14 Şubat 2011 Pazartesi

Fenerbahçe - Kayseri

21. hafta itibari ile Fenerbahçe hakkında söylenebilecek kesin olan şey takımın savunma yapmayı öğrendiğidir. Ligin ilk yarısıyla ikinci yarısı arasındaki en belirgin fark yenilen gol sayısı. Bunun temel sebebi ise takım savunması konusundaki belirgin yükseliş.

Aslında Kayserispor maçında Fenerbahçe bundan sonra Kadıköy’deki maçlarda uygulayacağı bir formülü ortaya koydu. Tıpkı Trabzonspor maçında olduğu gibi ilk yirmi dakika önde baskılı, istekli, kaptığı toplarla sürekli kaleye gitmeyi düşünen bir Fenerbahçe izledik. muhtemelen bundan sonra da şükrü Saracoğlundaki maçlarda bu ilk yirmi dakika formülünü izleyeceğiz. Fenerbahçe’nin sürekli kaleye gitmeyi düşünen bu anlayışının en önemli sebebi Aykut kocaman’ın sahaya sürdüğü kadroyla alakalı diye düşünüyorum. Emre Belöoğlu’nun yokluğunda orta sahaya Mehmet topuz’u çekip, sağ tarafa Özer’i monte etmesi sol tarafta dia’nın forma şansı bulmasını sağladı. Muhtemelen Daum olsa bu noktada Emre’nin yerine Cristian’ı koyardı. Dia’nın agresif oyunu ilk yirmi dakikadan sonra kendi yarı sahasına çekilen Fenerbahçe’ye karşı Kayserispor’un defansını ileri çıkarıp baskıyı biraz olsun arttırmasına bile izin vermedi.

Hücumda ise skor avantajını yakaladıktan sonra hızlı hücumlarla skor şansı arayan bir Fenerbahçe izledik. Bu şansı yakaladığı anlarda ne alex ne de niang son pasları olumlu kullanamadı. Ancak hücum anlamında en olumlu konu fenerbahçe’nin artık orta sahada pasları çok daha hızlı yapıp topu niang’a ya da dia’ya çok daha hızlı ulaştırabilmesi. Durum böyle olunca rakip takım kim olursa olsun defansın dengesi bozulabiliyor. Önde baskı ve hızlı paslaşmalar her ne kadar skor avantajını erken elde etmesini sağlasa da bu skor avantajı gecikirse ilk yarım saatten sonra Fenerbahçe’nin canı ileriki haftalarda bir hayli sıkılabilir.

Mehmet topuz için de bir iki satır yazmak gerektiği kanaatindeyim. İlk yarıda da fizik olarak takımın iyilerinden biriydi ki bu ‘’iyiler’’ takım içinde pek azdı. Fizik gücünün yanına şimdi kendine güvenini ve dikine oynamayı da ekleyince Mehmet Topuz, oyunun etki alanını ve etki süresini arttırdı. İleride bir sakatlık yaşamazsa muhtemelen Fenerbahçe’yi yarışın içinde tutacak olan oyuncuların başında geliyor.

Fenerbahçe ikinci yarının ilk dört haftasını müthiş bir kazanma isteğiyle oynadı. Maçları getiren en önemli etken de buydu zaten. Takım ilerisi için de ümit vaat ediyor. Bazı oyuncuların ipleri eline aldığını ve konsantrasyonun üst seviyede olduğunu gözlemlemek hiç zor değil. Bu kazanma azmini devam ettirirse Fenerbahçe ligin sonuna kadar yarışın içinde kalacaktır. Önümüzdeki hafta her ne kadar yarıştan kopmuş olsa da kendini ispatlamaya çalışacak bir Beşiktaş ile oynayacaklar. Yukarıda bahsettiğim doğru savunma ve kazanma isteği devam ederse maçın ilerleyen dakikalarında ilginç bir skorla karşı karşıya kalabiliriz.

                                                                                                          e-falanfilan Yazarı: Uğur Karaman