Son haftalarda yavaş yavaş toparlanmaya başlayan ve
performansında belirgin bir artış söz konusu olan Galatasaray’ın, eski hocası
Hamza Hamzaoğlu karşısında vereceği ilk sınavda neler yapacağı hepimiz için
merak konusuydu. Ayrıca uzun zamandır süre gelen deplasmanda kazanamama
hasretine de artık bir son vermek istiyordu oyuncularımız.
Riekerink geçen
hafta Kasımpaşa maçının ikinci devresinde oldukça etkili olan 2 forvetli
sistemi bu hafta da devam ettirmek istedi ve karşılaşmaya Podolski-Umut
ikilisiyle başladı. Geçen haftanın iyilerinden Linnes’in kulübede olmasına ise
anlam veremedim!
4-4-1-1 formatıyla
sahaya yayılan takımımız, belli ki Umut’un arkasında serbest oynayan Podolski’yi
savunmanın arkasına sızdırıp pozisyonlar bulma niyetindeydi.
İlk 15-20 dakikada
rakibe adeta top göstermeyen bir Galatasaray vardı sahada. Özellikle orta
alanda bir maestro edasıyla oynayan Selçuk savunmanın arkasına kaç tane gollük
pas attı. Ancak ne var ki, Yasin, Podolski ve Sabri bunları gole çevirmeyi
başaramadılar. Özellikle Yasin’in kale bomboşken alelacele bir vuruşla topu
yandan auta atması yorumsuzdu cidden…
Baskımızın sonuç
vermediği 20 dakikanın ardından Bursaspor takımı yavaş yavaş oyunu dengelemeye
başladı. 35.dakikada da golü buldular. Savunmadan çıkacağımız anda günün Galatasaray adına en
olumsuz ismi Yasin’in kaptırdığı topta Batalla’nın ortasına mükemmel bir kafa
vuruşu yapan Sivok takımını öne geçirdi.
1-0’dan sonra
Bursaspor daha etkili olmaya başladı. Golün verdiği moral onları skoru arttırma çabası
içerisine soktu ancak 2'yi atacak fırsatları bulamadılar.
Devre arasında takımın en etkisiz 2 ismi Olcan ve Yasin’i oyundan almadı
Riekerink. Herhalde çok güveniyordu ikisine de…
İkinci yarıya da
maçın başında olduğu gibi istekli ve etkili başladık. Golümüz de gecikmedi
zaten. 50.dakikada kazandığımız serbest vuruşta Emre Çolak’ın arka direğe
gönderdiği ortada Podolski topu kale sahası içine indirdi. 6 pas içinde oluşan
karambolde topa son dokunan Olcan takımına beraberliği getirdi. Olcan’ı oyunda
tutan Riekerink’in varmış demek bir bildiği!
1-1’den sonraki 40
dakikalık bölümde defalarca kez skoru lehimize çevirebilecek pozisyonlar
yakaladık. Özellikle de Yasin’le. Ancak bu pozisyonlarda çok net bir şey ortaya çıktı: Yasin
Öztekin’den hiçbir zaman TAKIM oyuncusu olmaz! Her zaman kendi için oynayan,
takımını değil de kendini parlatmaya çalışan bir futbol anlayışı var çünkü! Belli
yetenekleri var kabul. Ancak onları zeka ve takımdaşlıkla birleştiremediği için
29 yaşına gelip hala Türk Futbolu’nda kendini kabul ettirememiş bir oyuncu
olarak kalır işte böyle! Kimse kusura bakmasın ama dün Galatasaray sahadan 3
puanla ayrılamadıysa şayet bunun en büyük sorumlusu, bütün gol pozisyonlarında ‘’Aman
ben atıyım’’ sevdasına kapılan bencil Yasin Öztekin’dir!
Yasin’in bencilliği
yüzünden bir türlü gelmeyen gol, buna karşılık kalemizde verdiğimiz
pozisyonlarda Bursaspor forvetlerinin son vuruşlardaki beceriksizliği
karşılaşmanın 1-1’lik beraberlikle noktalanmasına sebebiyet verdi.
Ligin 2.devresinde
oldukça kötü performans sergileyen takımımızın son 3 maçta ortaya koyduğu
mücadele ve çizdiği daha derli toplu görüntü en azından Türkiye Kupası’nı
kazanabilme umudu adına sevindirici. Çünkü Avrupa Kupaları’na katılma hakkı
elde edebilmek için elimizdeki tek hedef kupa artık. Lig 5.liği bile dün
akşamdan sonra hayal oldu… Neden mi? Yasin sağolsun!
Kerem ZÜLFİKAR