Hamza Hoca’nın teknik direktörlüğe getirilişi, takımı her
anlamda bambaşka biri kimliğe bürüdü şüphesiz. Bunu futboldan biraz olsun anlayan herkesin görebildiğine de eminim.
Zaten kamuoyunun genel fikri de bu konudaki haklılığımı ortaya koyuyor.
Prandelli'yle geçen
kabus dolu günlerin ardından, son 3-4 maçta alınan güzel neticeler takımın
üzerindeki kara bulutları dağıtmış gibi gözüküyor. Yani kriz ortamından en
azından şimdilik kurtulmuş durumdayız. Aman Allah bozmasın!
Dün akşam sezon
başından bu yana fazla forma şansı bulamamış oyunculardan kurulu bir Galatasaray
izledik. Ancak sağolsunlar, asları hiçbir şekilde aratmadılar. Tabi rakibin
zayıflığı, aradaki seviye farkı ve kadro kalitesi skorborda net bir biçimde
yansır diye düşünüyorduk karşılaşmadan önce. Ancak ne yalan söyleyeyim, bu kadarını da tahmin etmiyorduk.
9-1’lik skorla kulüp
tarihinin en farklı galibiyetlerinden birini elde eden takımımız, büyük bir
özgüven kazandı. Prandelli döneminde 16 resmi maç oynayıp, bu maçlarda sadece 15 gol
atabilen, yani maç başına 1 gol ortalaması dahi tutturamayan takımın, Hamza
Hoca’yla beraber 5 maçta 21 gol atarak maç başına 4’ün üzerinde bir ortalama
yakalaması nelerin değiştiğinin en güzel ispatı olsa gerek.
Dün Pandev attığı 3
golle, Olcan olağanüstü golüyle, Yasin Öztekin yaptığı 4 asistle ve U21’in gol
kralı Sinan Gümüş de A takım formasıyla çıktığı ilk resmi maçında golü
bulmasıyla geceye damgalarını vuran isimler oldular.
Tabi mütevazi
kadrosu ve kısıtlı maddi olanaklarıyla özellikle ilk yarım saatte Galatasaray'la
başa baş oynamaya çalışan Balçova Yaşamspor’lu oyuncuları tebrik etmek
gerek. Ancak, yukarıda da belirtmiş olduğum gibi aralarında dağlar kadar fark
olan iki takımın mücadelesinde ortaya böyle farklı skorların çıkması
kaçınılmaz son.
Toparlamak
gerekirse, her hafta hatta her maç üzerine koyarak ilerleyen bir Galatasaray ve takıma mensup oyuncu topluluğu var ortada. Bu durumun en
büyük nedeni Prandelli’yle yıldızları bir türlü barışmayan bazı
futbolcularımızın Hamza Hoca’ya duyduğu saygı ve sevgi. Dolayısıyla futbol
oynama iştahını ve arzusunu yeniden kazanmış, özgüveni de gittikçe yükselen
oyuncularımızın elde kalmış 2 hedef olan lig ve kupada yollarına dolu dizgin
devam edeceklerini düşünüyorum. Sözün özü, keyifler yerinde, güzel günler
yakında sevgili Galatasaraylılar.
e-falanfilan yazarı: Kerem ZÜLFİKAR