak maçı koparmak istedi. Bu taktiği de başarılı oldu.
  62’de ilk devredekine benzer bir hizadan kazanılan serbest vuruşu Selçuk yine etkili kullandı.Rakip savunmadan seken top 6 pas içinde Podolski’nin önüne düştü. Podolski’de affetmedi!
  8 dakika sonra bu kez günün başarılı ismi Selçuk’tan çok şık bir gol geldi. Sağ kanattan Sabri’nin yaptığı ortaya 6 pas içinde Umut Bulut iyi vuramazken, seken top ceza sahası sol çaprazında Selçuk’un önüne düştü. Kaleyi gördüğü anda uzak değere mükemmel bir plase yapan kaptan, aradaki farkı 2’ye çıkardı.
  3-1’in verdiği rahatlıkla son bölümde oyundaki kontrolü elinde tutan Galatasaray, 90’da Podolski’yle bir gol daha buldu.  Rodriguez ceza sahası sol çaprazında rakip savunmadan çaldığı topta, ceza yayı içindeki Emre Çolak’ı gördü. Hiç bekletmeden çok şık bir hareketle ‘’Al da at’’ dercesine topu Podolski’ye aktaran Emre’de 4.golde büyük pay sahibi oldu.
  Uzun bir aradan sonra kazanmak, hatta farklı kazanmak güzel elbet. Son 2 maçta aldığımız galibiyetler, attığımız 7 gol ve girdiğimiz pozisyon sayısındaki ciddi artış bizim adımıza sevindirici gelişmeler. Aslına bakarsanız sezon başından beri forvet eksiğine rağmen gol bulma konusunda fazla zorlanmayan bir Galatasaray izledik hep. Takımdaki  temel sıkıntı savunma zafiyeti! Geride yapılan basit hatalar, yenen basit goller… Umarım son 2 karşılaşmada olduğu gibi en azından maç başına yediğimiz gol ortalaması 1 olarak kalır da, bu sayede kalan maçları kazanırız belki…

                                                                                                     Kerem ZÜLFİKAR