Hamza Hamzaoğlu bıraktığı zaman takım zirvenin 5 puan gerisindeydi. Taffarel yönetimindeki Antalyaspor maçında kaybedilen 2 puanla fark 7’ye çıktı ve ondan sonra Mustafa Denizli göreve başladı. Yanlış hatırlamıyorsam ilk lig maçına 13.haftada çıktı Mustafa Hoca. Dün itibariyle de 20.haftayı geride bırakmış olduk. Yani Mustafa Hoca’yla geride kalan 8 haftada, 7 puanlık fark Fenerbahçe’yle 12’ye çıkmış durumda. 3 maçı eksik Beşiktaş’la ise bu 3 maçı kazandığı takdirde 16. Tablo gerçekten korkunç…
Dursun Özbek Mayıs
ayı’nın sonunda başkan seçildi. Yani yaklaşık 7.5 ay önce. Dursun Özbek başkanlık
koltuğuna oturduğunda ligi şampiyon tamamlanmış, Türkiye Kupası’nı kazanmış bir
takım vardı ortada. Kadrosunda da Ünal Aysal’dan kalma kaliteli oyuncular. Peki
aradan geçen 7.5 ayda nasıl bir Galatasaray var? Daha 20.haftada çift haneli
puan farkı yemiş, Avrupa’ya sözde devam ediyor ama özde oraya dair de hiçbir hedefi
yok, kadro kalitesi desen Anadolu takımlarıyla eşdeğer… Bu eserin mimarı Dursun
Özbek’tir. Kim ne derse desin!
Bugüne dek verdiği hiçbir
sözü tutmayan, ağzından çıkan hiçbir beyanı yerine getirmeyen, Galatasaray’ı
içinden çıkılamaz bir enkaza doğru sürükleyen Dursun Özbek’in Galatasaraylılığı’ndan
ciddi anlamda şüphe duymaya başladım artık!
Burak Yılmaz’a en
çok kızanların, onu en çok eleştirenlerin başında ben geliyorumdur herhalde.
Son dönemlerde oldukça gerileyen gol vuruşları, ofsaytı bir türlü öğrenememesi
ve bitmek bilmeyen hücum faulleri… Ancak ortada bir gerçek var ki, beğeniriz ya
da beğenmeyiz, severiz ya da sevmeyiz, son 4 yıldır bu takımın en önemli gol
silahı, bir numaralı santraforu ve her sezon en çok gol atan ismi Burak Yılmaz’dır!
Son 4 sezonunda 80’den fazla gol atmış yani sezon başına ortalama 20-22 golle
oynayan bir santrafor transfer etsek Avrupa’dan, buna kimseler karşı çıkmaz
herhalde. Hatta hepimizi memnun eder bu transfer. Peki transfer dönemi
kapanmışken ve zaten sıkıntılar yaşadığımız o bölgeye yine transfer
yapamamışken, üzerine bir de bu bahsettiğim istatistiklere sahip Burak’ı satmak
ne demektir? Bunu lütfen birisi çıksın açıklasın bana!
Geri kalan 14
haftada ve Lazio maçlarında bu takımın bütün gol umudu Umut Bulut mu olacak
yani? Vallahi de ayıp billahi de ayıp!
Ligden kopmuş
olabiliriz, maddi anlamda sıkıntılı bir süreçten geçiyor olabiliriz, hatta ve
hatta önümüzdeki birkaç yıl ligde şampiyonluğuna oynayamayacak, Avrupa Kupaları’na
alınmayacak da olabiliriz. Bunları hiç kimse sorun etmez. Galatasaray’ın
büyüklüğünden de hiçbir şey eksiltmez bu koşullar. Ancak kabullenemeyeceğimiz
tek şey, Galatasaray’ın ruhunu, Galatasaray’ın ideallerini para için
satmaktır!!!!
Ey Dursun Özbek, ey
Mustafa Denizli; istediği kadar ben gitmek istiyorum desin, Lazio maçlarına
şurada 10 gün kalmışken ve ligde işlerin berbat gittiği şu sezonda en azından
Uefa Avrupa Ligi’nde geçilecek birkaç turla taraftarın gönlünü alabilme şansı
varken ortada, takımın elle tutulabilir tek santraforu Burak’ı para için satmak
mıdır Galatasaray’ın ideolojisi? Yazıklar olsun! Cidden yazıklar olsun!
En büyük yazıklar
olsun da Mustafa Denizli’ye! Yorumculuğu döneminde sürekli olarak bol keseden
sallayan, her şeyi çok basit ve çok kolaymış gibi gösteren ancak sahaya
indikten sonra takımı aldığı noktanın bile oldukça gerisine götüren, amaçsız,
hedefsiz, ruhsuz bir Galatasaray yaratan Mustafa Denizli’ye nacizane tavsiyem,
artık bir kenara çekilip ailesine ve kişisel hobilerine zaman ayırmasıdır!
Dün 90 dakikanın 70’inde
sahada resmen uyuyan, bizleri de uyutan, sanki zorla sahada tutuluyormuşcasına
bir görüntü sergileyen, bu soğukta para verip onları izlemek için stada
gelenlere, yine para verip ekran karşısında izlemek isteyenlere zerre saygıları
olmayan, üzerlerinde taşıdıkları formanın ağırlığının farkında olamayan oyuncu
topluluğu Dursun Özbek’in yarattığı, Mustafa Denizli’nin de yönettiği oyuncu
topluluğudur!
Bu Galatasaray
geride kalan 14 haftanın yarısını bile galip bitiremez. Bundan sonra hemen her
maç puan kaybetme ihtimali var bu takımın! Kısacası, bundan 5 yıl önce Ünal
Aysal’ın aldığı noktaya el birliğiyle yeniden indirdiler Galatasaray’ı. Demek
ki bazılarının bu kulübe, bu camiaya layık gördüğü seviye bu. Bu durumda bize
de alkışlamak ve takdir etmek düşer…
Kerem ZÜLFİKAR