1 Şubat 2016 Pazartesi

Uzun Bir Aradan Sonra

  Ligde hedeften bir hayli uzaklaştığımız şu günlerde Uefa Avrupa Ligi ve Ziraat Türkiye Kupası 4 elle sarılmamız gereken hedefler olarak kaldı elimizde. Her ne kadar Türkiye Kupası’nda son 2 yılın şampiyonu olsak da bu sezonu da kazanmamız, en azından bir nebze olsun teselli unsuru teşkil edebilir bizim için.
  Grup aşamalarının tamamlanmasından sonra tek maçlı eleminasyon üzerinden oynanan son 16 turunda herhangi bir kaza yaşamak istemeyen Mustafa Hoca, bu kez işi sıkı tutarak aslardan kurulu bir on birle çıktı sahaya.
   Karşılaşmanın ilk düdüğüyle birlikte geçtiğimiz yıllardan oldukça alışık olduğumuz ancak bu sezon bir türlü göremediğimiz, kendi sahasında oynadığı karşılaşmaların ilk 20-25 dakikasında rakibi adeta boğarak skoru ele geçiren o özlenen Galatasaray vardı sahada! Açıkçası uzun zaman olmuştu bu yüksek tempoyu yapamayalı…
   Özellikle rakibin sol kanadını tabiri caize hallaç pamuğuna çeviren Linnes-Sinan ikilisi bütün ataklarımızın baş mimarlarıydı. Resmen otobana çevirdiler o tarafı.
   Ataklar hep sağ taraftan geliştiği için, gol de muhtemelen oradan gelir diye beklerken, Olcan ters köşeye yatırdı hepimizi. Kendi taşıdığı topa ceza sahasına girmeden mükemmel bir vuruş yaparak, topu Gaziantep ağlarına gönderdi.
   5 dakika sonra bir füze de Sinan’dan geldi bu kez. Olcan’ın golü attığı hemen hemen aynı noktadan o da denedi kaleyi, savunmaya da çarpan top yine aynı köşeden filelere gitti.
   25 dakikada gelen 2 gol, zaten iştahlı ve arzulu oynayan oyuncularımızı hepten moralli hale getirdi. Sahanın tek hakimiydi Galatasaray. Neredeyse tek kale maç oynanmaya başladı.
   İlk devrenin sonlarıyla ikinci devrenin ilk bölümünde Umut Bulut kendi kendine gol kaçırma yarışına girdi sanki! O kadar net fırsatlar harcadı ki, kaçırması atmaktan daha zor…
   56’da gecenin stresli ismi Kral çıktı sahneye. Ceza sahası içinde oluşan karambolde, 6 pas üzerinden şık bir topuk vuruşu yaparak aradaki farkı 3’e çıkardı. Bu golle taraftarla arasında olan gerginliğe de bir nevi son vermiş oldu.
   3-0’dan sonra ister istemez rehavete kapıldık ve oyundan düşmeye başladık.
  75’te Selçuk’un ikramı sonucu Bezannier’le gelen Gaziantep golü onlar için sadece bir teselliden ibaretti.
  90 dakikanın bitiş düdüğüyle birlikte Galatasaray’ımız adını çeyrek finale yazdırmış oldu.
  Gecenin önemli noktaları, uzun bir aradan sonra 60-65 dakika oldukça iyi futbol oynayan bir Galatasaray izlememiz, Sinan’ın yükselen form grafiğini sürdürmesi ve Olcan’ın da üstün bir performans ortaya koymasıydı. Bu şekilde oynamaya devam ederlerse Sinan’da Olcan’da ilk on birin değişmezleri olurlar…

                                                                                                    Kerem ZÜLFİKAR