22 Şubat 2016 Pazartesi

Skandal Gece!

 
  Dün akşam Türk Telekom Arena’da yaşananlar, şüphesiz hiçbirimizin olmasını isteyeceği ya da uzun zamandır ligde maç kazanamayan bir takımın taraftarları olarak bizleri mutlu edecek türden şeyler değildi. Gerçekten Türk Futbol Tarihi’ne damga vuracak karşılaşmalardan birine daha tanıklık etmiş olduk!
  Mustafa Denizli’nin sahaya çıkardığı on bir yanlıştı yine. Linnes ve Denayer kenarda otururken, Sabri ve Koray’a forma vermek, Sneijder’i yedek soyundurmak ve de Chedjou’yu orta alanda kullanma sevdasından bıkmamak Mustafa Denizli’nin yaptığı hatalardı bence.
  Sondan başlayalım, Chedjou’nun orta alanda verimli olamayacağı ligin ilk devresinin son karşılaşmalarında çok net olarak görülmüştü zaten. Ryan Donk’ta bunun için transfer edildi. Eğer Chedjou orada idare edebilseydi Donk transfer edilmezdi. Fakat Mustafa Hoca’nın çift ön libero ile oynayacağım diye Chedjou’yu yeniden oraya kaydırması hem Chedjou’nun dengesini bozuyor hem de takımın! Chedjou mevcut kadro yapısında bu takımın daima değişmez stoperidir! Bu yüzden de yeriyle kesinlikle oynanmamalıdır!
  Sneijder’le devam edelim: Sneijder’i en çok eleştirenlerden biri benimdir herhalde. Bu konudaki fikirlerim de hala aynı. Ortalama üstü bir 10 numaradan beklenenlerin hiç birini yerine getiremiyor Sneijder. Adam eksiltme özelliği yok, sorumluluk alıp takımını oyun içinde rahatlatma gibi bir meziyeti yok, savunmanın arasına veya arkasına atacağı öldürücü pasları yok. Tek önemli yeteneği ceza sahası dışından attığı etkili şutlar ve duran toplar. Bu 2 konuda gerçekten etkili bir silah Sneijder. Ancak her ne olursa olsun, elinizde Sneijder varsa onu kullanmak zorundasınız! Herhangi bir sakatlığı olmadığı sürece Sneijder’i durduk yere yedek bırakmak kabul edilemez bir karardır!
  Linnes ve Denayer kenarda otururken Sabri ve Koray’ı oynatmak ise tamamen macera aramak! Başka bir açıklaması olamaz bunun. Her ne kadar dün Sabri pek de kötü oynamamış olsa da, 2 milyon euro bonservis ödenerek alınan Linnes en azından birkaç maç üst üste on bir de olmayı hak ediyor diye düşünüyorum. Ama Mustafa Hoca kendisini pek tutmadı sanırım. Dolayısıyla da kendisini pek düşünmüyor…
  Chedjou’nun yanında oynaması gereken 2.stoperin Denayer olması gerektiğini sezon başından beri söylüyorum. Ancak ne yazık ki ikisini savunmanın göbeğinde birlikte izleyebilme şansına yanılmıyorsam sadece tek bir maçta erişebildik. Kaldı ki çoğu zaman yedek soyundurulan Denayer, forma bulduğu maçlarda da sağ bek olarak kullanıldığı için gerçek performansını ortaya koyamıyor belki de.
  Oyundan bahsedecek olursak, Galatasaray son 3-4 karşılaşmayla mukayese edecek olursak daha iyiydi şüphesiz. En azından topa ve oyuna hükmedebilen, rakip kalede pozisyonlar üretebilen bir Galatasaray vardı sahada. Tabi Trabzonspor’un beklentilerin çok çok altında oluşunun da etkisi vardı bunda.
  Ne olursa olsun, Galatasaray maçı hakeme gerek kalmadan koparabilmeliydi. Girilen fırsatların en azından 2-3 tanesini gol yapmak gerekirdi. Ancak her maç bu çileyi çekmeye alıştık artık…
  Deniz Ateş Bitnel’in ilk devrede Trabzonspor lehine çaldığı haksız penaltı, muhtemelen devre arasında pozisyonu tekrar izledikten sonra ikinci 45 dakikada bütün kontrolünü yitirmesine ve saçma sapan kararlar vermesine neden oldu.
  Özer’in oyundan atılışı kesinlikle yanlış karardı. Özer’in orada rakibe hiçbir müdahelesi yoktu çünkü. Net olarak topa dokundu, rakibe değil!
  Aykut’un kırmızı kartına bir şey söylemek güç. Orada ne oldu bitti anlayamadık. Ama küfür ettiği söyleniyor, öyleyse şayet kırmızı kart elbette doğru karar.
  Son bölümde Umut Bulut’un ceza sahası içinde kendisini yere bırakması hiçbir şekilde penaltı olarak kabul edilemez! Orada Umut’a Cavanda tarafından herhangi bir müdahale yapıldığını göremedim ben. Dolayısıyla karşılaşmanın son dakikasında haksız bir penaltı kazanmış olduk.
  9 kişi kalmaları yetmezmiş gibi üstüne bir de böylesine bir penaltıya maruz kalan Trabzonspor’lu oyuncular ister istemez çileden çıktılar. Cavanda ve Salih Dursun’un kesinlikle  yapmamaları gereken 2 hareket, onların da oyundan atılmalarıyla sonuçladı. Böyle olunca da Trabzonspor takımı sahada 7 kişi kaldı...
  Golün santrasından sonra Trabzonspor’lu oyuncuların topu bize atmaları, haklı bir protestoydu onlar adına. Bu konuda onlara olumsuz bir şeyler söyleyebilmemiz çok güç
  Netice itibariyle hakemin oyuna büyük tesiri sonucu 7 kişi kalan Trabzonspor’u, haksız bir penaltıyla 2-1 yenmiş oluşumuz üzücü tabi ki. Gönül isterdi ki, Galatasaray çıksın topunu oynasın ve hak ederek kazansın. Tıpkı geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yani. Ancak ne yazık ki dün böyle bir şey yaşandı ve bu de bizim lehimize oldu. Tek tesellimiz ise her şeye rağmen haftalar sonra galip gelmiş oluşumuz ve bundan sonrasına belki de daha moralli bakacak oluşumuz...

                                                                                                       Kerem ZÜLFİKAR