30 Nisan 2016 Cumartesi

Yasin Sağolsun!

 Son haftalarda yavaş yavaş toparlanmaya başlayan ve performansında belirgin bir artış söz konusu olan Galatasaray’ın, eski hocası Hamza Hamzaoğlu karşısında vereceği ilk sınavda neler yapacağı hepimiz için merak konusuydu. Ayrıca uzun zamandır süre gelen deplasmanda kazanamama hasretine de artık bir son vermek istiyordu oyuncularımız.
 Riekerink geçen hafta Kasımpaşa maçının ikinci devresinde oldukça etkili olan 2 forvetli sistemi bu hafta da devam ettirmek istedi ve karşılaşmaya Podolski-Umut ikilisiyle başladı. Geçen haftanın iyilerinden Linnes’in kulübede olmasına ise anlam veremedim!
  4-4-1-1 formatıyla sahaya yayılan takımımız, belli ki Umut’un arkasında serbest oynayan Podolski’yi savunmanın arkasına sızdırıp pozisyonlar bulma niyetindeydi.
  İlk 15-20 dakikada rakibe adeta top göstermeyen bir Galatasaray vardı sahada. Özellikle orta alanda bir maestro edasıyla oynayan Selçuk savunmanın arkasına kaç tane gollük pas attı. Ancak ne var ki, Yasin, Podolski ve Sabri bunları gole çevirmeyi başaramadılar. Özellikle Yasin’in kale bomboşken alelacele bir vuruşla topu yandan auta atması yorumsuzdu cidden…
  Baskımızın sonuç vermediği 20 dakikanın ardından Bursaspor takımı yavaş yavaş oyunu dengelemeye başladı. 35.dakikada da golü buldular. Savunmadan çıkacağımız anda günün Galatasaray adına en olumsuz ismi Yasin’in kaptırdığı topta Batalla’nın ortasına mükemmel bir kafa vuruşu yapan Sivok takımını öne geçirdi.
  1-0’dan sonra Bursaspor daha etkili olmaya başladı. Golün verdiği moral onları skoru arttırma çabası içerisine soktu ancak 2'yi atacak fırsatları bulamadılar.
  Devre arasında takımın en etkisiz 2 ismi Olcan ve Yasin’i oyundan almadı Riekerink. Herhalde çok güveniyordu ikisine de…
  İkinci yarıya da maçın başında olduğu gibi istekli ve etkili başladık. Golümüz de gecikmedi zaten. 50.dakikada kazandığımız serbest vuruşta Emre Çolak’ın arka direğe gönderdiği ortada Podolski topu kale sahası içine indirdi. 6 pas içinde oluşan karambolde topa son dokunan Olcan takımına beraberliği getirdi. Olcan’ı oyunda tutan Riekerink’in varmış demek bir bildiği!
  1-1’den sonraki 40 dakikalık bölümde defalarca kez skoru lehimize çevirebilecek pozisyonlar yakaladık. Özellikle de Yasin’le. Ancak bu pozisyonlarda çok net bir şey ortaya çıktı: Yasin Öztekin’den hiçbir zaman TAKIM oyuncusu olmaz! Her zaman kendi için oynayan, takımını değil de kendini parlatmaya çalışan bir futbol anlayışı var çünkü! Belli yetenekleri var kabul. Ancak onları zeka ve takımdaşlıkla birleştiremediği için 29 yaşına gelip hala Türk Futbolu’nda kendini kabul ettirememiş bir oyuncu olarak kalır işte böyle! Kimse kusura bakmasın ama dün Galatasaray sahadan 3 puanla ayrılamadıysa şayet bunun en büyük sorumlusu, bütün gol pozisyonlarında ‘’Aman ben atıyım’’ sevdasına kapılan bencil Yasin Öztekin’dir!
  Yasin’in bencilliği yüzünden bir türlü gelmeyen gol, buna karşılık kalemizde verdiğimiz pozisyonlarda Bursaspor forvetlerinin son vuruşlardaki beceriksizliği karşılaşmanın 1-1’lik beraberlikle noktalanmasına sebebiyet verdi.
  Ligin 2.devresinde oldukça kötü performans sergileyen takımımızın son 3 maçta ortaya koyduğu mücadele ve çizdiği daha derli toplu görüntü en azından Türkiye Kupası’nı kazanabilme umudu adına sevindirici. Çünkü Avrupa Kupaları’na katılma hakkı elde edebilmek için elimizdeki tek hedef kupa artık. Lig 5.liği bile dün akşamdan sonra hayal oldu… Neden mi? Yasin sağolsun!

                                                                                            Kerem ZÜLFİKAR